En büyük düşmanınız en yakınınızda durur!

A -
A +

Bazen düşmanınız en yakınınızda durur.

Orası onun için en güvenilir bölgedir, çünkü en son oraya bakarsınız.

Başladığı günden beri PKK terörü bir iç hareket değil dış-dost kaynaklı bir projeydi ve hükümetler olayı kamuoyunda küçültürken istemeden terörün alanını büyüttüler. Şimdi gerçeklerle yüzleşmek hoşumuza gitmese de sorunun çözümüne bizi daha yakın tutar.

Ardan Zentürk, Ukraynalı strateji uzmanı Dimitro Kuleba’nın Vekâlet Savaşını tanımlarken “Vekâlet savaşı piyano çalmak gibidir, sonuca ulaşmak için çok fazla tuşa basmanız gerekir” dediğini nakletmişti.  

Vekâlet Savaşı’nda devletler fiilen birbirlerine saldırmak yerine üçüncü bir tarafın vasıtasıyla mücadele ederler. Bazen devletleri, bazen paralı askerleri bazen de kendi kurdukları terör örgütlerini kullanırlar. Haçlı ittifakının çok sesli piyanosunda içeriden de siyasetçi, sanatçı, gazeteci, akademisyen kılıklı işbirlikçi çok sayıda yerli hain rol almış durumda.

Mücadele şimdi bunlarla yapılıyor.

11 vatandaşımızın şehit olduğu Beyazıt saldırısı üzerine yine düşman avına çıktık.

Çoğu aydın dostlarımız tarafından nasıl ihanete uğradığımızı, en büyük darbeyi dost ve müttefik bildiğimiz ülkelerden yediğimizi ve arkadan vurulduğumuzu yazıyor.

Ülkeler menfaatleri doğrultusunda bir araya gelir, ekonomik siyasi birlikler kurarlar sonra şartlar değişir yeni oluşumlar kaçınılmaz olur eskilerin hükmü kalmaz. Aynı ittifakların içinde yer alıyoruz diye bunlardan ihanet görmeyeceğimiz varsaymak saflıktır.

Bunun en bilindik ve çok kullanılan hedefe en yakın yolu en yakında duran dost ve müttefikiniz tarafından terörün desteklenmesidir.

Yeni Çağ savaşları şu temele dayanır: “Rakibinin yaralarını kaşı, kan kaybından ölsün...” Ve bunu onlara yaptır. En kolay buldukları Ermeni yasasını parlamentolarına taşıyarak yara kaşıyan çok sayıda ülke aynı ittifak içinde yar aldığımız dost ve müttefiklerimizdir(!)

Türkiye, bu dostlarının kuşatması altındadır.

PKK ile yapıldığı bilinen mücadele ABD, İsrail, Almanya, İngiltere, Ermenistan, İran ile yapılıyor.

Hedef açık ve ortada; ekonomik bakımdan kalkınan bir Türkiye istenmiyor.

Klasik savaşlar yüksek maliyetli olduğundan "Vekâlet Savaşları" Batı tarafından geliştirilmiş.

Bu Vekâlet Savaşı mızıkacılarının mihmandarı, tambur majörü medyadır.

Sömürgeci dış politikanın hedefe koyduğu ülkede önce mağdur bir kesim bulup ilan etmek, sonra hem muhatabını hem kamuoyunu mağdur olduğuna inandırmak, sonra kendisini mağdur edenlere karşı mağdurları harekete geçirmektir.

Bu dünyada dost ve müttefik olmak ne demektir, hangi anlama gelir?

İhanete uğradığınızda hainliği yapan dost ve müttefik hangi kuralı ihlal etmiştir?

Türkiye’de geçmişten bugüne hiçbir iktidar halk hareketi ile yıkılmadı sadece iktidarı aşağı almak isteyenler halk hareketi diye meydana döktükleri grupları cinayetlerini meşrulaştırmak için malzeme olarak kullandılar.

Eski istihbaratçı Mahir Kaynak diyor ki: “Bir olay olduğu zaman çok kısa mantıkla düşüneceksiniz, bu olay kimin işine yarar?”

Türkiye’nin terörle hırpalanmasının kimin işine yaradığı hangi adreste ikamet ettiği belli de buna karşı bizim yapmamız gereken şey sadece şehit cenazesi taşıyıp enkaz temizlemekle mi sınırlı?

Ermenileri piyon olarak kullanıp kışkırtarak Anadolu'da karışıklıklar çıkardığı günlerde, İngiliz Büyükelçisi'nin Sultan Abdülhamid'e gelip, küstahça; 
"Daha ne kadar Ermeni öldüreceksiniz?" diye sorma cüretini gösterdiğinde, Ulu Hakan, keskin bakışlarını elçinin üzerine dikerek; 

"Filan gün, filan saatte Karadeniz'in filan noktasına yaklaşıp, karaya Ermenileri Türklere karşı silahlandırmak için şu kadar sandık malzeme çıkaran ve komitacılara teslim eden İngiliz gemisinde, Türk başına kaç silah bulunuyorsa tam o kadar Ermeni terörist öldüreceğiz" cevabını vermişti. 

Bugün de arkadan vurulmamanın garantisi bu Batılı dostları iyi tanımaktır.

Dostların arasına menfaat girdiğinde ittifaklar su ile zeytinyağı gibi olur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.