Bu satırları yazarken oy verme işlemi devam ediyordu ama kimin kazanacağı hususunda çok da merakta değilim çünkü kimin kazanacağını biliyorum. Her yarışı en iyi hazırlanan kazanır. Seçim sonrası yorgunluğunu değerli bir tecrübeyi paylaşarak atalım.
Bir çiftçi, fırtınası bol bir tepede bir çiftlik satın almıştı. İlk işi bir yardımcı aramak oldu, ama ne yakınındaki, ne de uzaktaki köylerden hiç kimse onunla çalışmak istemiyordu. Çalışmak için müracaat edenlerin çoğu da çiftliğin yerini görünce, çalışmaktan vazgeçiyor:
"Burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur" diyorlardı... Nihayet, çelimsiz, orta yaşlı bir adam işi kabul etti. Çiftlik sahibi, adama:
"Çiftlik işlerinden anlar mısın?" diye sordu.
"Sayılır" dedi adam, "fırtına çıktığında uyuyabilirim!" Çiftlik sahibi, bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra üzerinde durmayıp adamı işe aldı. Zaten, başka çaresi de yoktu.
Haftalar geçtikçe, adamın çiftlik işlerini düzenli yürüttüğünü görünce içi rahatladı. İşler tıkır tıkır yürüyordu, ancak "o fırtınaya" kadar!
Bir gece yarısı, fırtınanın müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu! Yatağından fırladı; yardımcısının odasına koştu:
"Kalk! Kalk! Fırtına çıktı. Bu fırtına her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım!"
Adam, yatağından bile doğrulmadan, mırıldandı:
"Boş verin efendim; gidin yatın! Ben size fırtına çıktığında uyuyabileceğimi söylemiştim ya!"
Çiftçi, adamın bu rahat ve umursamaz tavrı karşısında çılgına döndü; öfkeyle kararını verdi. Ertesi sabah, ilk işi bu adamı işten kovmak olacaktı. Ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu ki, hasarı ucuz atlatsın!
Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu. Fakat o da ne? Saman balyaları birleştirilmiş, sıkıca bağlanmış ve üzerleri de muşamba ile örtülmüştü!
Ahıra koştu; ineklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı da sıkıca kapatılmıştı.
Tekrar evine yöneldi, evin kepenklerinin tamamı kapatılmışı.
Çiftçi hayli rahatlamış bir halde odasına döndü ve yatağına yattı.
Fırtına, uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken şöyle mırıldandı:
"Fırtına çıktığında uyuyabilirim!"
Evet, hazır olanlar, fırtına çıktığında uyuyabilir...
Hayat her zaman inişli çıkışlıdır.
Her zaman bulunduğumuz durumun gelip geçici olabileceği aklımızdan çıkmamalıdır.
Hayatta her zaman kontrol edemeyeceğimiz şeyler olur ve önemli kayıplar yaşarız. Bunlar sadece başkalarının başına gelen yıkımlar değildir.
İşimiz bozulabilir, önemli sağlık sorunları yaşayabilir, sevdiklerimizden birini kaybedebiliriz.
Böyle bir durumda yapabileceğimiz çok şey olduğuna inanmak bizi ayakta tutacaktır. Bu inancı bize veren, fırtınaya yakalanmadan önce yaptığımız hazırlıktır. Bu maddi ve manevi hazırlık bizim fırtınayla mücadele gücümüzdür. Bu güç fırtına çıktığında oluşmaz, fırtınadan önce kazanılır.
Yeni değerler kazanmak; kayıplar yaşandığında, sıkıntı anında acil servis ihtiyacı gibi çalışır
Sabır ve tevekkül zor kazanılan, ama sıkıntılı zamanlarda bizi ayakta tutan önemli alışkanlıklardır. Ama diğer iyi alışkanlılar gibi, o da sıkıntıdan önce kazanılmalıdır, yere düşerken değil...