Göz göre göre yıkıldı!..

A -
A +
Elazığ'ın Sivrice ilçesi merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından bölgede arama kurtarma çalışmaları tüm hızıyla sürerken, bu makaleyi yazdığımda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) son açıklamasına göre 31 kişi hayatını kaybetti, 1607 yaralı var. Dileğimiz ve duamız daha fazla can kaybı yaşanmaması.
Bu hengâme içerisinde dikkat çekici bir detay var. Deprem sırasında Maden ilçesine bağlı Gezin Mahallesi'ndeki 6'şar katlı 2 bloktan oluşan Mavi Göl Apartmanı'nın mahalle ayakta kalırken tek başına yıkılması.
Çöken bina enkazından Rabia Gökdemir yaralı kurtarılırken Maviye Buğdaylı'nın cansız bedenine saatler 08.10'u gösterdiğinde, bu kez hamile eşi ve çocuğuyla enkaz altında kalan Meriç Dişli'ye ulaşıldı.
Daireleri mevsimlik kullanıldığı için boş olduğundan daha büyük can kaybının yaşanmadığı Mavi Göl Apartmanı yıkılırken çevresindeki yapıların ise sağlam kalmasını çevre sakinleri “Mavi Göl apartmanı 2011'de Van depreminde hasar görmüştü" diye açıkladılar.
Bu şu anlama geliyor; Van depreminde hasar gören Mavi Göl Apartmanı'ndaki hasar ciddiye alınmadı veya usulen bir onarım gördü.
Elazığ depremi şiddet olarak 13 Mart 1992 günü yaşadığımız Erzincan depremi ile aynı şiddette üstelik sığ yani depremin merkezi yer kabuğuna yakın bir depremdir. Bu depremle kıyaslandığında Erzincan depremindeki can kayıplarının 653 kişi yaralı sayısının 3.850 olmasının bir izahı olmalıdır.
Deprem sonrası yayınlanan raporlar incelendiğinde Erzincan’daki ihmal ortaya çıkıyor ve bu Elâzığ depreminden sonra depremi hisseden ve etkilenen tüm bölgede alınması gereken ciddi tedbirler için bizi uyarıyor.
Bu tedbir; depremde sallanan ama yıkılmayan tüm binaların deprem hasarlarının gelecekte olması muhtemel depremlerde binaları yıkmaması için incelenmesi, onarılması mümkün olanların onarılması diğerlerinin ise kontrollü olarak yıkılmasıdır.
18 Kasım 1983 günü Erzincan’da sabah 4.15'te meydana gelen 5,8 şiddetindeki depremde hiçbir can kaybı olmamış ancak depremin özellikle kamu ve yüksek binalardaki etkisi beklenenden daha fazla ve uyarıcı olmuştu.
1983 depreminden sonra hasar gören yapıların periyotları (yatay ve dikey salınımları) ölçülmüş, %33 kadar periyot artışı olmuştur. Bu rijitlikte %70 kadar bir azalmaya sebep olabilir. Yani depreme mukavemetini silip süpürmüştür.
Bundan dokuz yıl sonra 13 Mart 1992 tarihinde yerel saatle 19.08’de Erzincan ilinin güneydoğusunda Richter ölçeğine göre 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremde ise çöken ve hasar gören binaların, 1983 depreminden sonra ciddi olmaksızın şekilsel tamir edilmesi can ve mal kaybının artmasına sebep oldu.
Bu ihmalin sonucu yıkılan ve ağır hasar gören konut sayısı 4.462, iş yeri ise 836 olmuştur. Can kaybı ise 653 kişi olup yaralı sayısı 3.850'dir.
Elazığ depremindeki can kaybının artmaması umudu ile depremin şoku atlatılıp hasarın onarılmasına geldiğimizde bütün binaların, deprem bölgesindeki yapı stokunun ciddi olarak elden geçirilmesi birinci sorumluluğumuzdur.
Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın deyimiyle: “Türkiye’de nereye giderseniz gidin, deprem üretim odaklarıyla karşılaşırsınız. Kaçarınız yok. Cennet bir ülkede yaşıyoruz ama deprem gerçeğimiz ve depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Bunun için ev alırken ya da kiralarken, depreme dayanıklı mı, değil mi, araştırın. Oturacağınız binanın makyajına değil, esasına bakın. Unutmayın ki deprem öldürmez, binalar öldürür. Depremle yaşamayı öğrenmek demek oturduğumuz binayı usulüne ve gereğine uygun inşa etmektir.”
Buna uyulmadığı takdirde toprağa "sallanma” demekten başka çıkar yol kalmıyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.