Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun!..

A -
A +
1960'lı yıllarda Zeki Müren her cumartesi saat 19.00'da TRT'de yayınlanan ve herkesi radyo başına toplayan programına bu anonsla başlardı: “Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun, sevgili şoför kardeşlerim."
Seyahat yasağı kalkıp cümleten yollara dökülünce aklıma geliverdi.
Son üç aydır gözümüz, Türkiye'nin günlük koronavirüs vaka sayısının açıklandığı “Günlük koronavirüs tablosu"nda. Vaka ve vefat sayılarındaki düşüşü takip etmeyen olduğunu sanmıyorum. Sonuçların giderek iyi yönde seyretmesi ve kısıtlamaların kaldırılması ile kabaran seyahat iştahımız bana Zeki Müren’in yukarıdaki anonsunu hatırlattı...
Vaka sayısındaki düşüşe yoğunlaşan trafikte kaza sayısında tırmanış olmaması büyük temennimiz. Çünkü henüz tam olmasa da normal hayata dönüş bende bazı korkuları depreştirdi. Ne de olsa seyahat yasağı kalktı ve yollara döküldük. Tabii herkesi yollara sürükleyen bir hikâyesi var. Kimseye yola çıkma diyecek hâlimizde yok.
Ancaakkk!... Türkiye'nin kara yolu ağında 2018 yılında toplam 1 milyon 229 bin 364 adet trafik kazası meydana geldini hatırlayalım. 1 milyon 42 bin 832 adedi maddi hasarla sonuçlanan bu kazaların 186 bin 532'sinde 6 bin 675 kişi hayatını kaybederken 307 bin 71 kişi yaralandı.
Son on yılın kazalarındaki vefat sayısı ise 52 bin 95 kişi. Yıllık vefat sayısı ortalama Anadolu'daki bir ilçe nüfusuna denk. Yaşa başa bakmadan yaşlılar, gençler, hayatını kaybediyor...
Şimdi kontrol edilebilir salgın sürecinde kaybettiğimiz can sayısından fark edilir oranda yüksek kayıplar. En fazla ölümlü-yaralanmalı kazanın meydana geldiği ay yüzde 10,9 ile temmuz ayı; haftanın günlerine göre bakıldığında ise cumartesi...
Bu keder verici tablonun sebeplerini hep bir ağızdan sıralasak; aşırı hız genel olarak trafik kazalarının başlıca sebebi ve dikkatsizlik... Araba kullanmak için hem ruhen hem de bedenen hazır olmamak, alkollü araç kullanmak ve tabii hepimizin çok iyi bildiği(!) trafik kurallarına uymamak...
Bütün bu tedbirleri uygulama kapasitemiz ortada (maske takmada bu yeteneğimizin kaç puanlık olduğunu belirler) ve sonuçlara baktığımızda bu kapasitenin düşük olduğunda hemfikiriz. Burada bu kaza hengamesini yaşamış ve hayatta kalmış biri olarak benim asıl gözümün yolda aradığı “dikkat radar var” tabelası değil. Yolda seyir hâlinde denetleme yapan trafik polisidir. Teknolojik denetim radarla-gıyabi ceza arasında geçiyor. Asıl önemli olan bire bir insanla temastır. “İnsan-insana” olan telkinin caydırıcılığının teknolojiye olan üstünlüğü tartışılmaz.
Söze 1960’lı yıllardan başlamışken, o yıllar kısa dalga üzerinden yayın yapan “Polis Radyosu” çok dikkat çekici ve sevimliydi. Şimdilerde FM kanalları var ama hastası azaldı.
Benim beklentim bütün ekranlarda ve FM kanallarında kamu spotlarının arasında “Bir Trafik Polisinin” merhaba deyip yarın yola çıkacak olanlara “Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun sevgili şoför kardeslerim" diye seslenmesidir...
Temmuz ayı yaklaşırken hatırlamakta fayda var ve yollardaki “kaza-kırım salgını” koronadan beter desem yeri var...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.