Hayat budur, ne ekersen onu biçersin…

A -
A +
Cep telefonu ve internet kullanımında bağımlılık bütün dünyada psikolojik bir vaka hâline dönüştü. Her beş kişiden biri bağımlı durumuna gelmiş.
Prof. Sherry Turkle’nun, Alone Together (Birlikte yalnızlık) isimli bir kitabı var. Kalabalıklar içinde yalnızlık çeken insanları anlatıyor. Yalnızlık tecrübesi bazen iyidir ama sürekli alışkanlık hâline gelirse kara bir deliktir ve insanı yutar.
Madde bağımlılığı gibi insanı hayattan koparan akıllı telefonlar başta tüm sosyal medya araçlarının kontrolsüz kullanımı, bugünün insanının müşterek problemidir. İnternet ve akıllı telefonlarca yutulmuş, savrulmuş gerçek dünyadan kopmuş, aidiyetini kaybetmiş insanlar dibe battıkça yükseldiğini zannediyor.
Yapılan bir araştırmada ekran başında uzun süre (günlük bir saatten fazla- internette günlük geçirdiğimiz süre 7 saatmiş) vakit geçiren çocukların beyinlerindeki dil ve yazı yeteneklerinin köreldiği belirlenmiş.
Ebeveynler çocuklarının mahrumiyet yaşamaması için her fedakârlığa (!) katlanarak telefonları sürekli güncelliyorlar. Oysa yaptıkları çocuğa deniz suyunu içirmek gibi, içtikçe susuzluğu artar, bağımlılık güçlenir. Prof. Harari de diyor ki “Zenginlik içinde şımarmış toplumları memnun edemezsiniz. Onlara daha çok yemek daha çok konfor vererek sadece intihar oranlarını yükseltirsiniz.”
Tehlike büyük ve tedbir aranıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 2020 yılı programlarında, ailelere bağımlılık, ihmal, istismar ve şiddet konularında farkındalık eğitimleri verilerek çocukların hayat becerileri güçlendirilecek. Bu kapsamda yeni model eğitim setleri kullanılarak aile eğitimleri yapılacak deniyor.
Dışarıdaki savaş evlerin içine sıçradı. Bu savaşın kurbanları, depresyon, intihar ve bilindik suçlara bulaşan gençler ve ailelerdir. Bazılarımız bu savaşın dışında kalıp katılmayabilir. Katılanlar da bunun için medyayı, TV ve interneti, film yıldızlarını, ya da herhangi birini suçlayabilir.
Doğru olan, bu suça hepimiz kıyısından köşesinden bulaşıyoruz. Ama bir liste yapacak olursak listenin başına ebeveynleri, kendimizi yazmak durumundayız zira çocuğumuzun iyi ya da kötü ne olacağı, evlerimizde neler olduğuna bağlıdır.
Ailenin, toplumumuzun temel taşı olduğunu hepimiz biliyoruz. Mühendis, iş adamı, doktor, olmadan önce hepimiz insanız. Hepimiz bir ailenin parçası, baba, anne, eş, evlat ve kardeşiz. Aile dışındaki insanlarla da komşu, iş arkadaşı, gibi derin bağlarımız var. Etrafımızı saran bu insanlarla olan bağları kopardığımızda, onları kaybedip veya kendimiz kaybolduğumuzda, sahip olmakla iftihar ettiğimiz servet ya da makam bütün değerini kaybeder.
Mesele, bu kadar olumsuz girdi karşısında ne yapacağımız. Her ebeveynin amacı ve hevesi, çocuklarını güçlü olarak geleceğe hazırlamaktır. Çocuğumuz ne kadar yetenekli olursa olsun ahlaklı, üretken, kendine güvenen, yüksek karakterli, hayatları boyunca mutlu ve başarılı olmaları için güçlü ahlaki değerlere sahip olmalıdırlar.
Nereden başlayalım? diyenler için kullanılabilir kısa bir “eğitim seti” 
İşe iyi insanlar, iyi arkadaşlar, iyi kitaplardan başlamalıdır. İyi olmak isteyen iyilerle beraber olmalı. Çünkü güzel ahlak, emir komuta ile değil güzel ahlaklı insanlarla ilişki ile öğrenilir. Her çocuğun evde kendine ait bir küçük kütüphanesi olmalı. Çocuk, okumaya teşvik edilerek ödüllendirilmeli. Çocuk mükemmel bir gözlemci ve duygusal bir kayıt cihazıdır. O anne ve babayı sürekli gözlemler. Ebeveynler sıklıkla çocuğun çocukluğunu yaşamasına müsaade etmeli, bazen de insan ilişkilerini izlemesi için çocuğuna büyük adam muamelesi yapmalıdır. Baba; dostlarını, akrabalarını ziyarette çocuğunun yanında bulunmasına gayret etmelidir.
Ebeveynler önce kendileri, dilini kötü ve argo söze alıştırmamalı; yalan söylemekten, başkalarının aleyhine konuşmaktan, söz taşımaktan sakınmalı. Başkalarını aşağılayıcı lakaplar takmamalı, başkaları ile alay etmemelidir. Konuşurken tartışmaya girmekten sakınmalı, dünya ve ahiret için faydası olmayan sözler söylememeli.
Eğitim uzun soluklu ve emek isteyen bir mücadele, ödül gibi ihmal edildiğinde bedeli çok ağır. Ne var ki hayat budur ve ne ekersen onu biçersin…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.