"Hayır!.. Doğru yerdeyim..."

A -
A +
Tarih farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde tekerrür ediyor.
Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlatılan evlat nöbeti eylemini sürdüren aileler “Doğru adreste” olduklarını söyledi.
Diyarbakır'da anne Hacire Akar, ilk defa HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını söyleyerek oğlunu teröre kurban vermemek için HDP İl Başkanlığı önüne çöktü ve  “Çocuğumu da almadan asla buradan gitmeyeceğim” dedi.
İlk defa böylesine cesur bir hareketle yüzleşen muhatapları “Çocuğunu yanlış yerde arıyorsun!..” dediklerinde onlara tek bir cevap verdi: “Hayır!.. Doğru yerdeyim…”
Hacire Ana’nın başlattığı oturma eylemi sonuç vermiş sabrı ve kararlı mücadelesi sonucunda oğluna kavuşmuştu. “Doğru yerde olduğuna inanmak ve bunu cesaretle söylemek her zaman sonuç vermiştir.”
1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nin güney eyaletlerinde siyahilerle beyazlar otobüslere ayrı kapıdan biniyor, kendilerine ayrılmış ayrı yerlere oturuyorlardı. İlk dört sıra koltuklar beyazlara aitti ve siyahiler oturamazdı.
Bir gün, Rosa Parks adında 42 yaşındaki ufak tefek siyahi bir kadın terzi akşam saatlerinde işinden çıktı ve Montgomery'de otobüse bindi. O otobüste bir beyaz, beyazlara ayrılan yerde kendisine yer bulamayınca, siyahilere ait bölümde oturmakta olan Rosa Parks'tan koltuğundan kalkıp kendisine yer vermesini istedi.
Rosa Parks “Hayır” dedi. Şoför de kalkması için uyardı ve “Yanlış yerde oturuyorsun!.. Kalk…” diye ikaz edince “Hayır… Doğru yerdeyim!..” dedi ve yerinden kalkmadı, tutuklandı ve hapse girdi.
Olaydan sonraki bir yıldan daha uzun bir süre boyunca siyahiler otobüslere binmediler, her yere yürüyerek gittiler. Büyük olaylar patlak verdi. Rose Parks’ın başını çektiği giderek büyüyen hareket 1964'te çıkarılan yasa ile başarıya ulaştı. Rosa Parks bu direnişin sembolü hâline geldi.
1996 yılında Başkanlık Hürriyet Madalyasına lâyık görülen Rosa Parks, 1999'da Time dergisince “20. yüzyılın insan hakları savunucusu” seçildi…
Şimdi, Hacire Akar'ın “Hayır, doğru yerdeyim!..” diye dağa kaldırılan bütün oğullar için gösterdiği diğer ailelere de örnek olan mücadelesi çok büyük övgüyü hak ediyor.
Akar'ın mücadelesini örnek alan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemine katılan ailelerin sayısı günden güne artarak diğer mekânlara da sıçradı.
2014 yılında İstanbul Arnavutköy HDP İlçe Başkanlığı binasına götürülen ve burada çayına ilaç atılan ardından Diyarbakır’a buradan da dağa kaçırıldığı iddia edilen Tuncay Bingöl’ün babası Şevket Bingöl, “HDP’nin bütün binalarının aynı olduğunu” ifade etti.
Bu gelişmeler PKK ile mücadeleye çok güçlü yeni bir alan açtı.
Terörle doksanlı yıllardan beri sahada mücadele yürütülürken mücadelede arka plana düşen  örgütün “insan kaynakları”nı kurutmak olmuştur.
Cevap aradığımız soru örgütün kırsal kadroları; Bakan Soylu’nun ifadesiyle yılda 5 bin kişi  katılırken geçen yıl sadece 52 kişinin katılımı ile tasfiye seviyesine inerken siyaset tabanının nasıl var olduğudur.
Örgütten ayrılıp normal hayata geri dönenlerin her birinin örgüte nasıl katıldığı ile ilgili bir hikâyesi olduğu kesin. Bu hikâyelerin ve Hacire Ana’ların hikâyesinin kamuoyu ile paylaşılması terörle mücadelenin omurgası olmalıdır.
Bu hikâyelerde yer alan aktörlerin kimliği ve oynadığı rolü insanlar öğrendiğinde bakalım örgüt siyasette zemin bulabiliyor mu?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.