İdlib'deki krizin çözüme kavuşturulması için Batı'nın tutumunu değiştirmesi şart diyenler durumu düzeltmek için kendilerini değiştirmeyi hiç düşünmüyorlar.
Savaş kazanan içinde bir yıkımdır, kendisine koşulacak bir hengâme değildir ancak biz istemesek de o bize geliyor. Bir tercih de değildir ancak bir mecburiyet olarak gelip kapıya dayanır. İçerideki dört milyon mülteciye artı dört daha göndermeye kalkıyorlar.
“Türkiye İdlib’den çekilsin” diyenler Batı’nın bununla da yetinmeyip savaşı içeriye taşıyacaklarını görmüyorlar mı?
Hedef Suriye değil, Türkiye’dir. İdlib'de vermediğimiz savaşı yarın Şırnak'ta, Hatay'da, Gaziantep'te, Şanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Yüzyıllık teslimiyetçi yapıda, eğer ipin ucunu Batı’ya teslim edersek sonunda sürükleneceğimiz yer yeni bir Balkan muhacereti yaşamaktır. Türkiye artık yeni mülteci akınlarını göğüsleyemez.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dolmabahçe bürosunda milletvekilleriyle yaptığı görüşmede karşı karşıya kaldığımız tehdidi net ortaya koyuyor.
"Bugün Kamışlı’da, Tel Abyad'da, Cerablus'ta, Menbiç'te, El Bab'da, İdlib'de vermediğimiz savaşı Allah göstermesin yarın Şırnak'ta Hatay'da Gaziantep'te Şanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir.”
Adam trafiğin çok yoğun olduğu büyük bir caddenin kenarında durmuş, karşı kaldırıma geçmeye çalışıyor ama beceremiyormuş. Bir ara karşı kaldırımda bir adam görüp ona seslenmiş: “Sen oraya nasıl geçtin?” Karşı kaldırımdaki cevap vermiş, “Ben burada doğdum…”
Bazı insanlar, karşı kaldırımda olmayı bir hak olarak görmezler. Eğer bu güne kadar yaptıklarınızı aynen sürdürürseniz elinize geçen hep aynı şey olur. Yarın bu günden farklı olmadığı gibi daha da kötü olabilir.
Derler ki; “delilik aynı şeyleri yapmaya devam edip farklı sonuçlar beklemektir.” Hiçbir zaman dünya şartlarını değiştirip kimseyi ödüllendirmez. Kimse mazlumu sırtlayıp karşı kaldırıma geçirmez… Yunan polisi sınırdaki mültecilere gaz bombası atarak göç dalgasını frenlemeye çalışıyor ama bu dalgaların artık freni yok.
Başkan Erdoğan açıkça beyan etti; "Bugün sadece Suriye'de eğitilmiş ve donatılmış bölücü terörist sayısı 40 bin ile 60 bin olarak ifade ediliyor. Suriye'deki mücadeleyi başarıyla sonuçlandıramazsak teröristlerin çoğu ülkemize yönelecektir. Öyleyse Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceğiyle ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor."
Sahada inisiyatifi karşı tarafa bırakarak Putin’le yapılacak görüşmeler üzerinden çözüm beklemek vakit kaybıdır. Daha önceki görüşmeler sadece zalimlere zaman ve cesaret verdi. Gereğinden fazla sükût korkaklık olarak anlaşılır.
Millî Savunma Bakanlığı, İdlib’de Esad rejimi güçlerinin saldırılarının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri, Esad rejimi güçlerine başlattığı askerî harekâtta 200'den fazla rejim hedefinin vurulduğu görüntüleri kamuoyu ile paylaştı. 200'den fazla hedefin ağır şekilde vurulduğu SİHA operasyonunda en dikkat çeken görüntü, Rus yapımı Pantsir S-1 (Sa-22) hava savunma sistemlerinin imha edildiği anlara ilişkindi.
Rus kuvvetlerine eşlik eden askerî muhabir "İdlib semalarında Türk SİHA'ları göründüğü anda savaşın seyri değişti. Bu SİHA'ların kullanılmasına baktığımızda, Türklerin paraya acımadıkları anlaşılıyor" dedi.
İdlib neticede Konya Ovası kadar bir yer ama geleceği hepimizin geleceğini belirliyor…