İlişki sermayesi, insanlara ve şirketlere sahip olduğu sermayeyi nasıl kullanacağını öğretir. Eğer bir iş kurmak istersek o işi yapan insanların dünyasına girmek gerekir. Celeplik yapmak isteyen mal meydanına, zahire ticareti yapmak isteyen buğday meydanına, dedikodu yapmak isteyen merdiven altı çay ocaklarına gider... Bilgiyi ve tecrübeyi paylaşmak parayı paylaşmaktan daha zordur. İş kurmak isteyen birine, parasını ve diplomasını nasıl kullanacağını göstermek, ambarında tohum bulunan adama ekmesi için tarla bağışlamak gibi bir şey.
Kuzey Kaliforniya'daki San Jose Vadisine "Silikon Vadisi" diyorlar. Bunun sebebi silikon, kırmık yonga yani chip üreticilerinin bölgede yoğun olarak faaliyet göstermeleridir. Intel, Google, Apple, Microsoft gibi ileri teknoloji firmalarının çıkış ve faaliyet yerleri burası. Anadolu bozkırlarına binalar dikerek Silikon Vadisini kopyalamak mümkün değil. Önce, benzer ekosistemlerin oluşmasını sağlamak gerekiyor. Bu ekosistemin temeli; bilgiyi paylaşmak ve bilginin nasıl kullanılacağına dair ilham vermektir. Yoksa hastane kapısında aldığı galoşu ayağına değil kafasına geçirme misali Kop Dağında kadın çorabı satan mağazalar açarız.
Peter Durucer, Francis Fukuyama veya Philip Kotler'in bir kitabını onbeş liraya rastgele bir kitapçıdan alıp okuyabilirsiniz. Ama eğer kitapta anlattıklarını kendisinden bin kişilik bir salonda dinlemek isterseniz ciddi bir katılım parası ödemeniz gerekir. Adamın boyuna posuna değil herhalde! Bu onların sahip oldukları tecrübe ve bilgiyi paylaşımının karşılığıdır. Aynı durum yerli gurular için de geçerli.
Hani sahip olduğunuz varlıklar değil onları kullanabilmeniz daha önemlidir diyorlar. Kaynak kullanmayı becermek ona sahip olmaktan daha önemlidir. 100 bin nüfuslu bir beldede sanayi bölgesi otuz senede arsalarının çoğunu hâlâ dolduramamış, boşsa ama bankalarında emniyete alınmış ciddi miktarda yatan mevduat varsa bu iyi değil.
Para akıllıdır gideceği yeri bilir ama bekletilince de kokar...
Çulunu toplayıp sanayi bölgelerine göç edenlere sitem edenler, sermaye ve yatırımcı göçünün neden uzun yıllardır durdurulamadığını merak edenler göç salgınını muafiyet ve indirimlerle çözeceğini zannetti. İş kurmakta rehberlik; emek, sermaye ve iş gücünden önce gelir. Geriye doğru yatırım kaynaklarının bloke edildiği kamu yönetimi kaynaklarını özel sektöre devredip ticaretten çekilince zemberek boşaldı. Ama kontrol edilmeyen hazırlıksız bir döneme geçtik.
Batıp, çıkmalardan sonra yatırımcılar rehberlik hizmetine ihtiyaç duydu. Bir işi deneme yanılma ile öğrenme uzun zaman ve maliyet alır. Daha önce aynı hendekleri atlamış girişimcilerin tecrübesinden faydalanmak akıllı işidir. Çoğu akademisyen tarafından bir "vizyon ticareti" hâline dönüştürülen girişimcilerle paylaşım ve eşleştirme programlarının ülkemizdeki en ciddi halkası MÜSİAD oldu. Genç bir kuruluş olmasına rağmen mahalli ve evrensel değerler üzerine oturan sivil toplum kuruluşu olarak sosyal sorumluluk alması, iş dünyasının başarılı tecrübelerini Anadolu'daki girişimcilerle hemşehrilik duygusu içinde paylaşması takdire şayandır.
Bizimle tecrübelerini paylaşan Rizeli rahmetli Hilmi Amca (Kavalcı); "Para akıllıdır, su gibi gideceği yeri bilir. Ama serbest bırakılmaz, hapsedilirse kokar, bozulur. Eskiden büyük, küçüğü yutar derlerdi ama şimdi hızlı olan yavaş olanı yer, onun için paylaşımcı olacak ve koşacaksın, kim koşarsa o kazanır, bu da zor değildir. Zor olan dost kazanmaktır, insanlar paraları olmadığı için değil dostları olmadığı için başarısız. Sen dost kazanmaya bak" demişti.
Söylemeye gerek yok; başarı da başarısızlık da veba gibi bulaşıcıdır...