İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın...

A -
A +
Doktor, mühendis, ev hanımı veya politikacı, hayatta ne iş yaparsanız yapın, hepimiz satış işindeyiz ama bilgi ve alın terini satma işinde eğitimini alanların, kaynak harcayıp dirsek çürütenlerin her zaman bir adım önde ve daha avantajlı olmaları gerektiğini düşünürüm. Bilinen bir şey olsa da işsiz İİBF mezunlarının durumu tekrarı gerekli kılıyor. Ne de olsa ben de İşletme Fakültesi mezunuyum yani bilinen yeni adıyla İİBF. Türk Şeker Şirketinden başlayarak kısa da olsa meslekte emek sarf ettim ama hayatın rotası farklı bir yöne döndü ve uzun yıllardır mutfağından başlayarak gazetecilik mesleğinin içindeyim. İdari ve İktisadi Bilimler hayatın hemen tüm alanlarında geçerli bir disiplindir. İş dünyasının hemen tüm alanlarında, Kamu Yönetimi, Bankacılık, Sigortacılık, Mali Disiplinler, Mali Müşavirlik ve Danışmanlık, Gümrük ve Ticaret, Girişimcilik, İş ve SGK Uzmanlığı ve daha bir sürü alanda geçerli. Ne var ki son zamanlarda giderek artan üniversite mezunu işsizliğin gündeme gelmesi ile işsiz meslektaşlarımla daha yakın olma imkânım oldu. Ne var ki yakınlık acıyı büyütüyor ve 400 bin işsiz İİBF'liden gelen sayısız "tweet" insanın yüreğine ok gibi saplanıyor.
Tweetleri toplayıp özetlediğimizde tüm talepleri "Torpil değil alın teri karşılığımızı istiyoruz, 2015-1 KPSS tercihlerinde 40 bin kadro verilmesi, atamaların merkezî sistemle yapılması, mülakat sisteminin kaldırılarak merkezî atamadan vazgeçen kurumların tekrar merkezî sisteme geri dönmesi" olarak özetlenebilir...
Sorunun kaynağı nedir? YÖK ve üniversite senatoları bu fakülteleri açarken mezun olan öğrencilerin istihdam edilme imkânlarını, özel ve kamu iş yerlerinin istihdamı hazmetme kapasitesini de düşünmelidir. Bunun planlanmadığı gibi kötümser bir bakış açısına sahip değiliz ama bazen değişim ve büyüme öylesine hızlı olur ki planlar geçersiz olmakta çoğu zaman güncelleşmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca, kamu alanlarındaki istihdamda farklı meslek gruplarının İİBF mezunlarına alternatif olarak değerlendirilmesi de İİBF mezunlarının alanını daraltmaktadır. Sonuçta 400 bin gibi iş arayan, kadro bekleyen bir genç kütle ile karşı karşıyayız. Bu ciddi bir sorundur.
Yaklaşan seçimler öncesi medyada gündemin sürekli politik alanlara evirilmesi bizi bu soruna çözüm arama sorumluluğundan kurtaramaz. Eğer ülkenin düşünen insanları her derde deva yazılarında, TV oturumlarında, konferanslarında, panel ve sempozyumlarında kalemlerinin ve kameralarının yönünü biraz da bu tarafa çevirseler bu zorluktan fırsat çıkarabilirler.
Anadolu'da ciddi bir kalkınma açlığı var. Son yıllardaki, kırsal kalkınma projeleri, Avrupa Birliği Hibe programları, SODES projeleri, KUDAKA projeleri ile yatırım ve sermayenin nefes bile almanın zorlaştığı büyük kentler ve sanayi bölgelerinden Anadolu'ya transferi için çırpınıyor. Yetişmiş ve yetkin insan gücü ihtiyacı bu bölgede ham madde ve malzeme sıkıntısından daha fazladır. Ciddi bir planlama ile İİBF'lilerin önemli bir kısmı bu kalkınma hamlesinin paydaşı yapılabilir.
"Sorunlarınızı çözmek mi istiyorsunuz o zaman onlarla yüzleşin, korkmayın" diyen Jack Walsh'a katılıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, eğer alttakilere uzanıp daha az talihli olanlara yardım etmezseniz bir gün sayıları o kadar artar ki, onlar uzanıp sizi aşağı çekerler. Son olarak verimlilik hesabı yapanlara şu söylenebilir;
İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın...
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.