İşsiz gençler ve kayıp seçmenler

A -
A +
1 Kasım seçimleri "geçim" ve "güvenlik" üzerinden inşa edilecek. Tek başına iktidar büyük ölçüde sandıkta kolay taraf değiştirebilen, kanaatleri henüz kemikleşmemiş genç oylarını kazanmaya bağlı. Çünkü genç oyları üç kutuplu hale gelen Türkiye siyasetinde; alan belirlemiş merkez partileri ve onların arkasına savrulmuş radikallerin seçmenlerinin sabit belli oylarının üzerine konuyor ve sonucu belirliyor.
Bütün siyasi partiler 1 Kasım seçimlerini kendi lehlerine çevirebilecek bu son tuğlanın, seçmen kesiminin toplamda yüzde 15'lik kısmını meydana getiren 18-25 yaş arası gençler olduğunu biliyor. Gözünü ona dikmiş durumdalar.
Geniş bakarsak, sadece seçim sonuçları değil geleceğimiz de bu gençlerin bugün alacağı sosyal ve siyasi kararlarına bağlıdır. Siyasetçilerin genç oylarını koparmak, için iştahları yerinde ama meydan ve salon konuşmalarında henüz bu açlıklarını karşılayacak bir ikna çalışmasına hazır görünmüyorlar. Gençlerde sorgulama ve direnç var, hemen iradesini teslim etmiyor. Siyasetçi klasik söylemlerle onları ikna edemiyor. Siyasetçinin birikimli olması, ilgi ve zaman ayırması, ekranda değil sokakta, meydanda, çay ocağında hayatın içinde ikna için mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü muhatabın ciddi bir bölümü okumuş yazmış. 
Bunları sloganlarla yönetmek mümkün değil. Sosyal medya mesajları üzerine yatan, eskiden kalma, lider gölgesinde semirmiş ve ekran kullanma kolaylığına alışmış son dönem siyasetçileri için "yüzleşme" kolay iş değil. Özal'dan sonra yerleşen lider himayesinde kolay siyaset yapma alışkanlıklarını aşan kendinden siyasete emek ve değer katan avantaj sağlayacak ve sosyal medya paylaşımlarında incindiği ve ihmal edildiği anlaşılan bu genç seçmen kitlesine "merhaba ben geldim" demek kolay değil.
Kedi Mestan'ın şerrinden bıkan fareler toplanarak çözümü tartışmışlar. Genç bir fare heyecanla atılmış:
-Ben buldum çareyi, kedinin boynuna bir çan takalım, attığı her adımdan haberimiz olur.
Yaşlı fare bıyıklarını kaşıyarak:
-Güzel fikir de çanı kedinin boynuna kim takacak?..
Türkiye'deki genç nüfus kesimi işsizliğin en yüksek olduğu alan (TÜİK verilerine göre, genelde yüzde 10.6 olan işsizlik 15-24 yaş grubunda yüzde 18.6'dır) ve karşılanamayan ihtiyaç hayatımıza egemen olduğundan bu genç işsizler de haklı olarak kendilerine sosyal statü, geçim garantisi, gelecek için güvenlik arıyorlar. Ve tabii önlerini açacak bir iktidar.
En azından yapılan işlerin ve yapılmayanların adresi belli olur diye önümüzü kesen terör ve göç gibi başta ciddi sıkıntıların çözümü için herkes güçlü bir siyasi iradenin varlığına muhtaç olduğumuzu herkes biliyor.
7 Haziran seçimlerinde görüldü ki, üç yüz oy bile yer değiştirdiğinde milletvekilini sürüklüyor. Sadece işsiz gıda mühendisleri ile İİBF'lilerin oyları bile üst üste konduğunda seçim sonuçlarını değiştirecek güçte. Kimse işsiz bir gencin tek başına bir oyu temsil ettiğini zannetmemeli. Onun psikolojik durumu ve dertlenmeleri arkasındaki en azından bir ailenin de seçimlerdeki istikametini belirler. Eğer bir siyasi parti bu genç kesimin ihtiyaçlarını karşılamada doğru strateji geliştirir ve anlatabilirse sonuçları lehine değiştirebilir.
Çözüm reçetesini ortaya koyabilen seçimi ve kendi geleceğini değiştirir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.