“İttifak Pazarı”nda hengâme!..

A -
A +
 
Türkiye’de yapılacak 2023 seçimlerinin sonuçlarını CHP liderliğindeki muhalefette kendi adına tahkim etmek için küçük ve yeni partileri saflarına katma gayreti izleniyor. Siyaset ustaları ittifaklardaki yapılanmanın seçim sonuçlarını belirleyeceğine inandığından hengâme de bu yapılanmalar üzerine yoğunlaşıyor…
Muhalefetin ortak arayışı siyaseti zehirleme pahasına dışarıdaki anti demokratik yapılardan güç devşirmesine kadar uzanıyor. Oysa; her siyasi aktörün bunu sistemin meşru çerçevesi içinde yapmak zorunluluğu vardır.
Demokrasi dışı unsurları siyasetin içine aldığınızda demokrasinin asıl yapı taşı olan “millet iradesinin” dışarıda kalacağını unutuyorlar. Belki de CHP liderliğindeki muhalefet, millet tercihi ile iktidar olmaktan umutlarını kestikleri için böyle bir çıkmaza düşüyorlar.
Gelecekteki sandıklar açıldığında siyaset tabanındaki yeni hareketleri iyi okuyanlar güçlü çıkacaktır. Bu sonuçlarda seçmen sayısındaki “genç seçmen” kitlesi ile beraber “Hukuk ve ekonomik” reformların etkin olacağı açıktır.
“İttifak Pazarı”ndaki hengâme çok daha güçlü bu etkenlerin ihmaline yol açıyor. Oysa bunları gündeminde önceliğe taşıyan kazanır.
Bunların ilki; 7 milyona yakın genç seçmenden 2023’te ilk kez oy kullanacak olanların siyasi kanaatlerini nelerin belirlediğini bilmek, geleceklerinde nereye baktıklarını fark etmektedir. Gençlerin, içinde doğdukları sosyal medya düzeni tarafından siyasi temayüllerini etkileyecek farklı akımlar var.
1980’li yıllara kadar gençliğin iyi kötü bir derdi vardı. Şimdilerde ise özellikle genç nüfus “Müzik endüstrisi, film endüstrisi, futbol endüstrisi, sanal medya teknolojisinin ürettiği ikonlar ve ertelenemez arzuların” kuşatması altında.
Siyasetçilerin asıl okuması gereken Türkiye’nin siyasi sosyolojisindeki bu değişimdir. Bu genç nesil üzerinde müthiş bir sekülerleşme ve zihnî sömürgecilik hüküm sürüyor. Bu, seçmen tabanında savrulma ve kayma anlamına geliyor.
Bu istikameti şaşırma, bundan sonraki süreçte de ittifak yapacak partiler arasındaki “ideolojik uyumu” tartışılır olmaktan çıkarıyor. Mümkün olmayan sapmaları mümkün ve toplumda meşru kılıyor.
Diğer önemli bir belirleyici etken de; gündemdeki “Hukuk reformu”nun hangi sınırlar içinde, toplumun beklentilerini hangi ölçüde karşılıyor olacağıdır. Bazen öyle trajik olaylarla karşılaşıyoruz ki hayatımızı kolaylaştıran çok önemli reformlar önemini kaybediyor. Bu sosyolojide basit bir kurala dayanır. O da; “Karşılanamayan ihtiyaç hayatınıza egemen olur.”
Mesela evde şiddeti önlemek için evinden uzaklaştırılan yaklaşık 2 milyon insanın bu trajediden kimi sorumlu tuttuğu ve faturayı kime keseceği hakkında bir fikir var mı?
Millet İttifakı’nın ana kütlesini CHP-HDP-İYİ Parti, arkalarına takılacak ve aralarındaki boşlukları dolduracak küçük siyasi yapılanmalar olduğu düşünülüyor. Bu partilerin ideolojileri ve seçmen tabanları arasındaki görünür uyumsuzluğun sandıkta kaymalara neden olmasını bekleyenler son seçimde ciddi bir hayal kırıklığı yaşadı.
Bu partilerin ne tüzükleri ne icraatları bunları bir araya getirmez ama ortak bir noktaları var ki ona sarılıp birbirlerine tahammül ediyorlar. Oda Recep Tayyip Erdoğan muhalifliği!..
Birbirine benzemeyen bu üç partideki doku uyuşmazlığına rağmen son seçimlerde seçmen tabanlarında fark edilir bir kayma yaşanması iştahlarını kabarttı, örtülü ittifak hamlesini giderek açıktan ortaklık görüşmesi hâline getirdi.
Biden’ı “Türkiye’de iktidar değişikliği için muhalefetle iş birliği yaparız” diyecek kadar cesaretlendiren de, muhalefet zeminindeki bazı aktörleri kendi stratejileri yanında müttefik ve konumlanmış görmektir.
Ülkenin sorunlar için “yerli bir bakış açısı” üzerinden çözüm üretemeyen muhalefet ciddi bir sorundur. Fakat daha önemli meselemiz; azmanlaşarak üzerimize çöken sekülerizmin toplumu bu yerli olmayan muhalefetin kullanımına açık hâle getirmesidir.
Dışardakileri iştahlandıran da bu hasarlı zemindir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.