Kâbus mu görüyoruz?

A -
A +
Kimi görsem burnundan soluyor. Öfkeyi bu kadar kabartan son darbe, Batman Otogarı'nda önceki gün işlenen aklı ve vicdanı zorlayan cinayet!..
Şiddetin bizi getirdiği yer; Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre Avrupa Birliği üye ve üyelik sürecindeki ülkeler arasında cinayet oranlarında en yüksek üçüncü ülke olmak. Her 100 kişiden 12'sinde silah var. 178 ülke arasında silahlanma konusunda Türkiye 14'üncü sırada. Silah ticareti ile ilgili şeffaflık konusunda ise 48 ülke arasında 31'inci sırada yer alıyor.
Denge bozuk oldu mu bir kere soda şişesi bile silah olur. Önceki gün Suat Yüksekbağ (21) isimli genç, babasının yanına mevsimlik işçi olarak çalışmaya gittiği Batman'da şehirler arası otogarında R.K. ve A.K. kardeşler tarafından herkesin gözü önünde 27 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.
İddiaya göre cinayet sebebi “kan davası”. Suat Yüksekbağ’ın ağabeyi geçtiğimiz yıl Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Ziyaret beldesinde yaşanılan bir cinayetin zanlısı olarak cezaevinde yatıyor. R.K. ve A.K. kardeşler ise öldürülen ağabeylerinin öcünü almak için pusuda bekledikleri otogarda Suat Yüksekbağ’ı yakalayarak defalarca karnından bıçakladı. Yüksekbağ’ın yaralı olarak yerde yatarken çekilen görüntüde, polisin sadece etrafta önlem alıp beklediği ve saldırganlara müdahale etmediği görüldü.
Ortaya çıkan görüntülerde polisin, gencin başında bekleyen ve can çekişmesini seyreden katil zanlısına uzun süre müdahale etmemesi, etrafa toplanan kalabalığı uzaklaştırmakla meşgul olması dikkat çekiyor.
Olaydan hemen sonra bazı haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında polisin olay karşısındaki tutumunu eleştiren paylaşımlar yapılması üzerine Batman Valiliğinden “Konu ile ilgili olaya ilk müdahalede bulunan polis memurları hakkında olaya müdahaleleri yönünden aynı gün idari yönden soruşturma başlatılmış olup, kademeli güç kullanmada zaaf gösteren ve müdahalede ihmalleri bulunduğu değerlendirilen görevliler görevden uzaklaştırılmıştır” açıklaması geldi.
Eleştirileri değerlendiren hukukçuların görüşü ise “Polisin Türk Ceza Kanunun verdiği yetkiyi kullanarak orada derhâl müdahale ederek olayı bertaraf etmesi gerekirdi" yönünde.
Daha birkaç gün önce Türkiye, eşi tarafından on yaşındaki kızının gözleri önünde boğazı kesilerek katledilen Emine Bulut cinayetini konuşurken Sosyal medyada cinayet anına ait yayınlanan görüntüler tepki çekmiş ve mahkemeden görüntülere yayın yasağı gelmişti.
Bu defa otogar cinayeti ekranlarda sahne almaya başladı. Bu trajedilere, alışamadık… Alışamayız… Alışmamalıyız zira asıl felaket bunların sıradanlaşmasıdır. Sorumsuz medya toplumu bu batağa doğru sürüklüyor bu en adi, en iğrenç cinayet haberleri haber bültenlerinin en başlarında yer alıyor.  
Bu görüntülerin çocuklar, gençler, aileler, insanlarımız üzerindeki tahribatı hâlâ fark edilmedi mi? Her cinayet görüntüsü için mahkemeler ayrı yayın yasağı mı koymalı? İnsanın dengesini bozan bu haberler üzerinden TV kanalları daha ne kadar reyting kovalayacak?
Aynı cinayet TV kanallarında tekrar ve tekrar işleniyor.
Foto muhabirleri ve televizyon muhabirleri neden bir insanın trajik ve kanlı ölümünü ön plana çıkaracak kadar ileri gidiyorlar? Çünkü bu, heyecanlandırmak için en hızlı ve pis bir yöntemdir ve haberleri sattırır. Gözyaşları, öfke ve acı ile haberlerini güçlü kılıyorlar.
İnsanlar gerçek hayatta olduğundan çok daha fazla kavga, cinayet, intihar, gasp, darp, cinsel taciz, işkence gibi çeşitli şiddet olaylarına tanık olmaktadırlar. Daha tehlikelisi, medyanın şiddeti öğretmesi, gerçek hayatta toplumu şiddet karşısında duyarsızlaştırmasıdır.
İnsanların gerçek dünya ile aralarına korku ve endişe ile bir duvar örüyorlar, insanı yalnızlaştırıyorlar.
Medyada cinayet, şiddet, tecavüz haberlerinin yasaklanması şart!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.