Kanunları siz yazın, romanları ben yazayım...

A -
A +
Bir araştırmada vatandaşlara sormuşlar, "Malkoçoğlu kimdir?" Vatandaşların çoğu "Cüneyt Arkın"dır diye cevaplamış. Tarihi ucuz filmlerden öğrenince sonuç başka ne olacaktı. Bunu fark eden akademik dünya konuya eğilmeye başladı.
Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi geçtiğimiz hafta "Tarihte Roman ve Romanda Tarih" başlığı altında önemli bir panel düzenledi. Öğretim elemanları, öğrenciler ve davetlilerin ilgi ile izlediği panele Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Hülya Argunşah, Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Dilek Yalçın Çekik, Yüzüncü Yıl Üniversitesinden Prof. Dr. Zeki Taştan, Bahçeşehir Üniversitesinden Doç. Dr. Özlem Kumrular ve Erzincan Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Âdem Can ile Doç. Dr. Erol Kaya'nın katıldığı oturumlarda ben de "Tarih'in Kamera Arkası" başlıklı bir bildiri sundum. Anlatmak istediğim şey tarihimizin hayatımıza derin kökler salmasının önemi ile ilgiliydi. İnsanların hayata ve olaylara bakışı ve yaşama biçimleri kendilerinde var olduğuna inandıkları bir hikâyenin/Tarihin sonucudur. Çünkü milletler sıkıştığında köklerine, tarihlerine sığınırlar. Köksüz insanlar ortaya çıkarsa "mankurtizm" hâsıl olur. Cengiz Aytmatov "Gün olur asra bedel" adlı romanında öz benliğini kaybederek düşmanının kuklası haline gelmiş zavallı insan tipinden bahseder. Mankurt yapılacak kişinin başı kazınıp ıslak deve derisi sarılıp güneşin altına bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilip başı mengene gibi sıkar ve acılar içinde kurbanın aklını kaybetmesine sebep olur.
Günümüzde mankurt türetmek için böyle meşakkatli yollar kullanılmıyor. İnsanlar, evlerinde veya sinema salonlarındaki toplu gösterimlerde güle oynaya kimlik değiştirme seansları yaşıyor. Bizim nesil tarihini dizi filmlerden öğrenmek gibi bir "kastın" kurbanı oldu. Tarih, sanat sayesinde bilim olmanın dışına çıkar ve geniş kitleler tarafından bilinir hale gelir. Toplumun kimlik inşasında tarihi görselleştirerek sunan dizi ve filmlerin, sinemanın güçlü bir rolü var.  
Sinema üzerinden de doğru tarih bilgisinin gelecek nesillere öğretilmesinde iki önemli güçlük var. İlki tarihin resmî ideolojinin tasallutundan kurtulmasıdır. Resmî ideoloji kurduğu sosyo-politik düzeni meşrulaştırmak için tarihe muhtaçtır. Tarihî roman ve filmler ise bu sipariş tarihe alternatif olarak sivil ve hür düşünceyi temsil ederler. Eğitimin en zayıf halkasının edebiyat ve tarih olduğu bu şartlarda Tarihî Romanı ve Tarihî Sinemayı diriltmek oldukça zordur. Tarihe böylesine yabancılaşınca, savaş sahneleri, aksesuar, kılık kıyafet ve teknolojik fırsatlar değerlendirilse de ortaya çıkan filimde karakterler yerli yerine oturamaz. Fetih 1453'te Akşemseddin karakterinin misafir sanatçı gibi ortada kalması, ışıklar yandığında Ulubatlı'nın Fatih'ten daha çok akıllarda kalmasının sebebi budur.
Batıda olduğu kadar henüz yeterince zengin film yapımcılarını iştahlandıracak kadar güçlü tarihî roman rezervine sahip değiliz. Buna rağmen son yıllarda hem yazımda hem tarihî romanların dizi ve sinema filmlerine aktarımında umut verici çalışmalar var. Yeni Türkiye'nin inşası tarih öğrenimi için çok daha fazlasına muhtaç.
Tarihî roman yazmak, bunu filme aktarmak ciddi bir iştir. Bir 'yapboz'un parçalarını yerleştirmek ve bir resmi inşa etmeye benziyor. Yazarın ve yönetmenin sorumluluğu parçaları doğru ve ait oldukları yerlere koymaktır. İnsanlar hoşuna gitmese de kendi kaderi ile yüzleşebilir ama sağlam bir tarih üzerine değişim inşa edilmek isteniyorsa bunun başka yolu yok. Tarih sipariş üzerine yazılmaz, yazılsa da dikiş tutmaz sonra birileri çıkar doğruları yazar. Soljenitsin Sovyet hapishane kamplarını anlattığı "Gulag Takımadaları"nı yazınca vatandaşlığı iptal edilip sınır dışı edilir. Birçok otoriteye göre Komünizmin sonunu "Gulag Takımadaları" getirmiştir. Gerçekleşen, "yasaları siz yazın, bırakın romanları ben yazayım böylece ülkenizi ben yönlendireyim" sözüdür.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.