"Kopmanın sorumluluğu bana ait!.."

A -
A +

23.03.2015 günü Yalova’nın Altınova ilçesinde sabah okula giden öğrenciler tarafından mezarlık girişinde bir ceset bulunur. Ceset, İzmit Körfez geçişi asma köprüsü yapım çalışmaları sırasında "Catwalk" olarak bilinen halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon mühendis Kishi Ryoichi’ye aittir.

 

Halatın kopmasından kendisini sorumlu tutarak intihar ederken yanında “Kopmanın sorumluluğu bana ait…” yazılı bir not bırakan Kishi Ryoichi, verilen sözün yerine getirilmemesi sonucu “Harakiri” yapmıştır…

 

21 Ocak 2025'te Bolu'nun Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan, 36'sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın sonrası yangına yol açan ihmaller ve ihmal edenler konuşuluyor.

 

Yangından günler önce Bolu Belediyesinin önce verip sonra sümen altı ettiği “8 ölümcül hata” ortada kaldı, kimse sahiplenmiyor.

 

Bu felaket hangi ihmallerin sonucudur?..

 

Felaketin hikâyesi tekrarlandıkça sorumluluk taraflar arasında el değiştirip sıradanlaşıyor. Felaket, Bolu İtfaiyesi tarafından tespit edilen eksiklikleri ciddiye almayan otel yöneticilerinin “Bu eksiklikleri gidermek çok masraflı, denetimi iptal edebiliyorsak iptal ettirelim” diyerek tedbir almamasının bedelidir.

 

Nereden tutsan dökülüyor. Otoparktaki düzenleme bile yangına müdahaleyi engellemiş.

 

Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener Sulh Ceza Hâkimliğindeki ifadesindeki suçlamaları reddederek serbest bırakılmayı talep etmiş.

 

Sorumluluk, bir kimsenin kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, mesuliyet alabilmesi ve hesap verebilmesidir.

 

Sorumluluk; bir insanın kendisine emanet edilen iş hakkında yeterince bilgi sahibi olmasını, işini yaparken ortaya çıkabilecek olumsuzluklara karşı tedbirler almasını, işin sonuçlarını takip etmesi ve olumsuzlukla karşılaştığında bunu üstlenmesini gerektirmektedir.

 

Sorumluluk “yapılması veya ihmalinde” övgü veya suçlanmayı, ödül veya cezayı üstlenmektir. 

 

Ne var ki sözde hafif bedeli ağır “sorumluluk” felaket kapıyı çalıp, ihmaller faturayı kesince farklı karakterler ve senaryolar ortaya çıkıyor. Bakanlığı uyarıp, eksiklikler ikmal edilinceye kadar oteli hizmet dışı bırakması gereken Bolu Belediyesi otel sahibi ve yönetimine baskı yapmak yerine uzlaşmayı tercih etmiş. 

 

Bütün bir hayatımızı enine boyuna imtihandan geçiren Grand Kartal Otel faciasının sis ve alev perdesinin arkasında can kurtarmak için canını tehlikeye atan kahramanlar da var.

 

Kartalkaya’da 10 yıldır kayak eğitmenliği yapan Mazlum Özgeç ve İrem Yıldız, yangın sırasında kaldıkları Grand Kartal Otel'in ikinci katından kendi canlarının derdine düşmeden otelin etrafındaki sundurmalara çıkarak mahsur kalan 26 kişinin kurtarılmasına yardım etti.

 

Madalyonun diğer yüzünde ise aynı saatlerde alevlerden kendilerini kurtarmalarına rağmen mahsur kalanları kurtarmak için alevlere geri dönen biri tıp fakültesi öğrencisi diğeri mühendis iki yakın arkadaşın trajedisi var…

 

Yiğit Gençbay ve Alp Mercan, girdikleri alevlerden çıkamadı. Mahsur kalan kişilere yardım ederken can veren iki gencin cansız bedenlerine ancak yangın söndürüldükten sonra ulaşıldı.

 

Mutfakta su ile söndürmeye çalıştıkları alevler bacadaki donmuş yağlara sıçradığında “Personeli uyandırın, kimseye haber vermeyin, biz bunu kendi aramızda söndürürüz…” diyen otel müdürü de “Otelde alınması gereken tedbirler konusunda benim herhangi bir kusurum olup olmadığını bilmiyorum…” diyor.

 

Bir insan, sorumsuzluğu konfor alanı olarak görüp hayatını rahat geçirebiliyorsa, onun için avantaj(!) olarak görülen bu durum toplum için felakettir.

 

Noksan bırakılan her iş er veya geç sahibini bulup bedel ödetir…

 

Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.