Korku dağları bekler!..

Filistin'deki operasyonunu Suriye'ye ve ötesine kadar genişletmeyi düşünen İsrail Terör Örgütü, PYD/YPG üzerinden kendi tasarrufunda bir Kürt devleti çıkarmaya çalışıyor.

 

PKK terör örgütünü önce Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kılıfına sokarak meşrulaştırma hamlesi yapan ABD 11 Haziran'da sözde bir yerel seçim ile Suriye toprakları üzerinde “özerk yönetim” adı altında kendisine uydu olacak terörist devletler kurdurma planı Ankara’nın baskısı ile bozuldu.

 

“Özerk yönetim bölgesi” dedikleri alan, dört parçadan oluşan "büyük Kürdistan" operasyonundan bir parçadır. SDG'nin korsan seçim iştahını kabartarak kullanılabilir hâle getiren ABD operasyonunu “gerekli şartların sağlanmadığı” bahanesi ile geri adım attı.

 

“Türkiye’nin, güney sınırlarının hemen ötesinde bir ‘teröristan’ kurulmasına asla izin vermeyeceğinin” vurgulandığı MGK bildirisinin açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Bölgemizde nasıl bir oyun oynandığını çok iyi biliyoruz. Biz bu hokkabazlıklara kanmayız, prim vermeyiz" İfadeleri muhataplarında karşılık buldu ve Suriye'de işgal ettiği topraklarda sözde ‘yerel seçim’ yapmayı planlayan terör örgütü PKK/YPG, Türkiye'nin uyarılarının ardından daha önce 11 Haziran'da yapılacağı ilan edilen sözde yerel seçimi 18 Ağustos'a ertelediğini açıkladı.

 

ABD’nin PKK/PYD üzerinden yürüttüğü özerk bölge kurma operasyonu Büyük İsrail’in yayılma projesinin önemli bir safhasıdır. İsrail’in buna ihtiyacı var çünkü kurmayı vehmettiği toprakları tek başına kontrol etmesi mümkün değil.

 

Baas rejimi ABD’nin PKK üzerinden İsrail lehine kurmaya çalıştığı özerk bölgeye müdahale etmiyor. Esad’ın elindeki ordu bu operasyona müdahale yeteneğinde olmadığı gibi zaten böyle bir niyeti de yok.

 

“Kan içmeye doymayan ve sırtlarını sıvazlayanlar olduğu müddetçe, asla ve asla durmayacak” olan İsrail’in saldırganlığı Gazze ile sınırlı değil. PKK'ya meşruiyet kazandırma ABD yapımı bu özerklik hikâyesinin asıl hedefi Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in "Kudüs bizim, Şam Kapısı bizim, Mescid-i Aksa bizim ve Tanrı'nın izniyle zafer bizim" diye çerçevelediği ‘Büyük İsrail’ projesine alan açmaktır.

 

Suriye nüfusunun 5,6 milyonu başka ülkelere sığınmış durumda iken, Suriye PKK'sından kaçan Kürtlerin, Türkmenlerin, Arapların, önemli bir kısmı hâlen Türkiye'de misafir iken ve Suriye üniter devlet yapılanmasına sahipken terör örgütünün Suriye'de seçim düzenleme hakkı ne kadar meşrudur?

 

Gazze’deki soykırıma ortak olan ABD, Suriye'de; İsrail'i rahatlatmak için meşruiyet aramadan her türlü operasyonu kuşkusuz yapmak isteyecektir. 

 

Ancak, korku dağları bekliyor. İsraillilerin büyük çoğunluğuna göre İsrail için en büyük tehdit İslâm dünyasıdır ve İsraillilerde topyekûn “Hittin Savaşı” korkusu vardır.

 

R. Kağan Kurt; Hayfa Üniversitesinden Benjamin Beit-Hallahmi’nin bu korkuyla ilgili olarak şunları söylediğini aktarıyor.(*)

 

“1187’deki Hittin Savaşı Selahaddin Eyyubi komutasındaki Eyyubi ordusunun, Haçlı ordusunu yendiği büyük savaştır. Hittin bugün İsrail’de Taberiye yakınlarındadır. Ancak bu büyük savaşın yapıldığı yere yoldan geçenlere bu tarihsel olayı hatırlatacak hiçbir işaret, hiçbir yazı konulmamıştır. Çünkü İsrailliler Hittin’i hatırlamak istemez, Hittin hakkında düşünmek istemezler. Çünkü bu savaş onlara Hittin’in yeni bir benzerinin kendi başlarına gelebileceği ihtimalini hatırlatmaktadır…”

 

Korkmakta haklılar… 9 Nisan 1948 Deir Yassin köyünde başlayıp Gazze’ye kadar uzanan katliamların günahı bir gün kendilerini yakalayacak… 

 

.....

 

(*) R. Kağan Kurt, Evanjelizim-Bir Harf Yayınları-2006