Kötülükler nasıl yayılır?

A -
A +
Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün.
Kırık camlar tamir edilmezse Vandallar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda binadaki bütün camlar kırılabilir, belki yangın dahi çıkarabilirler.
Ya da bir kaldırım düşünün.
Sorumsuz birisi çöplerini buraya atar, kısa zaman sonra burada daha fazla çöp birikir. Çünkü alınmayan çöpler, “çöpleri buraya dökün!” diye cesaretlendirir. Sonunda paket yapan insanlar bile çöpleri araba ile poşetler hâlinde getirerek buraya atarlar.
Bu tespit ABD’li psikolog Philip Zimbardo’nun kentsel bozuklukların anti sosyal davranışlar üzerindeki etkilerine işaret eden kriminolojik “Kırık Camlar Teorisi"dir.
Burada dikkat çekici olan hukuk ve toplum tarafından hak ettiği karşılığı göremeyen bütün kötüler ve kötülükler aynı şekilde meşrulaşır ve yayılır. Kendine güvenen bazı insanların (aslında korkak oldukları için) sırtını dönmesi “Ben etkilenmem!” diyerek kendini güvende hissetmesi boşunadır. Bu büyük bir aldatmacadır. Yaşadığımız çevre tarafından önce etkilenir, sonra onun bir parçası oluruz. İlişki devam ettikçe bağımlılık kuvvetlenir ve sonunda sahibini fiziksel ve ruhsal olarak devirir.
Alışkanlık mikrobu eğer kendimizi güvende zannettiğimiz yerdeyse ki bu, savunma gücünü yok eder ve sık rastlanan bir durumdur. Bizzat alışkanlık hakkında tiksintiye sebep olmak gibi caydırıcı bir etki yapma ihtimali olsa bile mağdurun yeteneklerini kullanmasını önlemek gibi geleceği üzerinde ciddi tahribat yapacaktır.
Kötü ve iyi alışkanlıkların bulaştığı yollar bellidir.
İnsanlar en çok ne konuşur? Arsa, borsa, dolar, altın, hisse senedi, derbi maçları, politik gelişmeler... Herkes kendisi için önemli gördüğü konu üzerine yoğunlaşır. Ancak bunlardan daha önemli bir şey var ki eğer o tehlikede ise bunların hepsi önemini kaybeder. O da ailemiz, eşimiz ve çocuklarımızdır.
Ailemize yapılan yatırım en önemli olandır. Bu yatırım sadece fiziksel olan yeme, içme, giyinme, barınma gibi bedeni besleyenlerle sınırlı değildir. Aile içi ilişkiler, dost ve arkadaş çevresi ile ilişkiler, bireysel olarak ibadet ve dua etmek, zihinsel olarak okumak, sohbet etmek gibi duygusal yatırımlar da önemlidir.
Her ailenin çocuğunu derinden sevdiğine, onlar için en iyi şeyleri istediklerine inanırım. Buna rağmen çok sayıda aile, çocuklarının rotadan çıktığını söyleyerek yardım istemekte ve ciddi sıkıntı yaşamaktadır.
Her çocuk dünyaya aç ve çıplak olarak gelir. Hiçbir anne dünyaya bir doktor, mühendis veya avukat getirmez. Ama hiçbir anne dünyaya bir maganda, alkolik, uyuşturucu bağımlısı veya kumarbaz da getirmez. Allahü teâlâ dünyanın her yerinde yeni doğan her çocuğun kalbini temiz olarak yaratmaktadır.
Bağımlılık yapan madde kullanımı, şiddetin yaygınlaşması gençliğin muhatap olduğu en büyük tehlikedir. Bu tehlike gençler ve aileler dikkat etmediklerinde uzaktan değil güvenip itimat ettikleri yakın çevreleri tarafından bulaştırılır. Bir arkadaş toplantısında bile başlangıçta itiraz edilen kötü bir alışkanlık, onu yapan bir arkadaşla eğer sürekli görüşme yapılıyorsa önce hoşgörüye sonra da kabullenmeye dönüşür.
İçinde bulunduğumuz grup tarafından açık biçimde yapılan bir iş, zamanla onu meşrulaştırır.
İçinde bulunduğumuz toplum kabul edelim ki bu konuda büyük şehirler başta olmak üzere güven verici değil. Görüntülü ve yazılı medyanın büyük bölümü aileyi tahrip eden şiddet ve cinsel ağırlıklı yayınlara yer veriyor. İnsanın edep duygularının zedelendiği, çeşitli kötülüklerin sürekli tekrarlanarak izlenmesi ve okunması onu yapılabilir sıradan işler hâline getiriyor.
Hâkimler, hekimler, siyasetçiler, eğitimciler, akademisyenler, din adamları, ilahiyatçılar, nefes alan herkes... yeteri kadar cinayet, intihar, şiddet haberleri izliyorsunuz. İstatistikler çok kötü ama daha kötüsü bir toplumun başına ne geldiğini idrak edememesi, görememesi!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.