Kutuplarda bile bu “parayı” satamazsınız beyler!..

A -
A +
Adını "koronavirüs ile topyekûn mücadele" koyduğumuz herkesin kendi çapında sorumluluk alması gereken bir zor dönemden geçiyoruz. Her şey bittiğinde bizi utandıracak olan bu mücadele sürecinde destek vermekten kaçınanların sükûtu olacak.
Avrupa Birliği'nin koronavirüs sınavında pek de başarılı olduğu söylenemez. Avrupa devletleri bir bir salgına teslim olurken, yardım bekledikleri AB'den ses seda çıkmamasına tepki gösteren İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, birliğin geleceğinin tehlikede olduğunu belirterek, "Ya birlik oluruz ya da çökeriz" dedi.
Topyekûn mücadele olmadığında “birlikte çökmek” içeride de kurumsal iş birliğinden kaçan bütün sektörler özellikle iş dünyasının geleceği içinde ciddi bir tehdittir. Topyekûn mücadele, bir zincirin baklaları gibidir, her parça diğerinden güç alır ve diğerini destekler.
Salgın ile mücadelenin merkezindeki “insan ilişkileri” ağır hasar alınca, varlığını ekonominin basit kuralı “alışveriş” üzerinden sağlayan esnaf, sanayici ve üreticiyi siftahsız kepenk kapatmaya sürükledi. Bu durağanlık iş dünyasında “ödeme güçlüğü” dediğimiz öldürücü bir darbenin sebebidir. Çare finans kurumlarının kapısı olunca işte sıkıntı buradan büyümeye başlıyor.
İş adamlarının son günlerde artan şikâyetlerinden anlaşılıyor ki; “Ekonomik istikrar paketi”ne destek sözü veren çoğu özel bankalar, para vermemek için tapu, ipotek, yüksek teminat isteyerek talepte bulunan iş adamlarını krediden vazgeçirme yolları arıyor.
65 yaş barajına takıldığım için ancak telefonla görüşebildiğim çok sayıda iş adamı dostlardan biri önceki günkü telefon görüşmemizde konuşmuyor bağırıyordu.
Kırk yıllık esnafım, bankalarla her zaman işimiz oldu. Bu son günlerdeki finansal daralmayı aşmak için, istikrar paketi gibi desteklerden cesaret alıp kredi talebinde bulundum. Daha önce müteaddit defalar aldığımız ve her seferinde sorunsuz kapattığımız kredi talebimiz bu defa geri çevriliyor. Mevcut ortam hiç göz önüne alınmadan bana 'kefil bul gel' deniyor. Yahu ben babamın cenazesine gidemiyorum kimi bulup getireyim bu şartlarda?.." diye dert yandı.
Ekonomik hayat; ham maddelerin, ürünlerin, paranın ve elbette ki insanların hareketliliğine dayanan canlı bir süreçtir. Parayı bu sürecin içinden çektiğimizde diğer bütün faktörler hareket etme kabiliyetini kaybeder.
İnsanların eve kapandığı, alıveriş yerlerinin kapandığı, çarşı-pazara sınırlamalar geldiği bir dönemde elbette ki çalışmayan zayıf halkanın güçlendirilmesi gerekir. Esnaf, sanayici her kimse mutat parametreler ile kredi temin edemezse bazılarının dediği gibi devletin para basıp dağıtmasına mı gidilecek? Bu kullanılabilir ve karşılığı olmayan bir yoldur. Ancak iş dünyasını böyle bir çözümü konuşmaya itecek kadar sıkı para politikası izleyen finans kurumları; “ellerindeki paranın turşusunu mu vuracak?!."
Hani sıkça herkes söylüyor “Salgın sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” deniyor ya;
Bu salgının sonuçları da “Pandemik”tir, kutuplarda bile bu parayı satamazsınız beyler!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.