Mahallenin çocukları

A -
A +
Herkes 7 Haziran sonrası AK Partideki göçüğün sebepleri üzerine destan yazdı ve aynı kalemler 1 Kasım'dan sonra da başarısının sırlarını...
Terazinin diğer kefesinde oturan muhalefet üzerine çok fazla kafa yoran olmadı. İstikrarlı bir şekilde muhalefet koltuklarını bekliyor. Hızla değişen Türkiye'de değişimin bir parçası olamıyor.
Bunun basit bir sebebi olduğuna inanıyorum.
"Çocukluğumuzda mahalle kavgaları olurdu, toprak sahada kimin önce maç yapacağı, topun çizgiyi geçip geçmediği gibi tuzdan sebepler... Bir gün bizim mahalleden bir arkadaşı bir sebeple diğer mahalle çocukları dövmüşler. Ben de arkadaşlarla haber yolladım biz şu kadar adamız siz de toplanın gelin... Kararlaştırılan yere kırk kadar çocuk toplanıp gittik. Derken kavga başladı. İlerledikçe bir ara baktım ki bana üç beş kişi birden vuruyor, ne oluyor deyince bir baktım etrafımda kimse kalmamış bizim takım dayak yemeye başlayınca beni ortada bırakıp kaçmışlar. Durumu görünce ellerimi kaldırıp 'teslim oluyorum' dedim ve kavga bitti.
Dayak yemek beni incitmedi ama beni tek başıma bırakıp gitmeleri çok ağırıma gitti. Orada kendime söz verdim:
Kendi onuru için savaşmayan hiç kimsenin onurunu kurtarmak için bir daha savaşmayacağım..."
Saygın bir iş adamı bu tecrübesini hatıralarına yazmış. Hayattaki yol haritasının nasıl değiştiğini anlatıyor.
Siyaset de, yaşadığımız hayatın basit kurallarının dışında değil. Eğer yol haritanız yanlışsa sizi hep yanlışa götürür. Girdiğiniz kavşak yanlışsa fazla sürat yapmakla veya çok çalışmakla sonucu değiştiremezsiniz. Ama doğruysa ağır da gitseniz sonunda doğru adrese çıkarsınız.
Bizde muhalefet basit bir sebepten hep sandıktan dayak yiyerek çıkıyor çünkü yol haritası yanlış.
Değişimi kökten yapmadığı sürece her gün seçim olsa sonuç değişmez.
Bu basit yanlış; siyasetlerini her kanaldan besliyorlar sadece milletle araları iyi değil.
AK Parti, 7 Haziran seçim sonuçlarını "Biz muhalefete değil kendimize yenildik. Kendi nefsimize yenildik, kimilerinin kibrine kurban olduk, kimilerinin şahsi hesaplarına. Nerede hata yaptığımıza bakacağız, kendimizi yeni baştan onaracağız" diyerek krizi fırsata çevirirken muhalefet emanetçiler üzerinden iş görme inadına devam etti. İşi kamuoyu araştırma şirketlerine havale ediyorlar ama kendileri mahalleye çıkmıyorlar. Araştırma şirketleri de işi anketörlere havale ediyorlar. İş sandık mücadelesine gelince de arkaları boşalıyor, milleti arkalarına alamıyorlar.
Her başarının arkasında uzun bir hazırlık dönemi yatar. Siyasette hazırlık mahallede yapılır. Rahat zamanlarda yatıp kampanya dönemlerinde koşuşturmak yetmez.
Muhalefet vesayetçi statüko elitleri ile iş tuttuğu müddetçe, milletle arayı düzeltemeyecek, iktidarla arasındaki makası kapatamayacak, milletin değerleri ile husumetini eritemeyecek.
General Elektrik'in efsane CEO'su Jack Walsh'ın bir sözü var; "Bana ne milyar dolarlık varlıklardan, ben malımızı alan müşteriye bakarım bizim efendimiz müşteridir, ekmeğimizi veren onlar" diyordu...
Muhalefet; vesayetçi alışkanlıklarını bırakıp, zahmet edip mahalleye girip yüzünü ekmeğini (oy) veren seçmene dönmedikçe ikametini değiştiremez...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.