Meclisteki hendekler!..

A -
A +

CHP Milletvekili Eren Erdem’in sosyal medyada büyük tepki toplayan “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı İran safında olurum” hezeyanının tepkisi devam ederken peşine Rus Devlet Televizyonuna verdiği röportajda Guta Katliamında kullanılan Sarin gazının Türkiye’den gittiğini iddia ederek ülkesi hakkında Türkiye düşmanlarında hayranlık uyandıran iftirası CHP hariç her tarafı karıştırdı.
Röportaj sonrası sosyal medya üzerinden Erdem’e “vatan haini” diyen on binler CHP yönetimine de çağrıda bulununca gözler bu hainlik karşısında CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne yapacağına çevrildi.
Ve Kılıçdaroğlu’ndan beklenen cevap geldi: "Başarısızlıklarının altında bunaldığı için kendisine çıkış arayan hükümet arkadaşımıza acımasızca saldırıyor. Milletvekilimizi kimseye yedirmeyiz.”
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş!
İnsan normlarına ve değerlerine sırt çevirirse kendi hendeğini böyle kazar, kendi geleceği ile birlikte CHP’yi de hendeğe iter.
Akla gelmez sanılan işler başımıza geliyor.
Bu son yaşananlar altı, üstü ve tüm dengesini kaybetmiş CHP’yi, Michel Foucault’un “Epistemik çöküş” dediği bir olguyla karşı karşıya getirdi. Olması hayal bile edilemeyen olaylar sıradan hayatın parçası haline geldi. “Baba katili ile baban bir safta” hayıflanması bile arkada kaldı.
Suruç’ta, Silopi'de yaşanan insanlık dışı suçları, kandırılmış, uyuşturucu müptelası gözünü para hırsı bürümüş, yaptıkları ile gurur duyan sapık psikopat canilere mahsus olaylar olarak görsek bile aynı sapkınlığı meclis çatısı altında işleyenleri nasıl tarif edeceğiz?
Parlamentosunda temsil ettiği ülkeye karşı safta yer alırım diyen bir sapkınlığı “vekilimi yedirmem” diyerek hangi cinnetle örtebilirler?
Eric Fromm toplumlarda görülen bu tür vakaların hepsini; insanın tatminsizliği ve sadist duygularının aracı olarak gören bir algının sonucu olduğunu söylüyor. Bu algı sahipleri, insanlara çektirdikleri acıları, taşlaşmış bir vicdanın ürettiği umursamazlık içinde doğal görmektedirler. Daha da tehlikelisi toplumda bu tür ihanetlerin giderek daha az rahatsız edici, tiksinti verici ve nefret uyandırıcı olarak görülmeye başlamasıdır. CHP genel başkanı; vekilinin akıl sağlığını sorgulamak yerine “ne olmuş ki” kabilinden takındığı tavır ile hendek kazma işini meclise taşımış oldu.
Bu nedenle, sapkın davranışlı bireyler üreten toplumsal ortamları siyaset merkezli olanlar dâhil tartışmak gerekiyor. Zira hasta insanlar her şeyden daha çok hastalıklı toplumların ürünüdür.
Bu demokrasimiz adına ciddi bir tehdit ve travmadır.
Toplumları değer yargıları ayakta tutar. Eskiden bu toprağın insanlarıyla hiçbir kültürel bağı olmayan mutlu bir azınlık aparttığı paralarla saltanat sürerdi. Basın, sahne ve sinemayı kullanarak ürettikleri sapkın tiplerle Türk milletinin geleceği ile oynarlardı. Şimdi aynı suç meclis çatısı altında milletvekili dokunulmazlığı altında işleniyor.
Türkiye, düşmanları ile karşı karşıya geldiğinde karşı safta yer tutanlar ve bunların arkasında duranlar cinnet ile ihanet arasında bir tercih yapmalılar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.