Mengene

A -
A +
Koalisyon kurma çalışmalarında geri sayım başladı. Siyasi gücün matematik değerlerle ölçüldüğü mecliste bana kalırsa Mengene tipli bazı liderleri emekliliğe sevk edecek bir erken seçim daha güçlü bir ihtimal. Ama bazen umulmadık gelişmeler Mengene'nin dişlerini açabilir.
Bir kuruluşta üst seviye bir yönetici tanımıştım. Kendisi zeki, yetenekli ve gayretli biriydi. Ancak çok sert ve aşırı disipline dayalı bir yönetim tarzı uyguluyordu. Çok fazla değil hiç paylaşımcı değildi. Astlarını çok fazla dinlemez fikirlere kendisini kapalı tutardı. En çok söylediği söz: "Sen söyleneni yap." Bu yüzden çalışanlar kendisine "Mengene" lakabını takmışlardı. Çalışanlardan kaynaklanan sorunların çözüme ile ilgili olarak kendisiyle konuştuğumuzda yönetim tarzını müdafaa ederek bunu isteyerek ve faydasına inanarak uyguladığını ifade etti. Kendisine böyle davranmaya devam ettiği sürece iş yeri ortamının gerileceğini, verimliliğin düşeceğini ve sonunda çalışanların ellerine geçecek ilk fırsatta ya kendisini bir kaşık suda boğmak isteyeceklerini ya da işyerini terk edeceklerini söyledim. Ancak, imalattan kusurlu iş çıktığını, siparişlerin zamanında teslim edilmediğini, müşteri şikâyetlerinin sürdüğünden bahsederek daha bir sürü mazeret beyan ederek, suiistimal ve işten kaçmanın önüne başka türlü geçilmeyeceğini ısrarla vurguladı.
Çalışanların kendilerinin yok sayıldığı ve matematik değerlerle muamele gördüğü bu iş yerinde çalışanlar sadece yöneticiden değil iş ve işyerinden de soğumuş kendilerini çözüm yolları aramaya itmişti. Mengenenin emekliliğine kadar sabretmeyi göze alamayanlar başka iş aramaya başlamıştı.
Derken bir gün acı haber çalışanlar arasında bomba gibi yayıldı.
"Mengene kanser olmuş, altı ay ömrü ya var ya yok..."
Haber doğruydu, mengene geçirdiği rahatsızlık nedeniyle gittiği doktorda ürkütücü bir sonuçla karşılaştı. Doktor bulguların kendisini kanser olduğunu belirttiğini söyleyerek "ama kesin sonuç, ancak biyopsi ile belli olacak. Siz her sonuca hazırlıklı olmalısınız. Eğer kanser teşhisi kesinleşirse altı ay kadar bir hayatınız kaldı demektir. Ama yine de umudunuzu koruyun" demiş.
Vay canına!... İşyerindeki ortam birden değişti.
Mengenenin dişleri gevşedi. Burnundan soluyan çalışanların öfkesinin yerini birden farklı bir duygu aldı.
"Yok canım. Dürüst adamdı, eğriye eğri doğruya doğru.
Disiplin gitmiş yerine çalışanların merhamet duyguları üzerine oturan bir yönetim ve çalışma anlayışı hâkim olmuştu.
Bu durum iş yerindeki iç barışı, verimliliği, satışları, ürün ve hizmet kalitesini hatta müşteri memnuniyetini kısa bir sürede yukarı çekti. Tabloları şaşkınlıkla izleyen Mengene "istediğimiz sonuçlara ulaşmak için kanser olmam lazımmış" diyordu.
İşçiler bir müddet sonra aralarından ayrılacak bir patronu bu dünyadan mutlu göndermek istiyor patron ise sürekli bir kabul edilebilir başarının saman alevi gibi dayatma sonucu elde edilen geçici sıçramalardan daha iyi olduğunu görüyordu. İlk defa başı ağrımış dikkatini rakamların dışında paylaşım, önemseme gibi bilânçoda görünmeyen değerler üzerine de veriyordu. Yemekhaneye iniyor, işçilerle yemek yiyor, zamanında teslim edilmeyen bir gecikmenin nedenlerini sorumlusu ile paylaşıyor, ailevi bir sorun yaşayan çalışanını bizzat yokluyordu.
Hatta bizzat yaptığı birçok işi yetki devrederek astları arasında bölüştüğünden ailesi ile de daha fazla birlikte olma fırsatı bulmuştu.
Bir hayatı paylaşmayı öğreniyordu.
Çalışan kendisini işyerinde bir değer, bir önemli parça olarak görmeye başlamıştı. Kalemle yazılmasa bile bir ortak vizyona imza atıyorlardı.
Tabii asıl imza kanserindi.
Gerçekten de liderin sorumlu olduğu insanlar ile kurumsal hedefleri, stratejileri paylaşması herkesi rahatlatır. Zira kimse karanlıkta uçmak istemez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.