Mızrak çuvala sığmıyor...

A -
A +
PKK tarafından çocukları kaçırılan ailelerin, HDP binası önündeki eylemi hem örgütü hem onu kurgulayanları telaşlandırdı. Terörle mücadelenin daha ilk yıllarında ilk yapılması gereken halk direncinin bugüne kadar gecikmiş olmasının sebebi mücadeleyi sadece dağda sınırlamadır.
Çözüm için en güçlü silah, PKK'ya en büyük darbe, örgütün insan kaynaklarını temelinden kurutacak hamle; baskı veya kandırma ile çocukları dağa kaçırılan annelerin isyanıdır.
Bu harekete moral destek vermeyen sivil kanaat önderleri, medya, sanat ve siyaset gruplarının hepsi büyük sorumluluk altındadır. Doksanlı yıllarda daha iş köpürmeden insanları dağa kaldırmak için her yolu kullananlara karşı oyunu bozacak direncin tabandan tepkiyle sağlanacağı söylendiğinde bunun “zaaf ve acziyet" olacağını söyleyenler her sorunun çözümü için kendilerini halkın müracaat makamı olarak görenlerdi.
HDP Diyarbakır il binası önündeki oturma eyleminin 13'üncü gününde de ailelerin sayısı 33'e yükselirken hareketi  “yanlış yerde oturma eylemi" olarak yorumlayanlar bugün de kendi itibarlarını kaybetme telaşı içinde “bana gelin” diyenlerdir.
İlk terör baskını yapıldığında ve karşılığında ilk darbe vurulduğunda örgütün insan kaynakları üzerinden halka tehlikenin arka planı anlatılsaydı yangın başlarken söndürülebilirdi. Ama o gün insanlarla bir araya gelip bunu anlatmayı kibirlerinden kendilerine yediremeyenler bu yolu tıkamıştı.
Bugün ise, oyun bozuldu bir kere.
HDP önündeki öfke halk-siyaset ilişkilerini sorgularken, (S-400'ler üzerinden) Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerinin kriz hâline dönüştürülmesi de müttefiklerin bu örgütlerle ifşa olan ilişkilerinin de kamuoyu önünde daha gerçekçi dille sorgulanmasına yol açtı.
Artık; mızrak çuvala sığmıyor...
Kürt siyasetçi Galip İlhaner’in “Görüntüde HDP’ye karşı başlatılan bu isyan aslında ABD’ye karşı başlatılan bir isyan. Çünkü HDP, gariban Kürt çocuklarını ABD’ye asker olarak ve İsrail’in Arz-ı Mevud hedefi için gönderiyor.” açıklaması ABD’nin ve siyaset araçlarının gerçek maksadını ortaya koyuyor.
Terör gruplarına yol vermiş olmaktan maksat; Kürt Devleti bahanesiyle “İkinci İsrail’i kurmak" PKK, PYD ve YPG, Kürtleri asla temsil etmedi ve etmiyor. Suriye’nin kuzeyinde PYD ve YPG’ye binlerce tır dolusu silah vererek yapılan hazırlık İsrail’in güvenliği içindir.
PKK ve bölgedeki diğer terör örgütleri, Amerika’nın desteğiyle oluşturulan, İsrail’in bölgedeki yapılanmasına hizmet için hareket eden oyuncaklar. Tamamı kullanım süresi sonrasında da yok edilecekler.
Artık işi diplomasi diliyle anlatma zamanı geride kaldı. ABD-PKK ittifakı çuvala sığmıyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Berlin Körber Vakfında yaptığı konuşmada “ABD hegemonyasının gerilediği ve bu geri gidişin gelecekte de devam edeceğini ve Türkiye’nin Kürdistan Planı nedeniyle ABD ile silahlı çatışmayı dahi göze aldığını” söylemişti. (14 Aralık 2017)
Aradan geçen zamanda ABD tırlar dolusu silahla güçlendirmeye çalıştığı örgütlerin insan kaynaklarında ciddi kayıplara uğradı. Örgütteki erozyon bütün frenleme çabalarına rağmen devam ediyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Reuters'a verdiği özel mülakatta "Maalesef güvenli bölge anlayışı beklentilerimizi karşılamıyor. Oyalama siyasetine dönüşüyor. Sabrımız taşarsa başımızın çaresine bakmak durumunda kalacağız" dedi.
O zaman bugün örgüt içinde ölenlerin kimler için öldüklerini iyi anlamamız/anlatmamız gerekiyor. Dağ kadrolarının, Siyonist planın paralı askeri hâline getirildiğini artık görmeyen kaldı mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.