Muhalefet “mutasyona” uğrar mı?..

A -
A +
 
Tam bir aydır bizim de fiilen sürdürdüğümüz "Covid-19 salgını ile mücadele” kapsamında alınan sokağa çıkma yasağının yürürlüğe girmeden kısa bir süre önce duyurulmasını muhalefet partilerinin liderleri ve bazı yerel yöneticiler hükûmeti eleştirmek için bir fırsat olarak görmekte gecikmediler.
Yaptıkları eleştiri "Bir kez daha kriz yönetiminde ne kadar acemi olduklarını ispatladılar" sözleriyle özetlenir.
İçişleri Bakan Süleyman Soylu’nun bu eleştirilere cevabı “Yasak kararını açıklayan ülkelerin hangi saatte aldıklarını hatırlıyor musunuz? Tecrübe önümüzde, erken saatte açıklasaydık, bazı ülkelerde gördüğümüz, izlediğimiz gibi marketlere akın olsaydı daha mı iyi olacaktı?" şeklinde oldu.
Daha düne kadar birçok siyasetçi, aydın veya sivil toplum örgütü temsilcisi ısrarla "İlle de sokağa çıkmak yasaklansın" diye tutturmuşken bugün 48 saatle sınırlı bir karara karşı çıkıyorlar. Daha önce yasağı savunan Ekrem İmamoğlu da “Sokağa çıkma yasağı kararı ansızın alınmamalı. İBB olarak bu kritik karardan haberdar değiliz, bilgilendirilmedik” diye tepki koyuyor.
“Sokağa çıkma kararına” dün taraftar iken bugün karşı çıkanlar neyi amaçlıyorlar? Maksat “salgınla mücadeleyi” kargaşa çıkaracak bir araç hâline getirmek mi?  
48 saat süreli bir sokağa çıkma kararı karşısında damdan düşer gibi harekete geçenlerin, kaldırımları "sebze hali"ne çevirenlerin, fırınlardaki ekmek kuyruğu yanında çerez ve şarküteri kuyruğundaki itişip kakışmaların iyi niyetli ama panikle ve hasar verici olduğu kabul edilebilir. Bu travmayı enine boyuna ileride konuşacak vaktimiz var. Ama asıl keder verici olan bu keşmekeşliklerin bazı kesimlerde siyasi malzeme yapılarak bütün toplum hayatını altüst eden bir “salgınla mücadelenin” önüne alınmasıdır. 
Ne zaman ve ne kadar hasarla biteceği hâlâ kestirilemeyen bir “kaosun” siyasi fırsat ortamı olarak görülmesi kabul edilemez.
Kirli ve kışkırtıcı bir medya destekli muhalefet ile karşı karşıyayız. Israrla istedikleri sokağa çıkma kararına (niye önceden ve bize haber vermeden yaptınız) diye karşılar, Şehir Hastaneleri'ni kötülüyor, halkı "mevduatlarınıza el konabilir" diyerek kışkırtıyor, günlük ölüm sayılarını bile kümülatif göstererek çarpıtıyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu dahi Türkiye'nin koronavirüs ile mücadelesini "Türkiye, teşhis kapasitesi ve Covid-19 ile mücadelede tedavi konusundaki muazzam çabaları ile örnek bir ülke. Türkiye bu süreci, vaka ve ölüm verilerini elektronik ortamdaki doğru paylaşımlarla şeffaf bir şekilde yürütmektedir" ifadeleriyle örnek bir ülke olduğunu söylerken kirli ve kışkırtıcı medya neyin peşinde?
Önceki gün merhum Menderes’in, Başbakanlık arşivlerinden çıkan bir belgesi medyada paylaşıldı. Merhum Menderes yarım asır öncesinden sanki bugüne sesleniyor:                                                       
"Muhterem Halk Partili arkadaşlarımız, hanginiz kendi intihap dairelerinizde, komşularınız veyahut da memleketin size uzak köşelerinde yapılmakta olan işlerin hangisine itirazınız vardır? Hangisine itirazınız vardır söyleyiniz. Bunların yapılmakta olduğu yerlerde oturanlar ve toptan Türk milleti sizin davacınız olacaktır. Bunları açık olarak ifade etmek lazım gelir.  Van yoluna mı itiraz ediyorsunuz? İstanbul limanına mı itiraz ediyorsunuz? Çimento fabrikalarına mı itiraz ediyorsunuz? Hangisini rantabl bulmuyorsunuz, hangisini hesapsız buluyorsunuz? Allah aşkına, millet huzurunda söyleyin bilelim…"
Bu salgın sona erdiğinde bütün dünyada arkasında bir ekonomik buhran ve finansal kriz bırakacağını düşünenler çoğunlukta. Şimdi anlaşılıyor ki beklentilere bir de “siyasi buhran” avcıları eklenmiş.
Şaşılacak şey… Dünya son yüz yılda ne kadar hızlı bir değişim yaşadı, her şey değişti “mutasyona” uğradı, kendini "yeni dünya" şartlarına uydurdu. Ne kadar gariptir ki bizde değişmeyen sadece bu müzmin muhalefettir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.