Adam akşam evine dönerken verandada çay içen komşularına iyi akşamlar dilemiş ve onların hemen önünde yatan ve sürekli sızlanan çocuğun neden ağladığını sormuş. Komşusu da
"Üzerinde oturduğu tahtanın çivisi batıyor" demiş. Adam tekrar sormuş: "Yattığı yerden kalksın o zaman!" Komşusu da:
"Demek ki kalkmasını gerektirecek kadar batmıyor" demiş...
Yeteri kadar rahatsızlık insan gibi siyasi partilerin de kabiliyetlerini diri tutar ama eğer biri sürekli sızlanıp şikâyet ediyorsa sorunun kaynağı kendisidir. Eğer bir mecliste siyasi partiler birbirlerinin hatalarını liste tutmaya başlarsa anlayın ki muhtemel koalisyonlar iflah olmayacak türden. Ellerindeki listeler ancak ortaklığı bozmada kullanılabilir.
Ortaklığın uzun ömürlü olması için kurulacak koalisyonun AKP ve CHP üzerinden geniş bir tabana oturması gerektiğini pompalayarak bu modeli sevimlileştirmeye ve CHP'yi koalisyona monte etmeye çalışıyorlar. AKP'nin uzun süreli iktidar döneminde CHP'nin uğraştığı tek bir işi oldu, bir günah defteri tutarak ilk fırsatta AK Parti kadrolarının üzerine çullanmak. Ülkeyi daha ileri taşıyacak projeler üretmek yerine hesap sormak için iktidar fırsatı kollayan bir siyasi parti, bu sürekli sızlanan muhatap ile ortaklık kurmayı istemek hiçbir yerde rastlanır bir şey değildir.
Kaybedenlerle beraber olan da kaybeder. Bilinçsiz bir şekilde onların huylarını alışkanlıklarını kapar. Eğer her zaman toplumsal değerleri hafife alan negatif insanlarla birlikte olursanız siz de aynı duruma düşer ve negatifleşirsiniz.
Kriz bağımlısı ve kavgadan beslenen muhalefet kendi yattığı çivili tahtanın üzerine AK Partiyi de yatırmak istiyor.
Sürdürülebilir bir koalisyon ancak AKP-MHP üzerinden inşa edilebilir.
Olmazsa kaçınılmaz olarak son durak erken seçimdir.
Siyasi hayatımızın yeni aktörü, siyasete monte edilmeye çalışılan HDP'ye gelince, eski rejimin mağdur ettiği ezilmiş, dışlanmış insanlarının Menderes ve Özal'la denenmiş hayat alanlarını genişletme gayretleri her defasında duvara çarptığı ve aktörlerinin başını yediği unutulmamalıdır. Yaptıkları, bu demokratik haklarda eşitlik mücadelelerine ilk defa hendek atlamış bir iktidara, kendilerine "ga" deyince et "gı" deyince su taşıyanlara minnet ve teşekkür yerine efendilik taslıyor.
İddia edilen itilip kakılmışlığa son vermek, eşit vatandaşlık hakkının meşrulaştırılması adına AKP'nin yaptığını bugüne kadar bu kadar ağır eleştiri ve risk alarak verdiği mücadeleyi hiçbir siyasi parti değil yapmak, dillendirmeye bile cesaret edememiştir. Mağduriyet ve dışlanmışlık güdüsüyle insanları toplayıp, nasıl alındığı bilinen oylarla bir nevi büyüdükçe şişen, içerden dışardan altına atılan ateşle kendi doğal gücünün sınırlarını aşan bu hareketin düdüklü tencere gibi patlaması kaçınılmaz geleceğidir. Hiçbir siyasi proje üretmeyen kendi geleceklerini tehlikede gören bu sahte kurtarıcıların yaptıkları tek şey, AKP'nin yok ettiği eski mağduriyetleri kullanarak, üzerinde oturup sızlanmak.
Mesele ne din ne etnisite ne bölgesel kalkınma sorunudur.
Mesele, kendilerini devlet sandıkları statükonun kadim sahibi ve bekçileri gören bu sahte kurtarıcıların kene gibi yapıştıkları yerden sökülüp atılmasıdır. Hükümet kurulması ile ilgili söyledikleri her şey ucuz taklit Çin mallarına benziyor. O kafa ile kuracakları bir koalisyon hükümeti ile bizim köyü bile idare edemezler.