İran İsrail'e gerçekleştirdiği son yılların en ağır ve kapsamlı saldırısında hedeflerin yüzde 90'ının vurulduğunu belirttiği hava saldırısı sonuçları itibariyle tüm dünyada bir hayal kırıklığıdır.
İran’ın İslâm dünyasında kaybettiği itibarını iade için İsrail’e yaptığı saldırının bilançosu İsrail Devlet Televizyonu KAN'ın haberine göre yaralanma ve can kaybının yaşanmadığı saldırıda Hod Haşaron'da zarar gören 100 evdir.
Güvenlik uzmanları İran’ın İsrail’e yaptığı 200 füzeli saldırının etkisiz olmasına rağmen Tahran’ın propagandasını “Acem palavrası” olarak nitelendirdi. Saldırı mazlumları ikna etmese de zalimlere malzeme olmuş görünüyor.
İran'ın İsrail'e füze saldırısı ülkenin dört bir yanındaki insanların sığınaklara indiği sırada Yafa'daki bir bulvarda düzenlenen saldırıda iki şüphelinin altı kişiyi öldürdüğü, 10 kişiyi yaraladığı kaydedildi.
İran hava saldırısı İsrail’e beklendiği kadar hasar vermese de İsrail’in buna tahammülü yok. Kuru gürültüyü bile fırsata çeviren İsrail’in Dışişleri Bakanı İsrael Katz, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'i İsrail'de “istenmeyen kişi” ilan etti.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “açıkça kınamayı” baraj sorusu(!) yapan Katz’ın “istenmeyen kişi” listesi çok kabarık. “İran'ın İsrail'e yönelik canice saldırısını açıkça kınayamayan hiç kimse İsrail topraklarına ayak basmayı hak etmez" ifadelerini kullandı.
Bu satırları yazarken İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında ise son 48 saatte 61 kişinin hayatını kaybetmesi sonucu can kaybı sayısı 40 bin 939’a, yaralıların sayısı ise 94 bin 616’ya yükseldi.
Bir yıldır süren katliam sürecinde güçlü bir direnişle karşılaşmayan İsrail bu savaşı Türkiye’ye taşıma cesaretini gösterebilir mi?
Gazze ve Lübnan işgalini zaman içinde bu ülkelerin savunma gücünü içerideki parçalanma ile kıran ABD güdümündeki İsrail daha ileri işgalleri Suriye ırak ve Türkiye için düşünüyor.
İsrail’e böylesine bir alan genişletme iştahını veren Amerikan yönetimlerinin hedefteki ülkelerde ittifak kurup beslediği, savaşmayı gelenek hâline getirip iş bitince yok ettiği bölücü örgütlerdir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclis Genel Kurulundaki konuşmasındaki; “İsrail'i de buradan çok net bir şekilde uyarıyorum: Lübnan'a kara harekâtının sonuçları, geçmişteki işgallerine benzemeyecektir. Savunmasız, izole, bütün dünyadan yalıtılmış bir Gazze savunması ile Lübnan'ın savunması aynı olmayacaktır” ifadesi bundan sonra bölgede yaşanması muhtemel gelişmelerin sürpriz olmayacağına işaret etmektedir...
ABD ve Avrupa'dan güç alan ve Siyonist İsrail'e destek verenlerden PKK’nın elebaşlarından Duran Kalkan, Siyonist İsrail'in sözcülüğüne soyunarak "Dananın kuyruğu Kıbrıs'ta kopacak. Bu savaşın merkezi Türkiye'dir" ifadelerini kullandı.
Duran Kalkan'ın Siyonist yayılmacılığı kasteden küstah açıklamaları şöyle: “Bu, ABD'nin planı NATO bunda uzlaşmış durumda. Bu saldırılar enerji yolunu temizleme saldırısı oluyor. Lübnan'da engel ortadan kalkmış durumda… Suriye engel oluşturacak mı? Bunlardan ders çıkartırsa engel olmayabilir.
Tabii ki dananın kuyruğu Kıbrıs'ta kopacak… Bu savaşın merkezi Türkiye'dir. İçinde yer aldığı sistemle en çok çelişen Türkiye'dir. Sıra Kıbrıs'a gelecek Türkiye sınırına gelecek ve savaş Türkiye'de yoğunlaşacak…”
İsrail etrafı kuşatılıp içi boşaltılan savunma yeteneği yok edilen mazlum ve mağdur ülkelerde kadın ve çocuk katliamı yapmayı savaşmak zannediyor… Savunmasız, izole, bütün dünyadan yalıtılmış bir Gazze savunması ile tarih yazmış onurlu bir ülkenin sınırlarını zorlamanın sonuçları aynı olmayacaktır.
Ama Siyonist saldırganlar ile devşirmelerinin öğrenmeleri için denemeleri lazım!..