Habere göre 7'nci kattaki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybeden ünlü şarkıcı Bonzai hapı içtikten sonra evinin balkonuna çıkarak eşine "Görüyor musun havuz ne kadar güzel, ben biraz yüzeceğim" deyip kendini boşluğa bırakmış.
Bu genç adamın bunu tek başına yapmış olduğu görünebilir. Olaya bireyin ötesinden bakarsak gerçekte, ait olduğu kültür, arkadaş çevresi ve yaşadığı değerler onun hayatını hayal bile edilemeyecek biçimde şekillendirmiştir.
Çocuklarımız genelde zeki, sağlıklı, duygusal sıkıntıları olmadan bize verilen hediyelerdir. Ender olarak sağlık sorunları olan çocuklarımız da olur. Ama çok daha fazlasıyla bugünkü olumsuz dünyada sonradan yüzleşebiliriz. İnsana "Ölüm çukuru"nu yüzme havuzu gösteren duygusal yara bere daha sonra aile içinde ve çevresi eliyle açılabilir.
Yaşanmış bir hikâye olan "Lorenzo'nun Yağı" filmi bir anne babanın, amansız bir hastalık olan ALD'ye (Adrenolökodistrofi) yakalanan oğulları Lorenzo'yu ölümden kurtarma çabalarını anlatır. Felçlik, körlük ve konuşamama ile başlayan hastalık nihayetinde ölümle sonuçlanacaktır. Tıp konusunda eğitimleri olmayan anne baba kendisine iki üç yıl ömür biçilen Lorenzo'yu kurtarmak için mücadeleye başlarlar. Anne sürekli Lorenzo'nun başında baba sabahlara kadar kütüphanede hastalıkla ilgili araştırma yapmaktadır. Sonunda baba, beyindeki tahribatın, kandaki zararlı yağ asitlerinden kaynaklandığını keşfeder. Uzmanların katıldığı bir toplantıda sonuçları paylaşır ve ilgiyle karşılanıp, destek bulur. Bir yıl süren mücadele sonunda Lorenzo ölümden kurtulur. Öğrendiğimize göre Lorenzo doktorların tahmininden daha uzun yaşar ve yirmi yıl sonra hayatını kaybeder...
Bu yaşanmış olayda dikkat çekici olan, Lorenzo hakkında çevrenin kesinleşmiş baskısına karşı ailenin verdiği savaştır. Onlara tüm bu üzerlerine çullananlara karşı koyma gücünü veren çocuklarına olan sevgi ve şefkattir.
Çocuklarımızın hayatını kolaylaştıracak olan aile içinde başlayarak bütün çevresi ile sevgi dayanışma ve iş birliği içinde olmasıdır. Ve sevgi dışardan gelir.
Üzerimize çullanan bütün olumsuzluklara boyun eğerek onları savunmasız bırakmak bugünün gerçeğidir. Tıpkı kandaki yağ asitlerinin beyini tahrip etmesi gibi, çevreden, sosyal medyadan, kötü arkadaşlardan gelen zararlı alışkanlıkların kazanılması onların gelecekte hayatlarının nasıl tahrip edeceğini fark etmemiz gerekir. Ebeveyn, dost ve arkadaş olarak önceliğimiz bu tahripkâr alışkanlıkların hiç kazanılmaması için olmalıdır. Eğer böyle bir gerçekle karşılaşırsak vereceğimiz mücadelenin zorluğu en az Lorenzo'nun ailesinin çektiği kadar olacaktır.
Bu mücadelede bizim en büyük yardımcımız çocuklarımıza, arkadaşlarımıza olan derin ve karşılıksız sevgimizdir.
Hepimizin hayatında yaptıkları olağanüstü fedakârlıklarla kahramanımız olmayı hak etmiş insanlar var. Benim kahramanım; görenleri her defasında çok üzecek derecede zekâ ve fiziksel açıdan özürlü, doğuştan vücudunda hemen hiç kemik taşımayan bir et yığınından ibaret çocuklarını yıllar boyu hiçbir şikâyette bulunmadan, içi yorgan ve yastıkla yumuşatılmış bir ekmek teknesi (büyük tahta kutu) içinde sevgi ile bakan bir anne babadır.
Onların bu karşılıksız çabaları hepimiz için bedeli bulunmaz bir tecrübedir.
Ne olaydı, atladığı "ölüm çukuru"nu yüzme havuzu zanneden bu genç adam da Bonzai yerine dostlarının sevgisine sığınsaydı.
Tabii varsa...