Osmanlı Cephelerindeki Esirler ve Esir Düşen Osmanlılar

A -
A +
Londra'da Yunus Emre Enstitüsü tarafından 1. Dünya Savaşında Osmanlı cephelerindeki esirlere ait orijinal mektuplar, kartpostallar, fotoğraflar ve belgelerin yer aldığı bir sergi açıldı. Enstitü Başkan Yardımcısı Ebubekir Ceylan sergiyle ilgili yaptığı açıklamada "Buradaki belgelere baktığınızda savaşın insani yönünü görüyorsunuz. İngiliz esirler Hokey oynuyorlar, Türklerle birlikte çuval giyip yarışma yapıyorlar. Bu sergiyle aslında İngiliz toplumu ile ortak bir buluşma, iki ülke arasında bir köprü kurmak istedik" diyor. Serginin düzenleyicisi Fahri Aral ise serginin savaşta esir alınan insanların günlük hayatta nasıl tutunmaya çalıştığını gösterdiğini belirterek "Savaşın dehşeti içerisinde insanların hayatlarını kurmaya çalıştığını görüyorsunuz. Mesela bir İngiliz esir 'Biz burada Hokey oynuyoruz ama top bulamıyoruz' yazmış, müzik grupları kurmuşlar, futbol takımları var" diye açıklamada bulundu.
Esir düşen İngiliz'e hokey oynatacak kadar hoşgörülü davranan Osmanlı'ya İngiliz'in nasıl davrandığına bakalım.
İngilizlerin Birinci Dünya Savaşı'nda esir aldıkları Türk askerlerine reva gördükleri zulümle ilgili olarak Eyyüb Sabri Efendinin 1978'de İstanbul'da yayınlanan "Esaret Hatıraları" kitabında diyor ki: "İngilizlere göre Müslümanlara zulüm ve hakaret etmek milli bir vazifedir. 1919'da Mısır'ın Abbasiye Hastanesi'nde yirmi binden fazla Müslüman esirin gözleri oyulmuş, kolları ayakları kesilmiştir. Esirleri anadan doğma soyarak İngiliz binbaşının önünden geçirirlerdi. Esirler arasından Hoca Abdullah Efendi 'hiç olmazsa edep yerlerimizi mendil ile örtmeye izin verin' diyerek çok yalvardı. İzin vermediler, alay ettiler.
Geçmiş asırlardaki vahşetler ve Engizisyon zulümleri İngilizlerden çektiğimiz işkenceler yanında hiç kalır. Dünyada hiçbir milletin yapamayacağı zilleti ve alçaklığı İngilizler yaptılar."
28 Mayıs 1921 günü yapılan meclis oturumunda Edirne Milletvekilleri Faik ve Şeref Bey verdikleri önergede Mısır'daki kamplarda kasten kör edilen Türk esirlerden bahsediyorlar. "Mısır'da bilintizam İngilizlerin tathirat-ı fenniye (ilaçla temizleme) bahanesiyle miktarı muayyeninden (yeterli miktarından) fazla -KRİZOL- banyosuna sokarak gözlerini kör ettikleri 15.000 vatan evladının üzerinde irtikâp edilen (yapılan) bu cinayeti önceden tasarlayan ve failleri olan İngiliz tabipleriyle, garnizon kumandan ve zabitlerinin tercim (suçlu ilan) edilmesini..." deniyor.
Mısır'daki Türk esirlerinin kasten kör edildiği haberi hem İstanbul hem Anadolu'da duyulur. İstanbul işgal altındadır. Özellikle Konya'da yayınlanan "Öğüt" gazetesi olayı yazınca halk büyük tepki gösterir ardından Anadolu'nun diğer yerlerinde de İngilizlere karşı bir husumet gelişir. Çok geçmeden İstanbul'daki işgal devletleri komutanlarından General Milne'nin emriyle kör edilen esirler hakkında yayınlar durdurulur ve "Öğüt" gazetesi de kapatılır. 
Çanakkale'de Seddülbahir Savaş Galerisi Müzesi'nde sergilenen silahlar, mermiler, giysiler arasında İngilizlerin savaş suçu olmasına rağmen kullandıkları, ZEHİRLİ YILDIZLAR var. Uçlarına zehir sürerek havadan uçaklarla askerlerimizin bulunduğu bölgeye, siperler atmışlar tam 12 bin Türk askeri zehirli yıldızların ayaklarına batması sonucu ya zehirlenerek hayatlarını kaybetmiş ya da bacakları kesilmek zorunda kalmış.
İngiliz esir çuval yarışı yapıp, hokey maçı oynayıp evine dönmüş, bizim ise 20 bin kör, 12 bin tek bacaklı askerimiz olmuştur.
Acaba diyorum "Seddülbahir Savaş Müzesi" misafir olarak birkaç haftalığına Londra'da bulunsa...
.....
Bayramınızı tebrik ediyor, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmenizi diliyorum...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.