Sadakatiniz kime?

A -
A +
Bazı siyasi parti ve medya mensupları bazı HDP’li Belediye Başkanlarının tutuklanması ve belediyelere kayyum atamasının Kürtlere baskı aracı olarak kullanıldığını yayıyorlar. 
Kürtlerin hakkını savunmak gibi bir niyetten uzak, sadece Kürtler üzerinden kara propagandaya dayalı bir algı operasyonu sürdürüyorlar.
Büyük umutlarla seçtikleri belediye başkanlarının kendilerini bırakıp örgüte hizmet vermesiyle hayal kırıklığı yaşayan bölge halkının tutuklanmalara tepki vermemesini görmezden geliyor.
Hatta bunu bölgede şiddeti meşrulaştıracak bir sebep olarak savunma gibi bir yanlışa giriyor, Beşiktaş ve Kayseri’de yaşanan bombalı katliamlarla ilişkilendirip sonra da bazı HDP binalarına yapılan provokatif saldırıları hükûmeti hizaya getirmek için malzeme yapıyorlar.
“Şiddetin önüne geçmenin ilk ve en önemli şartı tutuklu milletvekillerini, belediye başkanlarını salıverip onlara siyaset yapmanın önünü açmak” diyorlar.
Sanki bu katliamların gerekçesi HDP’li bazı siyasetçi ve belediye başkanlarının tutuklu olmalarıymış gibi dilaltı hapı olarak yutturmaya kalkıyorlar.
Terörün tarihçesini tutuklanmalarla başlatıyorlar.
"Bu adamlar dışarıdayken kırk yılı aşkın süredir yapılan katliamlar, işlenen cinayetlerin gerekçesi neydi?" sorusunun cevabını saklı tutuyorlar.
Çatışmasızlık ortamı karşısında iflas eden silahlı mücadelenin PKK’yı nasıl Kürt halkının dışına attığını görünce sıkıştılar. Sıkıştıkça PKK’nın hendeklerine sığınıyorlar. Bütün gayretleri bir iç çatışmayı önlemek değil iç çatışma için gerekçe üretmek.
Şu anda memlekete, barışa sahip çıkmanın, iç savaşı önlemenin yolu namuslu siyaseti namussuz siyasetçiye boğdurmamaktır. Siyasetçiyi ve demokrasiyi korumanın yolu siyaset alanını temiz tutmak, kullanılması için üzerindeki silahın ve şiddetin gölgesini yok etmektir.
Kürtleri sevmenin sahip çıkmanın yolu Kürtlerin demokratik haklarını silah baskısı olmadan kullanmasını, mamur beldelerde güven içinde yaşamasını temin etmektir.
Ama her şeyi sulandırıyorlar, siyaseti, yerel yönetimleri ve medyayı silahlı terörün, şiddetin ikmal merkezi yapıyorlar.
Güneydoğu'nun çeşitli il ve ilçelerini yönetmek için halkın seçtiği ve hizmet beklediği bazı HDP'li belediyeler, terör örgütü PKK'ya yardım sağlamaktan öteye geçemedi. Yatırım için gönderilen paralar taşeron işçilere verilmiş gibi gösterilerek PKK'ya aktarıldı. Bölgelerinde açtıkları merkezlerde düzenledikleri çeşitli etkinlikler ile PKK'nın gençlik yapılanmasına eleman topladılar. Projelerin hayata geçirilmesi için kullanılması gereken belediye araçlarını PKK'nın talimatı ile bölgede başlattığı 'hendekleşme' projesinde kullandılar. 'Hizmet alımı' usulü ile taşeron firmalar üzerinden imkânları PKK'ya kanalize ettiler.
İktidar ve yargıyı eleştiri -özellikle aydınlar için- ne kadar haksa, bunların kendilerinin de, uygulamalarının da, niteliği ve hizmet ettiği amaçlarının sorgulanması da haktır.
Şimdi yargı kendisine milletin hizmette kullanması için verdiği imkânların, kaynakların, paranın neden ve nasıl böylesine usul dışı kullanıldığını soruyor.
Bunu halkın iradesinin gasbedilmesi, siyaset yapma hakkını engelleme olarak yorumlamak demokrasiye mi yoksa Kandil’e mi hizmet, sadakatiniz kime?  
Siyaseti yol olmaktan çıkaranlar, yollara hendek kazanlarla onlara alkış tutanlardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.