Sokaktaki yangını eve sıçratmak için üfürüyorlar…

A -
A +

Aile, bildiğimiz bütün değerlerin emanet edildiği ve genç nesle intikal ettiği toplumun kendini yeniden inşa ettiği alandır. Genç neslin en temel eğitim kurumu “analı, babalı, kardeşli” bir ailedir. Muhafaza edilmesi millî beka meselesidir.

 

Saldırılarla aile hedef alınıyor. Ailenin koruması zayıfladığında gelecek nesil annesinin babasının çocukları olmayacak.

 

Hafta içinde bir sağlık görevlisinin sahur sonrası eve dönerken uğradığı saldırıda hayatını kaybetmesi, tehdidi kapıya getirdi.

 

Antalya’da Acil Sağlık görevlisi Hamit Aras, sahur sonrası evine dönerken yaşları 17 ila 20 arasındaki 4 genç yanına gelerek kendisinden sigara istiyor. Ancak, sigara kullanmadığını söyleyince darbedilen ve aldığı darbe ile yere yığılan Aras kafasını kaldırıma vuruyor... Gaspçılar yerde hareketsiz yatan Hamit Aras’ın çantasını alarak olay yerinden uzaklaşıyor…

 

Hastaneye kaldırılan Aras 3 gün süren hayat mücadelesini kaybetti.

 

Olayın ardından İsmail S. (16), Gökhan A. (17), Savaş İ. (20) ve Emir K. (17) yakalandı. Suçunu itiraf eden Emir K. ve Savaş İ. tutuklanırken diğer iki şüpheli serbest bırakıldı. Haberde eksik kalan; bu olay faillerinin işledikleri kaçıncı cürüm olduğudur!..

 

Suça karışan çocuk, özellikle 15-17 yaş grubundaki artış dikkat çekicidir. Suça sürüklenen çocuk sayısındaki ürkütücü artış nereden besleniyor? …

 

Ancak kanunlarda suç işleyen 18 yaş altı hakkında ise “Çocuğu damgalamamak için” suçlu değil de “suça sürüklenen çocuk” deniyor.

 

Bu tarife sadık kalarak soralım: “Kimi damgalayacağız… Çocukları suça sürükleyen kim?..”

 

Yaşadığımız toplumun bir diğer mahallesinde sorumluluk(!) taşıyan ve tabelasında faaliyet alanı “Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri” yazılı bir kurum ramazan ayında okullarda “Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi” düzenleme hamlesi ile gündem oldu.

 

Eğitim Sen’in okullarda “Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi” düzenleme teşebbüsü, büyük tepki topladı ve LGBT propagandası olarak nitelendirildi.

 

Okullarda tahtaları mora boyama ve bir derste ‘Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi” verme teşebbüsü, velilerin yanı sıra farklı kesimlerden gösterilen infial ve yoğun tepki karşısında uygulanamadı.

 

Eylemlerine alan bulamayan Eğitim Sen’in Genel Başkanı Kemal Irmak, “Eğitimi kendi ideolojik görüşü doğrultusunda değiştirip dönüştürme çabalarını sürdürüyor” diyerek, iktidarı “Aileyi kutsallaştırmak ve kadınları da içine hapsetmekle” suçladı.

 

Aile yapımızın korunması millî beka meselesi olarak görülürken “Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri” adına piyasada görünen bu kurumlar “Güçlendirilmiş aileyi özgürlüğün daraltıldığı hapishane” olarak ilan ediyor?..

 

Ramazan ayında “Okullarda tahtalarını mor renge boyadığı sınıflarda çocuklara, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dersi” hamlesi engellendiği için…

 

Skandal çağrıya tepki koyan eğitimciler, sendikalar ve velilerin cevabı “Aile kavramına savaş açan düşüncelerin, sapkın hayat biçimlerinin çocuklarımıza ders adı altında propagandasına müsaade edilemez. Eğitim Sen’i eş cinsellik propagandasından ve kışkırtmadan vazgeçmeye; içinde yaşadıkları toplumun inanç ve değerlerine saygılı olmaya davet ediyoruz…" oldu.

 

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Bu hukuksuzluğa göz yummamız mümkün değildir. Bize emanet edilen çocukların haklarını, hukuklarını korumakla mükellefiz ve bu konudaki yetkilerimizi sonuna kadar kullanacağız" açıklaması yerindedir.

 

Bu saldırının takipsiz ve karşılıksız kalması, ev yanarken bahçe duvarlarını boyamak olur…

 

 

 

Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Erzincan'dan Salih15 Mart 2025 06:58

Anlattığınız tamam.Asıl sorun 6284,süresiz nafaka ve pozitif ayrımcılıktır.