Sömürgeciliğin “Dijital Araçları"

A -
A +
Sömürgecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılmasıdır. Sömürgeciler genellikle sömürdükleri devletlerin kaynaklarına, iş gücüne, pazarlarına el koyar ve aynı zamanda sömürgeleri altındaki halkın sosyokültürel, dinî değerlerine baskı uygularlar...
Sömürgeciliğin geleneksel aracı hedef ülkelere misyonerler salarak önce “zihinleri çalarak” başlamaktı. Sonra zihnen ikna edilmiş toplumun üzerine çöreklenerek el koymak olmuştur. Bugün için zihinleri çalma ve çelme işi için kullanılan aracı değişti o kadar. Bu aracının ne olduğunu da hepimiz biliyoruz.
Sosyal medya, çift taraflı bilgi paylaşımına imkân sağlayan medya sistemidir. İnsanlar, birbiriyle İnternet siteleri ve uygulamalar sayesinde aradığı, ilgilendiği içeriklere sınır ötesinden ulaşabilmektedir. Sosyal medya platformları esasta insanlarla, haberleri hızlı aktarım, fikirleri paylaşmak, insanlara yardım etmek, sorularına cevap bulmak gibi basit ve açık bir mantık üzerine kuruludur.
Sosyal medya ile tanışmamız böyle başlasa da gerçek bugün çok farklı bir yere dayanıyor. İfade özgürlüğünün en parlak mecrası olan bu alan zamanla paylaşım yerini “aleni bir dayatmacılığa” bıraktı.
Açılan sahte hesaplar, ‘trol’ dediğimiz sahte karakterler ile kimliğini gizleyerek hakaret etmek, tahrif etmek gibi gayriahlaki hareketler için kullanılmaya başlandı ve durum kontrolden çıktı. Şahısların, kurum ve kuruluşların bağımsızlığına gölge düştü.
İfade özgürlüğü ile işgal arasındaki makas giderek büyüyor ve bunu yeni fark ediyoruz. Sosyal medya, bireyin ifade özgürlüğü alanı olmaktan çıkıp özgürlüklerin tırpanlandığı tecavüz alanı hâline geldi.
Ellerindeki veriler sayesinde kullanıcılara kendi ideolojilerini empoze ederek ABD seçimlerinde, Arap Baharı’nda veya Gezi olaylarındaki manipülasyonlarla beğenmedikleri hükûmetleri devirmek için birer vesayet görevi üstleniyorlar..
Türkiye'nin en çok kullanılan mesajlaşma uygulaması WhatsApp, kullanım şartları ve gizlilik politikasını 8 Şubat günü değiştireceğini duyurdu. Bu uygulamanın kullanıcılarda veri mahremiyeti ve güvenliği konusunda endişelere yol açması yerli ve millî uygulamalara dönülmesini gündeme taşıdı.
WhatsApp daha sonra geri adım atsa da yerliye dönüş hareketi başlamış oldu bir kere. Geç fark edilmiş olsa da sosyal medya ağlarının yerli olması önemli. Yerli olunca devlet gibi davranan Yeni Çağın sömürgecilerinin ellerinden sadece 2 milyon dolarlık pasta alınmakla kalmıyor. İçerideki sosyal ve siyasi hareketleri manipüle etme gücünü de kaybediyorlar.
Açıkçası; “Yazdığımız fanteziler, Twitter'e yazdığımız inançlarımız, Facebook'ta tercihlerimizi belli eden beğeniler ve Amazon'daki işlemlerimiz gibi her hareketimiz bu şirketler tarafından takip ediliyor. Bu şirketler, hakkımızda bu kadar detaylı bilgiye sahip olup ne yapacaklar?.." sorusunun cevabı net olarak; “Geçmişte dünyayı kontrol etmenin yolu, enerjiyi kontrol etmekten geçerken, bugün interneti, sosyal ağları kontrol etmekten geçiyor. Dijital alanları elinde tutanlar gücü elinde tutar.”
Nitekim; ABD’de Trump’ın sosyal medyada fazla değil iki gün engellenmesi bütün nefesini kesti.
İnsanları her gün kendisine daha fazla bağımlı hâle getiren, ürün, hizmet ve istediğinde bir insanı ya da hareketi büyüten veya engelleyen, buharlaştırıp yok eden “sosyal medya patronları” insanların hangi haberleri görebileceği ve nasıl alışveriş yapacağına kadar hükümranlar.
Toplumların güçlü va zayıf yönlerini bildiğinizde yönetmek çok daha kolay olur. Özellikle siyasette… Bu, başkalarının insafına bırakılacak bir konu değildir ve hiç kimse tapulu arsasına gecekondu yaptırmaz.
Sosyal medyada kendi yerli ve millî ağlarımızın en kısa zamanda kurulması gerekir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.