Su içene yılan bile dokunmaz, İsrail hariç!..

A -
A +

Gazze’yi bir yılda enkaza çeviren siyonist İsrail saldırılarındaki hedefi “arzımevut” hayaline dâhil bütün bir coğrafyayı insandan arındırmak. Artık Gazze’de neresinin hastane, eğitim kurumu veya su kuyusu olduğunun hiç önemi yok!..

 

Düşman olmanın sınırı savaşmanın bir onuru vardır. İsrail ve payandalarında ikisi de yok.

 

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) sokakları toplu mezara dönüşen Gazze’de hayatta kalanların ölülerini sokak ortalarına, evlerinin avlularına, oyun alanlarına ve hatta kaldırımlara gömmek zorunda kaldığını, insan eli ulaşan her yerde rastgele toplu mezar oluşturulduğunu rapor ediyor.

 

Önceki gün Refah’ın kuzeyindeki Hirbet el-Ades’te bir su dolum istasyonunun önünde bidonlarına su doldurmak için su kuyruğunda bekleyen; aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 8 sivili öldürdü.

 

“Su içene yılan bile dokunmaz” sözünün İsrail dilinde karşılığı yok!

 

Mekân ve insan sınırlarını taşarak artık bölgesel bir soykırıma dönüşen İsrail kuşatmasını Netanyahu “Diriliş savaşı” olarak isimlendiriyor. 

 

İsrail’in bölgedeki saldırılarında hedefe aldığı alan Filistin sınırlarını çoktan aştı. Bunu farklı zaman ve alanlarda açıkça ifade etmesine karşılık destekçi ve seyirci ülkelerin çoğunda bu kabul edilmiyor. Önce inkâr edenler işgal ve katliam yayıldıkça sadece sükût ediyorlar.

 

Bu trajik durum ülkelerin siyasi, ekonomik ve medya üzerinden İsrail’in fiilî işgalinden önce zihnen işgal edildiği gerçeği ile bizi yüzleştiriyor.  

 

İsrail’in işgal iştihası sınır tanımıyor. Aralarında Türkiye’nin de olduğu toprakları işgal etmeyi hayal ettiği coğrafyayı pazarlamaya kadar götüren Siyonistler “Korsan harita” üzerinden İsrail dışındaki tüm Yahudilere “kutsal topraklarda eviniz, çiftliğiniz, araziniz olsun” çağrısı yapıyor.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis Genel Kurulundaki konuşmasında “İsrail, imha ve ilhak planlarını adım adım gerçekleştirmekte. Netanyahu ve yönetimi bütün bölge halklarını açmış oldukları bu ateş çukuruna atmaya çalışıyor” değerlendirmesini yaparken, aynı yerden İsrail kıyımını izleyenler “İsrail’in Türkiye’ye saldırmasını olamayacak bir iş olduğunu biliyorduk…” yorumunu dillendiriyor.

 

İsrail askerî kıyafetlerindeki armayı değiştirip “arzımevut” resimli armalar kullanırken CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu tabloyu “Türkiye Erdoğan’ın söylediği sözden endişe etmesin, Türkiye’ye saldıracaklarına dair bir şey yok!” diye okuyor…

 

Ankara; ABD, Rusya ve İran’ın oyalama taktiği ve Esad’ın diyalogdan kaçan tavrının İsrail’e alan açtığı tespitini yaptı.

 

Batılı ortaklarının destek ve himayesinde, Lübnan operasyonu ile Suriye’ye koridor açmak isteyen İsrail, Orta Doğu haritasını askerî, siyasi ve ekonomik işgale açık hâle getirmektedir...

 

Netanyahu ve cinayet şebekesinin çok tehlikeli bir maceraya atıldığını her fırsatta belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Açık ve net söylüyorum ‘vadedilmiş topraklar’ hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır…” diyerek dünyayı ikaz etmektedir.

 

Bu ifadeler bir İsrail’i rahatsız etmiyor bir de içeriden “İsrail din savaşı yapmıyor, vadedilmiş topraklar diye bir hayali yok…” diyenleri.

 

Orta Doğu’yu yeniden dönüştürme savaşında en büyük darbe uluslararası düzene, BM teşkilatına ve 7 Ekim 2023’ün yıl dönümünde Gazze’deki soykırımlarda kullandıkları “Savaş kılıçları” ismini değiştirerek bölgedeki kıyım operasyonlarını “Diriliş savaşı” olarak adlandırmak isteyen Netanyahu ve ortaklarına vurulmuş olacaktır…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.