Fırat’ın doğusuna yönelik günlerdir beklenen “Barış Pınarı Harekâtı” önceki gün saat 16.00'da Suriye'nin kuzeyindeki PYD/YPG mevzilerine düzenlenen hava operasyonları ile başladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Millî Savunma Bakanlığı'nın sosyal medya hesaplarından duyuruldu.
Operasyonun hedefi müteaddit defalar açık ve net olarak ilan edildi. Bidayetinden beri Türkiye’ye insan kaynakları ve maliyet olarak büyük kayıplara yol açan terörü kaynağından yok etmek, sınırlarımızda tehdit oluşturan terör koridorunu bir güvenlik koridoruna dönüştürmek ve bu alanda Türkiye'ye göç etmek durumunda kalmış 4 milyona yakın mültecinin ülkelerine geri dönmeleri için uygun iskân alanı oluşturmak.
Harekât öncesi Pentagon’dan yapılan açıklamalar ABD’nin PKK’ya yapılan yatırımdan vazgeçmesinin mümkün olmadığını, gerekirse Türkiye ile çatışmayı göze aldığını gösterdiğinden “Barış Pınarı Harekâtı”nın başlamasının hemen ardından dikkatler ABD’den gelen seslere çevrildi.
Harekât sonrası ABD Başkanı Donald Trump ilk açıklamasında, “ABD, Türkiye'nin Suriye'ye operasyonunu onaylamıyor” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalarından birkaç saat sonra yaptığı açıklamasında ise PKK terör örgütüne destek veren Obama'yı suçlayarak “Türkiye bu operasyonu çok önce yapacaktı. Obama yönetimi bu PKK'lıları oraya getirdi. Asıl ölümcül hata buydu. PKK, Türkiye’nin doğal düşmanı” ifadelerini kullandı.
Belli ki başkan Trump, ABD Savunma Bakanlığı ve Kongre farklı yerlerde duruyor ve kafaları karışık. Bu iyi haber.
Ancak asıl sorun Arap ülkeleri ile çevrili İsrail’in büyümek için ucunu açık tuttuğu koridorun Türkiye’nin bu hamlesi ile önünün kesilmiş olması. İsrail’in güvenliği için kurmayı düşündüğü “Garnizon Devlet” kurma imkânı ortadan kalkıyor.
İsrail güdümündeki ABD medyası dün akşam ve bütün gece boyu harekâtı bir “İşgal” olarak değerlendiren yayınlarını sürdürdü ve bu devam edecek. Maksat “Kürtleri sattı” diye suçladıkları ABD'yi harekâtı frenlemek için bölgedeki terör örgütleri ile iş birliğine sokmak.
Bu mümkün olur mu? Şüphesiz sonuna kadar deneyecekler, ilk hamle Washington’dan, Siyonist Senatör Lindsey Graham’dan geldi.
Graham, Twitter mesajında, “Senatör Chris Van Hollen’la Türkiye’ye karşı Suriye’yi işgallerinden dolayı sert yaptırımlar uygulanması için iki partiden de destek alan bir anlaşmaya varmış olmamızdan memnuniyet duyuyorum. (ABD) Yönetim Türkiye’ye karşı bir adım atmayı reddetse de, (tasarıya) her iki partiden güçlü destek gelmesini bekliyorum” diye yazdı.
Lindsey Graham’ın böyle hoplayıp sıçramasının arka planı şudur:
Siyonistlerin menşei Yahudi Siyonistler ve Hıristiyan Siyonistler (Evanjelist Kilisesi)dir. Evanjelistler, Cumhuriyetçi Parti’nin yüzde 30’unu teşkil eder. Aslında bu kiliseyi kuranlar Hıristiyan kimliğine gizlenmiş Yahudilerdir. Bu inançta olanların içinde milyonlarca Yahudi asıllı (sözde) Hıristiyan vardır. Bunlar bu kilisenin inciline "büyük İsrail" haritasını koyacak kadar ileri gitmişlerdir.
Nil’den Fırat’a büyük İsrail’in kurulması, Mescid-i Aksan’ın yıkılarak Yahudi tapınağının yapılması gerektiğine inanırlar. Ve İsrail’e hizmet etmeyi dinî vazife ve ibadet kabul eder...
Lindsey Graham’ın açıklamaları için “yenilir yutulur değil” diyen Başkan Recep Tayyip Erdoğan “Bu beyefendi (Lindsey Graham) dürüst bir insan değil. Çünkü BM Genel Kurulunda randevu istedi, verdim, görüştük. Hatta daha önce Türkiye’ye geldiğinde de Külliye’de kendisiyle görüştüm. Kendisine ekranda PYD/YPG’ye karşı verdiğimiz mücadelenin ne olduğunu, bu mücadelede Afrin olayının nasıl geliştiğini anlattım. Bunların birçok şeyden de haberi yok. Teröristlerin tünellerinden falan haberleri yok. Döndükten sonra bunların bir terör örgütü olduğunu, bunların Kürtlerle alakası olmadığına dair mesajları, söylediği sözler vardı. Şimdi ise garip garip açıklamalar yaptı. Yaptığı açıklama Sayın Trump’ı zora sokacak bir açıklama” olarak değerlendirdi.
Amerika’nın teknik desteğiyle oluşturulan bütün örgütler Amerikan diplomasi ve askerî hedeflerinin bir oyuncağı olarak görev yaptılar, bir süre kullanıldılar sonrasında yok edildiler.
Bu defa durum farklı, kullanım süreleri erken doluyor!.. “Barış Pınarı Harekâtı” PKK, PYD ve YPG'yi tarihe karıştırmakla beraber, ABD’nin terör örgütlerini kullanarak Kürt Devleti kurma bahanesiyle “İkinci İsrail’i kurma hayalini de kâbusa çevirdi...