"Temeller yıkıldığında üstte bir şey kalmaz!"

A -
A +
Önceki günden sarkan flaş haber: “İstanbul Kartal'da Cevizli Mahallesi Sema Sokak'ta, altında bir tekstil atölyesinin bulunduğu, toplam 14 daireli 8 katlı bir bina çöktü.. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, binanın çökmesi sonucu 3 kişinin öldüğünü, 13 kişinin yaralı kurtarıldığını bildirdi. Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, bina hakkında yıkım kararı olduğu iddialarını yalanlarken, İstanbul Valisi Yerlikaya ise 'Binanın 3 katı kaçak yapılmış' dedi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, binanın çökmesine ilişkin soruşturma başlatmış..."
Yıkımın sebebi olarak herhangi bir patlama olduğu söylenmiyor. Yer de sallanmadığına, zeminde obruk oluşmadığına göre yıkımın akla gelen ilk sebebi temelleri beş kata göre atılan bina üzerinde kaçak yapılan üç katı taşıyamadı. Ya da iddialara göre 20 kişinin çalıştığı tekstil atölyesinde alan genişletmek için zemin/temel kolonlarla oynandı. Nereden çıkıyor derseniz biz bunu yaşadık.
13 Mart 1992 tarihinde yerel saatle 19.08’de Erzincan’da büyüklüğü 6,8 olarak ölçülen Depremde 653 kişi ölmüş, 8057 bina hasar görmüş veya yıkılmıştı. Kayıp ve hasar raporlarında dikkat çekici olan; aynı cadde üzerinde kat sayısı aynı olan, birbirinin benzeri bazı binalar yıkılıp ciddi can kayıplarına sebep olurken bazılarının da hafif hasarla depremi atlatmasıydı...
Sebep basit ve anlaşılır: Afet raporlarına göre yıkılan binalar temelden başlayarak ucuz proje, ucuz malzeme, sorumsuz işçilik ve kontrolsüzlük yüzünden içindekilere mezar oldu. Daha keder verici olan ise yıkılan bazı binaların temellerinin, tadilat ve alan açmak nedeniyle yıkılmış olmasıdır.
Yer çekimi kanunu gibidir: “Temeller yıkıldığında üstte bir şey kalmaz...
İstanbul’un göbeğinde bir binaya kaçak olarak 3 kat çıkılıyor, sanki Kop Dağı’nda ağıl yapıyorsun soranı yok! Yapana da bunu sormalı görmeyene de!..
Bu tablonun kanunu aşan bir ahlak (kültür) meselesi olduğunu düşünüyorsanız kantara çıkmak için hemen bir misal verelim...
Haftanın diğer olayı ise geçtiğimiz hafta sonu oynanan Antalyaspor-Beşiktaş maçında oyuna girer girmez ilk topla buluşmasında meşin yuvarlağı ağlarla buluşturan Japon yıldız Kagawa’nın 3 dakikaya 2 gol sığdırması oldu.
TV yorumcuları tartışıyor, biri diyor ki: “Bu adamı artık tutamazsın, piyasası arttı gevşeyebilir!..” Öbürü de diyor ki: “Mümkün değil, işlerini ciddiye alır, çünkü adam Japon!..”
Aynı fikirdeyim, çünkü Japonlar “Temeller yıkıldığında üstte bir şey kalmayacağını" en iyi bilenlerden. Akılda kolay kalan bir bilgiyi sizinle paylaşalım.
Araştırmacı Dan Buettner’ın TED Konuşmalarında anlattıkları, Japon kültürü hakkında bize bir fikir veriyor. “Uzun yaşamanın sırlarını bulmak için National Geographic uzun ömürlü bireylerin yaşadığı, coğrafi olarak tanımlanmış dört bölgeye uzmanlardan oluşan bir ekip göndererek oradaki insanların, bizlerden farklı olarak neler yaptıklarını incelemiş. Bunlardan biri, dünyanın diğer ucunda, Japon Okinawa’da dünyadaki en uzun ömre sahip insanlar ortalama 100 yıl yaşıyor ve genellikle uyku sırasında ölüyorlar. Peki, ne yapıyorlar? Bitkisel besleniyorlar. (Özellikle Kudret Narı salatası) Ne yediklerinden daha önemli olan şey ise, nasıl yedikleri. Fazla yememek için küçük tabaklar kullanıyorlar.
Uzun ömür ile ilişkilendirebileceğimiz birkaç sosyal yapısı var. Eğer, Okinawa'da doğacak kadar şanslı olsaydınız, ömrünüz boyunca sizin yanınızda olacak 6 arkadaşa otomatik olarak sahip olmanızı sağlayan bir sistem içinde yaşıyor olacaktınız. Buna "Moai" diyorlar. Eğer bir Moai'ye dâhilseniz ve işler kötü gider iflas ederseniz, çocuğunuz hastalanırsa veya ebeveynlerinizden biri ölürse, daima size destek olacak birileri vardır.
Japon dilinde emeklilik anlamına gelen bir sözcük bile yok. (Herhâlde -gevşeme- manasında da yoktur) Bunun yerine, hayatınıza anlam katan bir sözcükleri var: "İkigai"... Bu sözcüğün yaklaşık olarak anlamı: "Sabahları yataktan kalkmanızın sebebi nedir?"
İş, eğitim, spor, siyaset hayatlarının tamamı geleneksel kültürleri üzerinde duruyor. "Kültür kolonları"nı kestiklerinde yıkılacaklarını biliyorlar!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.