Terörist ile tecavüzcü

A -
A +
Türkiye’yi hem dışardan hem içerden boğmaya çalışıyorlar, ama sınır kuşatmaları, meskûn mahal muharebeleri ile değil içerdeki terör ve suç örgütlerine destek veren devşirmelerle. Bu uzun hikâyede, sosyal hayatımızda post modern bir işgalle sınırsız bir yozlaşmayı teşvik ederek hatta ödüllendirerek uygun zemin oluşturdular. Piyasaya sürdükleri Teröristler ve tecavüzcüler eliyle ayrı yerlerden saldırıyorlar görünseler de her ikisi de aynı işi yapıyor.
Büyük endüstrilere dönüşmüş her türlü suç, uyuşturucu ticareti, kapkaççılık, terör ve tecavüzcülük, değerlerini kaybetmiş, aidiyetini kaybetmiş, savrulup sapkın ideolojiler elinde elemanlaştırılmış bir kuşağın aralarındaki iş bölümü gibi görünüyor.
Terörist ve tecavüzcüler bu ahlak ve sınır tanımayan büyük çöküşün en sık rastlanan kendine has gayrimeşru çocuklarıdır. Her türlü akla gelmez sapkınlıklarla gündeme oturuyor, evdeki adam da sokakları ve dünyayı bunlardan ibaret zannediyor. Bir önceki gün yaşananların acısını, tahribatını hazmetmeden toplum sabaha bir yenisi ile uyanıyor.
İnsanlık karaya vurdu diye bilmem kaçıncı haber başlığı yayınlanıyor, haberler bile bayatlıyor.
Ayvacık’tan Midilli adasına gitmek için denize açılan yabancı uyrukluları taşıyan teknenin batması sonucu çoğu kadın ve çocuk 39 kişi boğularak ölmüş.
İnsanlık karaya vuralı çok oldu, o günden beri daha önce akla gelmez sanılan işlerin başımıza geldiği günlerden geçiyoruz.
Güneydoğudaki cinnet devam ederken öte yandan her gün sebepsiz katillik, eş, evlat cinayetleri, iğrenç tecavüzler tırmanışa geçmiş birbiri ile yarışıyor. Her türlü suça bulaşmış bir toplumda yaşıyor olmak korkusu içinde pek çoğu insan eliyle işlenen ahlaki felaketler dengemizi bozarken ruhumuzu kirletiyor.
Her felaket kendi mağdurlarını ve vurguncu efendilerini ortaya çıkarır.
Her felaketi de mağdurlarının birikmiş adam sendeciliği…
Deprem ve sel felaketleri sonrasında yaşanan kargaşa içinden servet çıkaran yağmacıları düşünün.
Tarihin en büyük yağması Osmanlının çöküşünde yapılan imparatorluk mirasının talanıdır. Büyük çöküş sonrasında da Türkiye sadece ekonomik ve finansal krizler yaşamadı aynı anda insani krizlerle de boğuştu. Osmanlıdan Cumhuriyete küçük bir mutlu azınlık eline geçirdiği her varlığı talan ederken toplumun değer yargılarını, tüm kültürel mirası da tahrip etti. Mağdurlar ve mazlumlar adalet bekleye dursun, ellerinde tuttukları basın yayın tekeliyle müstakbel zalimlerin bile iştahını kabartan destekler sağlayıp iğrenç suçları sıradan işler haline getirdiler.
Büyük insanlık suçları sıradan insanlar eliyle işlenir hale getirildi.
Gücü elinde tutanların maharetleri ile meşrulaştırılmış yerine göre de kahramanlaştırılmış sıradan tipler üzerinden insanlar suça ve suçluya alıştırıldı. Ayıplanmak ve toplum dışına atılarak cezalandırılmak korkusu insanlar için en büyük tehdit iken en iğrenç suçları işleyenler ödüllendirilir hale getirildi.
Bunların hepsi aynı adamlar, aynı tezgâhtan teröristle tecavüzcüye servis yapıyorlar. 
Tahrip ettikleri kamu düzeninden önce “ahlak düzeni”dir.
Türkiye toplumu suç ve ihanetin sıradanlaştırılma savaşının içinde.
Muhafazakâr aydın olduğunu iddia eden herkes duruşunu göstermelidir.
Medeniyetler savaşının galibi cephelerde belli olmaz ilan edilir. Orta Doğu'da yaşanan trajedi yüz yıl önceki ihanetin bedelidir.
Galibi cephe gerisindeki hazırlık belirler.
Bizim savaşımız ise henüz cephe gerisinde hainler ve tecavüzcülerle...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.