Vahşetin Çağrısı

A -
A +
Amerikalı yazar Jack London’ın romanı “Vahşetin Çağrısı” 1903 yılında yayınlandığında Londra’da en çok okunan kitap olmuş ve yazarın en iyi eserlerinden sayılmıştır. Romanda evcil bir kızak köpeğinin doğal ortama sokulması sonrasında vahşi doğaya adapte olarak kendi terbiye sınırlarını atarak doğal vahşi yapısına geri dönmesi anlatılır...
Olaylar terbiye edilmiş bir kurdun gözüyle anlatıldığından tıpkı A.Saint Exupery’nin “Küçük Prens”i gibi çocuklar için yazıldığı zannedilir oysa büyükler içindir. Tarzında karanlık bir anlatım ve şiddet taşır. Sahibinin evinde huzurlu ve sakin bir hayat süren Buck adlı köpek geldiği yeri hatırlamış ve hayatı birden değişmiştir.
Jack London insanların ve toplumların mayasında bir yerlerde saklı duran bu saklanmış karakterlerin sahibine iade edildiğinde kendi başına gelenleri birçok romanında ana tema yapmış. Bazı hikâyelerinde Kızılderililerin eline düşen kürk avcılarının nasıl acımasızca işkenceden geçtiğini anlatmaktadır. Yaptıkları işkenceler sonrasında acımasız zalimler ölü diye bıraktıkları zavallı kurbanın başında saatlerce beklerler çünkü aslında kurbanın ölmediğini ama onun şuursuzca dizlerinin üzerine doğrulup yürek parçalayan çığlıklar atacağını zevkle beklerler. Çığlık başlayınca da zalimlerin alkışı başlar.
Kurbanlarını alkışlayan zalimler. Kurban ne kadar geç çığlık atarsa bu onların saklı karakterlerini açığa çıkaran “Vahşetin Çağrısı”dır.
Moskof zulmünün bireye değil de bir millete Kırım’da yaptığı bir tür aynı kan ayinidir.
2016 Eurovision Şarkı Yarışması Finali böyle bir trajediye sahne oldu.
Öldü diye bırakılan Kırım Tatarları'nın bir acı çığlığı ile bütün batı dünyası yüzleşti. Kırım Tatarları'nın maruz kaldıkları eziyet ve zulümler Kırım Tatarı roman yazarı Cengiz Dağcı’nın yayınladığı “Onlar da İnsandı” ve daha nice romanlarına konu edilerek dünyaya duyurulmak istenmiş ama sırt çevrilmişti.
Bu defa kaçamadılar, mazlumun çığlığı onları vahşetleri ile yüzleştirdi. Yarışmada;
“Gençliğime doyamadım, ben bu yerde yaşamadım,
Vatanıma doyamadım…”
Mısraları ile sonlanan, mazlumun çığlığı zalimlerin oy birliği ile birinci seçildi.
Cengiz Dağcı’nın romanda yaptığını, yarışma finalinde Ukrayna adına yarışan Jamala (Cemile) büyükannesi ve Kırım Tatarları'nın yaşadığı trajediyi anlatarak yaptı. Rusya’nın Kırım Tatar Türklerine uyguladığı zulüm ve sürgün senesi 1944’te bu çığlığın adı oldu.
Jamala (Cemile) adını kullanan ve asıl adı Susan Cemiloğlu olan şarkıcı, tüm ülkelerden puan alırken puan verenlerin çoğu belki neye alkış tuttuklarını bile fark edemedi.
Jack London “Göçebe misali gelir eski özlemler, aşındırır alışkanlığın zincirini, uzun kış uykusundan tekrar uyandırır içindeki vahşiyi” diyor.
Suriye üzerinden sınırlarımızda sürekli mazarrat arayan Rus, uzun kış uykusundan tekrar uyanmış görünüyor.
Yersiz, yurtsuz ve vatansız kalan mazlumların çığlığı ise onları sadece planladıkları yeni kıyımlara davet eden, iştah kabartıcı  “Vahşetin Çağrısı”dır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.