Vatandaş, meydanda dinler sandıkta konuşur

A -
A +
Milletvekili aday listeleri açıklandıktan sonra çok kısa bir süre hazmetme süresi var çünkü seçimlere iki aylık bir süre kaldı. Herkes kendi ölçüleri içinde adayına bir değer biçiyor. Önceki akşam araştırma şirketlerinin temsilcilerinin katıldığı bir açık oturumda moderatör, adayların seçmen beklentilerine cevap verip vermediği hakkındaki kanaatlerini sorunca araştırmacıların hepsi ağız birliği etmiş gibi "seçmen adaya bakmaz lidere bakar, önüne geleni kabul eder" gibi laflar ettiler. Kimse yazı tura atarak parti seçmez herkesin hesabını vicdanına verdiği bir gerekçesi var. Doğal olarak herkes taraf olduğu görüşü temsile en yakın gördüğü siyasi partiyi seçer ve adayında da bu partiyi temsil yeteneği arar. Değerlerini arkada bırakacak kadar ağır bir baskı yemezse kimsede partisini atmaz. Ne var ki kitle partilerinin tümden peşkir atıp çözülmeye başladığı zamanlar partinin liderleri bile yeni liman ararlar. ANAP gibi kendini feshedenler olduğu gibi DEMOKRAT Parti gibi dışarıdan kapısına kilit vurulanlarında seçmeni ortada kalmaz, yeni kurulan alternatif partileri inşa eder ve sığınır.
Lider ve çekirdek kadrolar her zaman teşkilatlarının, seçmen tabanının tercihlerine itibar eder ve ona göre aday belirlemeye çalışır. Eğer bir partide ciddi bir aday krizi yaşanırsa bunun sebebi teşkilatlardaki merkezi yanıltmadır. Eğer bir parti, zayıf bir adayı tercih yapma durumunda ise seçmen de bundan rahatsızsa vebali teşkilatlarındadır. Düşüncelerini temsil ettiği siyaset merkezine adaylar hakkında görüş beyan ederken seçmenin, kanaat önderlerinin, tabanın tercihlerini, adayın hafızasını arkaya atıp kendi görüşünü öne alıp, parti merkezine hatta liderine açıkça beyan edemeyen teşkilatlar, seçmenle partisini karşı karşıya getirmektedir. Seçmen de, adayından önce teşkilatlarından ehliyet, yiğitlik, mertlik, doğru sözlülük, adaletli davranış arar.
Evet, seçmen önce lidere bakar ama lider de yol arkadaşlarının çapına bakar. Başbakanlık döneminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan 7 Mart 2014 tarihinde katıldığı bir televizyon programında "AK Parti milletvekilleri arasında da konuşmayanlar var, bunu fark ediyorum. Kimse konuşmuyor ama konuşmaları gerekiyor. Çıkacaklar halka olanı biteni anlatacaklar. Biz Allah'ı incitmeyelim, herkes hiçbir şeyden korkmamalı ve yüreğini ortaya koymalı" demişti.  
Doğru bilgi ile beslenmediği için siyasette buharlaşan kendini vazgeçilmez zannedip namı nişanı kalmayan siyaset adamı çoktur. Bugün de partisiz kalıp ortalığa düşen vazgeçilmezler az değil. Seçmen belli yere kadar lidere bakar ondan sonra yaşadığı hayata bakar. Hiçbir siyasi parti, liderinin kesesinden ilânihaye beslenerek yaşayamaz.
CHP 1950 yılında Taksim Meydanı'nda bir miting yapar. İnönü'yü dinlemeye kamyonlarla, otobüslerle insanlar getirilir. İnönü dolu meydandan memnundur ve Vali Fahrettin Kerim Gökay "İşte İstanbul Paşam" der. 14 Mayıs 1950 seçimleri yapılır sonuç hezimettir. CHP bir milletvekili bile çıkaramaz... 
Bir zamanlar Millet Partisi'nin genel başkanlarından Osman Bölükbaşı'nın mitingleri çok kalabalık olurmuş. Ama seçim sonuçları açıklanınca mitinglere gelen kalabalığa kıyasla alınan oy az çıkarmış. Daha sonraki seçim konuşmalarında Osman Bölükbaşı kendisini dinlemeye gelen kalabalığa "tarlada başak çok ama içinde tanesi yok, neyleyim tanesiz başağı" diye nükteyle sitem edermiş. Öyle anlaşılıyor ki Bölükbaşı da çok konuşmuş az dinlemiş...
Meydanların sesini iyi dinlemek, manzarasını iyi okumak sadece lidere düşmez, her kademedeki siyasetçinin sorumluluğudur. Binaenaleyh, lider odur ki etrafındaki dalkavuk güruhunu çabuk fark edip onları kapının önüne kor.
Vatandaş nereye bakacağını iyi bilir, meydanda dinler sandıkta konuşur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.