Yıldız suikastı ve Ankara katliamı

A -
A +
Aynı maksat, aynı dava, aynı ihanet, aynı hain eller aynı hain kalemler.
Akdeniz'e inmek için çırpınan Ruslar, Türkiye'deki Ermenileri Doğu'da kurmayı planladıkları özerk bir Ermenistan devleti vaadi ile sürekli himaye ve tahrik etmiş bu vaatlere kanan Ermeniler çeşitli terör ve suikast eylemlerine girişmişlerdi.
1894'te Sason kazasında patlak veren Ermeni isyanında yüzlerce Müslüman Ermeniler tarafından öldürülmüş, Türk köylüsü kıyafetine giren Ermeniler kendi soydaşlarını bile öldürmekten çekinmemişlerdi. Çabuk bastırılan bu isyanın elebaşı Hanparsum Boyacıyan kaçmış fakat ne yazık ki, bu adam 13 yıl sonra İttihatçı gafiller tarafından Harput milletvekili yapılarak Meclis'e sokulmuştu. Sason isyanından bir ay sonra Diyarbakır'da, bir yıl sonra da İstanbul'da tekrar ayaklanan Ermeniler 1896'da Patrik İzmirliyan idaresinde İstanbul'da büyük bir harekâta girişip Osmanlı Bankası'nı basmışlar ancak Sultan ll. Abdülhamid Han aldığı sert tedbirleri ile Ermenileri sindirmişti. Alınan bu tedbirlerden rahatsız olanlardan Fransız tarihçi Albert Vandal Sultan ll. Abdülhamid Han'a "Le Sultan Rouge" adını vermişti. Türk düşmanlarının hevesini kursağında bıraktığı için bir Fransız tarafından uydurulan bu adı içimizden aydın geçinen ahmaklar "Kızıl Sultan"a çevirerek Türk düşmanlarının yanında yer almışlardı. Böylece aldığı tedbirlerle Ermeni ihanetine mani olan Sultan ll. Abdülhamid Han'ın düşmanları arasına kendi içimizdeki gafiller de katılmış oldular...
Osmanlı Devletini parçalamak için önlerindeki en büyük engel gördükleri Sultan ll. Abdülhamid Han'ı ortadan kaldırmak için bir suikast planlayarak Yıldız Camii önünde patlatılan bir bomba ile öldürmek istediler.
Ermeni komitacılar uluslararası teröristlerle iş birliği yaparak Cuma Selamlığında padişahı öldürecekler, sonra Babıâli'yi, Galata Köprüsünü, Tünel'i, Osmanlı Bankası'nı ve bazı devletlerin temsilcilikleri ile yabancı kurumları havaya uçurarak büyük kargaşalıklar çıkaracaklar böylece büyük devletlerin müdahalesini temin edecekler. Sonra da özerk Ermenistan'ı kuracaklardı. Bu maksatla Türkiye'ye gelen Ermeni komitacıların arasına Belçikalı ünlü terörist Joris de katılmıştı. Viyana'da özel olarak yaptırılan bir araba içine yerleştirilecek saatli bomba ile Cuma Selamlığında Abdülhamid Han'ın havaya uçurularak öldürülmesi planlandı.
Cuma günleri padişahın camiye gelip gidişi dolayısıyla tertiplenen "Selamlık töreni"ni saniyesi saniyesine tespit eden Ermeni teröristler 21 Temmuz 1905 Cuma günü 100 kiloluk patlayıcı içeren saatli bombayı kurup arabaya yerleştirip Yıldız Camii'nin önüne geldiler ve Abdülhamid Han camide iken arabayı terk edip oradan uzaklaştılar.
O gün Sultan ll. Abdülhamid Han, caminin hünkâr mahfilinde Şeyhülislam Cemaleddin Efendi ile biraz fazla konuşmuş ve müteakiben merdivenlerden inerken müthiş bir gürültü ile patlayan bomba büyük paniğe sebep olmuş, 26 kişi ölmüş, 58 kişi de yaralanmıştı.
İnsan ve hayvan cesetlerinin havada uçuştuğu, herkesin can derdine düşüp kaçıştığı anda ll. Abdülhamid Han olup bitenleri soğukkanlılıkla takip etmiş, elini kaldırıp gür bir sesle "korkmayın, korkmayın" demiş, bazı emirler vermiş, hazır olanların "yaşa sultan" haykırışları arasında Yıldız Sarayı'na dönmüştü...
Son olarak Ankara'da yaşadığımız ve diğer bombalı eylemlere, yerli maşalara, yardakçılarına, dış ve iç destekçilerine ve hangi maksatla yapıldığına bakın.
Değişen ne var?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.