Yüz karası!..

A -
A +

Almanya’da kabul edilen yeni vatandaşlık yasası ile özgürlükçü bir toplumun değerlerini kabul etme şartı getirilmiş. Buna göre Yahudi düşmanı ırkçı ve başka insanlık dışı eylemlerde bulunanlar Alman vatandaşlığına alınmayacak.

 

Merak ediyorum;

 

İnsani yardımların girişi engellenen Gazze’de sebze, meyve, et yiyecek hiçbir şey yok diyen Filistinli mağdurlar “Akla hayale sığmayan her şeyi yemek mecburiyetinde kaldık. Hayvan yemi, ağaç yaprağı, yabani otlar ve son kullanma tarihi geçmiş gıdalar…” derken özgürlükçü bir toplum olmanın gereği olarak kabul edilen “insanlık dışı eylemlerin” arasında Filistin’deki çocuk ve kadınlara uygulanan soykırım da var mı?

 

Gazze’deki sınır kapılarını kontrol ederek insani yardımların girişini engelleyerek korumasız ve yurtsuz bırakılan insanları açlıkla ölüme mahkûm edenler hangi barbar toplumun üyesi?..

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kameralar önünde değerlerden dem vuran Batılı güçlerin İsrail’in sırtını sıvazladıklarını vurgulayarak “… Açık söylüyorum, Netanyahu’nun Batı’nın da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı önce İslam âlemi ve Orta Doğu’daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz…” dedi.

 

Batı dünyasının Netanyahu’ya teslimiyeti anlaşılır bir şeydir ama üzerine ölü toprağı serpilmiş “İslâm Dünyası”nın bu teslimiyetçi duruşunun arka planında uzun bir hikâye var…

 

Merhum M. Necati Özfatura, 22 Ekim 2013 günkü “İslam Dünyası” başlıklı yazısında “…İslâm Dünyasının muhafızı Osmanlı Devleti yıkıldığında Orta Doğu'da 13 parçaya bölünen İslâm ülkeleri, Hıristiyan Batı'nın ‘böl-parçala-hükmet’ prensibinin gönüllü uşaklarıdır… Çoğunda vesayet rejimi vardır. Demokrasi, insan hakları ve hukuk sadece kâğıt üzerindedir, devlet politikası, İslami ahlak ve anlayıştan kopuktur. Eğitim gayri millî, gayri İslami materyalist ve sömürgeci eğitimdir. Bu yüzden aydınların çoğu manevi derinlikten mahrum” olduğunu ifade etmişti…

 

İsrail, cepheyi genişletiyor… Geçtiğimiz hafta medyaya yansıyan bir haberde, İsrail’in en büyük süpermarketlerinin birbiri ardına Türk mallarına karşı boykot başlattığı yer alıyordu. Boykotun popülizm amaçlı olmadığını savunan market zincirleri daha ucuza gelmesine rağmen İsrail’e düşman bir ülkenin mallarını satmanın ilkelerine aykırı olduğunu açıklamış.

 

Bu açık meydan okuma sürdürülürken önceki gün gazetemizde yer alan “Soykırım suçuna ortak oldular” başlıklı haberde “Türk pasaportu taşıyan 4 bin Siyonist 7 Ekim’den sonra Gazze’ye gidip İsrail için katliam yaptı. Bunlardan 65’i cephede öldürüldü” haberi soykırımcıların nasıl bir hareket alanı inşa ettiklerini gösteriyor...

 

Türkiye’den deşifre olmamak için üçüncü ülkeler üzerinden, farklı kimlikler kullanarak İsrail’e geçerek İsrail saflarında savaşanlarda Gazze’de dokuz aydır süren soykırım suçuna ortaktır.

 

Gazze’de soykırım suçu işlediği ve bu suçları uluslararası mahkemelerce teyit edilen İsrail elindeki basın ve lobi gücüyle Gazze'de işlediği cinayetlerin üstünü örtemez.

 

24 Temmuz’da Netanyahu’nun ABD Kongresinde konuşma yapmak için davet edilmesini “skandal davranışlarının ödüllendirilmesi” olarak değerlendirenlerin sayısı giderek artıyor.

 

Almanya, yeni vatandaşlık yasası ile “insanlık dışı eylemlerde” bulunanlara “değerlerimi çiğneyemezsin” diyerek vatandaşlığa alınmayacağını ilan ederken İsrail'in katliamlarına ortaklık yapan yerli lejyonerlerin eylemlerinin karşılığı olarak en hafifinde vatandaşlıktan çıkarılma ile sınırlı kalmayan bir karşılık görmesi gerekir. Eylemlerin karşılığı sükût etmek yüz karasıdır…

 

İsrail’in saldırganlığı artık sadece Gazze ile sınırlı değil. Sürekli işgal alanını büyüten Netanyahu’nun geleceği; 1941 yılının sonlarına doğru genişlettiği aşırı yayılmış cephede boğulan işgalci Nazi ordularının sonu gibi olacaktır…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
İsmail Aydın29 Haziran 2024 10:40

Çok güzel özetlemişsiniz Hikmet Bey, Lakin ölü toprağı her şeyi anlatıyor. Kaleminize kuvvet versin Allahü teala