Gazze'ye Rakka tarifesi! Kurtarmak için bombalamışlardı

A -
A +

Koalisyon güçleri ABD öncülüğünde, SDG desteğinde ‘imha savaşı’ açar, kendi kurdukları DEAŞ’ı bahane ederek Rakkalı sivilleri ortadan kaldırırlar. ABD, İngiltere ve Fransa hedef gözetmeden cami, mektep, hastane vurur. Katliam bittikten, şehir çöktükten sonra DEAŞ militanlarını alır başka yere taşırlar. 

 

Gazze'ye Rakka tarifesi! Kurtarmak için bombalamışlardı

 

Kral Seleukos Nikator devrinde (MÖ 300’ler) mevcut olduğuna göre Rakka en az 23 asırdır orada. Eski adı Tuttul ya da Tell Bia. Fırat Nehri’nin Belih Suyu ile birleştiği noktada.

 

El-Cezîre bölgesinin mühim merkezlerinden biri, sonradan Rakka (su baskınlarına uğrayan yer) derler ona. Malum Fırat baharda sığmaz kabına. 

 

Hicri 18’de (639) İyâz bin Ganm (radıyallahü anh) komutasındaki İslâm ordusu tarafından alınır. Hayır, silahla değil mutabakatla. 

 

Muhammed bin Saîd el-Kuşeyrî’ye göre şehirde sahâbe-i kiram ve tâbiîn-i izam (mesela Veysel Karani Hazretleri), fakihler, muhaddisler yaşar. Bettânî gibi bir âlim yetiştirdiğine göre ilim iklimi ortada. 
Rakka surlarla çevrili müstahkem bir şehirdir, Emevîler Irak’taki Hâricîlere ve Bizans’a karşı üs olarak kullanırlar.  

 

Hişâm bin Abdülmelik, Fırat’ın karşı kıyısına bir saray yaptırır ve köprü kurdurur araya. Kendisi için değil elbet yol olur kervanlara. 

 

Abbâsî halifesi Mansûr ise Bağdat gibi oval bir şehir planlar (155/772) adını Râfika (hanım zevce) koyar. Halife Hârûnürreşîd burayı yazlık başkent yapar. En büyük ikinci şehirdir Bağdat’tan sonra.

 

 

TARİH TURU

 

 

Gazze'ye Rakka tarifesi! Kurtarmak için bombalamışlardı

 

Abbâsîler zayıflayınca Tolunoğulları, Hamdânîler, Zengîler ve Eyyûbîler’in hâkimiyetine girer. Sonra Anadolu Selçukluları...  Rakka da aynı Bağdat gibi Moğollar tarafından yakılıp yıkılır, halkı kırılır. İzzeddin İbn Şeddâd, el-Alâku’l-Hatîre adlı eserinde şehrin neredeyse insansız kaldığını yazar. 

 

Aynicâlût Savaşını (658/1260) müteakip Memlük hâkimiyetine giren Rakka, bir ara Emîr Timur’un işgaline uğrar sonra sahne olur Memlük-Akkoyunlu savaşlarına...

 

İpek Yolu üzerinde mühim bir duraktır. Sık sık el değiştirir hırpalanır. Sonunda Osmanlı topraklarına katılır, Diyarbekir eyaletine bağlanır (923/1517). 

 

Yavuz Selim sükûneti sağlamak için Arap kabileleriyle Türkmen ve Kürt aşiretleri arasında “Rakka Mukavelesi” imzalatır. 

 

Bir ara Kavalalı İbrâhim Paşa’nın eline geçse de (1832) sonra tekrar Osmanlı hâkimiyetine döner. Tanzimat Dönemi’nde Halep ve Urfa eyaletine bağlı bir sancaktır. 

 

1917 İngilizler tarafından işgal edilir. 

 

1920 Ankara İtilâfnâmesi’yle Fransa mandasına verilir. 

 

II. Dünya Savaşı’nda müttefiklerin işgali altında kalır, 1946’da Fransızlar çekilir. 

 

Fırat üzerinde kurulan barajdan sonra (1968) hızla kalkınır, nüfusu 230 bine varır. Şeker fabrikası kurulur ve dokumacılık hız kazanır.

 

Türk jandarma karakolunun koruduğu Süleyman Şah Türbesi ve ünlü Ca’ber Kalesi de Rakka sınırları içinde yer alır.

 

 

KUMPAS TEZGÂH

 

 

Gazze'ye Rakka tarifesi! Kurtarmak için bombalamışlardı

 

ABD bu Türkmen şehrini ortadan kaldırmak için şeytani bir plan yapar. Önce DEAŞ’a alan açar, ardından koalisyon (ABD, İngiliz, Fransız) güçleriyle kuşatır, hedef gözetmeden bombalar, terörist SDG için kolay bir zafer hazırlarlar. 

 

Savaş uçakları şehre on binlerce ton patlayıcı atar, ABD topçusu biteviye mermi yakar. 90 kere bombalı araçla saldırır, 45 mektep, 29 cami, 8 hastane, 4 köprüyü yıkarlar. 450 bin insanı odundan ocağından koparır, şehrin yüzde 90’ını ortadan kaldırırlar. Çaresiz insanlar hicret eder çadırlara sığınırlar. 

 

İngiliz Macer Gifford, Amerikalı Kevin Howard gibi maceraperestler yüksek binalara çıkar, dürbünlü tüfekle Müslüman avlarlar. Yakaladıkları yerlileri sorguya alır keyfî işkence yaparlar.  

 

Halk ceset, şehir enkaz hâline geldikten sonra (12 Ekim 2017) işi biten DEAŞ militanlarını lüks otobüslerle aldırır, yeni operasyonlarda kullanmak üzere başka mevzilere taşırlar. 

 

Yurduna dönen Rakkalılar bırakın evlerini, sokaklarını yerinde bulamaz. Şehri perişan eden ABD ve müttefikleri halka destek olmaz, sıkıntılarla baş başa bırakırlar. 

 

Su ve elektrik veremez, molozlar kaldırılamaz. 

 

Yıkım öyle büyüktür ki Guernica, Stalingrad ve Dresten basit kalır yanında. 
Putin bile “ama bu insafsızca” der, kendisi de Halep’te aynı şeyleri yapmıştır oysa. 

 

 

CESET TACİRLERİ

 

 

Gazze'ye Rakka tarifesi! Kurtarmak için bombalamışlardı

 

ABD ve İngiltere “Suriye’nin yeniden inşasında rol almayacaklarını açıklayıp” çekilir, yaptıkları kâr kalır yanlarına. 

 

SDG ise elindeki cesetleri vârislerine satarak kirli para peşinde koşar. 

 

Bu arada Trump yönetimi ‘Suriye’nin istikrarı’ için ayrılan bütçeden 200 milyon dolar kesinti yapar. Rakkalı çocukların geleceği mi? 

 

Güldürmeyin. Onlar kimin umurunda? 

 

ABD özel kuvvetler komutanı Tümgeneral Pat Robertson bölgeyi DEAŞ’tan kurtarmakla “görevin yerine getirilmiş olduğunu” söyler halka destek olmaz. 

 

Rakkalılar şehri kendi imkânlarıyla inşa edebilmek için çalışsalar da SDG rüşvet ve haraç ister, rahat huzur vermez onlara. 

 

Ne hastaneler, ne de köprüler onarılır, huzura hasret kalırlar. Bulvarlarda füze kapsülleri, sağda solda patlamamış mühimmat.  Rasafe bölgesinde keme mantarı arayanlar mayına basar. Dördü çocuk, beşi kadın

 

14 kişi hayatını kaybeder ki, bu sadece bir vaka...

 

Öylesine alışılmış haberlerdir ki tek sütuna girer, silik bir fotoğrafın altına. 

 

Uluslararası Af Örgütü ve “Airwars” tarafından yapılan araştırmaya göre, operasyonlarda 1.600 sivil hayatını kaybeder. 

 

Bunlar resmî evraka geçenler, ya geçmeyenler, kaybolanlar?

 

Toplanan belgeler uluslararası hukukun ihlal edildiğini ortaya koysa da koalisyon güçleri fon bulma ve tazminat ödeme hususunda adım atmaz.

 

 

SUÇLARI ORTADA

 

 

Gazze'ye Rakka tarifesi! Kurtarmak için bombalamışlardı

 

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Rakka harekâtının birinci yıl dönümünde hava saldırılarına hedef olan 42 noktayı ziyaret eder ve katliamdan kurtulan 112 siville konuşur. 

 

ABD ve müttefiklerinin sivillerin mahsur kaldığı bölgeleri bilerek bombaladığı ortaya çıkar. UAÖ bunu ne için yaptıklarını sorgular. 

 

Kriz Müdahale Danışmanı Donatella Rovera zehir zemberek bir rapor tutar: “Bu kadar sivil fasılasız saldırılarda öldürülüyorsa, bir şeyler yanlış yapılıyor demektir. Hâlâ soruşturma açılmamış olması da ayrı hata. DEAŞ’ın işlediği ihlaller, Koalisyon’u sivilleri koruma mesuliyetinden kurtarmaz. Rakka caddelerinde DEAŞ ve SDG militanları çatışırken şehir sakinleri mahsur kaldılar. Koalisyon güçleri 4.108 hava saldırısı gerçekleştirdi; ABD 35 bin top mermisi attığını resmen kabul etti. Hatta bu kadarını Vietnam’a bile atmamıştık itirafında bulundular. Üzgünüm ama mağdurlar da adaleti hak ediyorlar.”

 

Koalisyon komutanı Korgeneral Stephen Townsend’in “Silahlı çatışma tarihinde bu kadar hedef hassasiyeti olan harekât yoktur” demesi şaklabanlığın dikâlâsı. Topçu atışında yanılma payının 100 metreden fazla olduğu düşünülürse sivil kayıpları sürpriz sayılmaz. 

 

ABD, 6 Haziran ile 12 Ekim 2017 arası 6 ay sivilleri bombalar. Orada olduklarını bilir, sakınmazlar, kasıtları ortada. 

 

 

KALMAK MI ZOR GİTMEK Mİ?..

 

 

Ölenlerin içinde yaşlılar da bebekler de vardır. SDG şehirden çıkmak isteyenlerden büyük meblağlar istediği için halk mahsur kalır. Bazıları da evlerine dükkânlarına sahip çıkacaklarını sanır, mekânını bırakamaz. Etraf mayınlıdır, kalanlar da ölür, kaçanlar da. 

 

Hava hücumları topçu ve roket salvolarının yanı sıra SDG’nin attığı havan mermileri de tepelerinde patlar. Mesela Haşiş ailesi ekseri kadın ve çocuk olmak üzere 18 ferdini kaybeder böyle bir saldırıda. 

 

Badran ailesi hava bombardımanında 39 şehit verir ki bir yaşındaki kızları da vardır aralarında. 

 

UAÖ’den Benjamin Walsby “Koalisyon ve SDG sonunda DEAŞ savaşçılarına güvenli geçiş ve cezamuafiyeti sağlayacak idiyse, bunca insanı niye öldürdünüz, şehri niye yıktınız” diye sorar. 

 

Nereyi tutsan hukuk ihlali savaş suçu. Koalisyon bütün bunları normal görüyor olmalı ki soruşturma açtırmaz.

 

Verilen zarar bir yana, vatandaşı alaya alır, hakaret eder, aşağılarlar.

 

Rakka, Harun Reşid devrinin rüya şehriydi, şimdi tamamen yanmış, yıkılmış, ağacı yeşili kalmamış, harabelerin üzeri gri bir toz tabakası kaplanmış. Her taraf paslı demir, beton parçası, kırık tuğla. SDG desen başa bela, cahil, saldırgan, insafsız ve zorba... İnsancıklar hasret kaldı huzura...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.