samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

A -
A +

Davut Paşa, 15 yıl sadaret makamında kalır ki bu imkân sadece Sokollu ve Köprülü’ye verilecektir daha sonra.

 

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

 

Tramvay Merter, Terazidere arasındaki durağa yaklaşırken metalik bir kadın sesi çınlar. “Davutpaşa”, sonra tekrar eder “Davutpaşa, Davutpaşa!” 

 

Kulağımız Yıldız Teknik Üniversitesi ve Davutpaşa Spor’dan ötürü zaten aşina. 

 

Peki kimdir Davut Paşa? Ne arar bu kuytuda? 

 

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

 

Araştırdık bir değil, iki değil, üç Davut Paşa var. Biri Aksaray Murat Paşa haziresinde yatan Kara Davut Paşa, biri Üsküdar’a yaptırdığı caminin avlusuna defnolunan Kaptanıderya Davut Paşa, biri de Cerrahpaşa’da medfun Koca Davut Paşa ki bugün onu anlatacağız nasip olursa.  

 

Efendim kendisi Arnavut asıllıdır, bir şekilde katılır aramıza. 

 

Bilirsiniz ecdat, ailesi olmayan ecnebi çocuklarına da sahip çıkar, bir süre yerli ailelerin yanında kalırlar.

 

Hem Türkçeyi hem İslami esas ve kaideleri öğrenir, edep erkânla donanırlar. Sonra Galatasaray ve İbrahim Paşa Saraylarında tedris ve talimden geçirilir acemi oğlanlara katılırlar. Çapları ve mizaçlarıyla mütenasip bir vazife verilir, devlet kapısında çalışırlar.   

 

İçlerinden bazıları cevahir gibi parlar, Enderun’a alınırlar, ciddi bir tedristen geçer,  makam mansıp sahibi olurlar.  

 

Taşköprülüzade Ahmed Efendi anlatır: Davut, Edirne’de vazifeli iken bir tatsızlığa karışır. Şehrin kadısı Molla Vildan yardımcısını yollar, hani ikaz babında. Eleman “nush ile uslanmayanı etmeli tekdir” kısmını atlar, yüksek perdeden ayar vermeye kalkar. Davut da tekme tokat girişir adama.

 

Sonra helalleşir, kucaklaşır defteri kapatırlar. Ama hadise Fatih’in kulağına gider nasıl olduysa. “El-vekil ke’l-asil. Bir hâkime itiraz ha! Bunu cellat paklar anca!”

 

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

AH O DAYAK

 

 

 

 

Ancak Molla Vildan huzura çıkar “Efendim yolladığım arkadaş öfkeliymiş” der, “kadılık vasfına haiz değildi o an itibarıyla. Hem taraflar barıştı. Davut’u affedin benim hatırıma.” 

 

Padişah uzatmaz “Peki madem” der, “Arzunuz buysa.”

 

Derken efendim Davut’un yolu İstanbul’a düşer. Ona tavsiyede bulunurlar: “Git Padişah’tan özür dile, elini öp mutlaka!”

 

Bir kabul ayarlar, huzura çıkarırlar. 

 

Tam sultanın elini öpecektir ki Fatih tahtının arkasından bir değnek çıkarır, fena dalar.  Niyedir bilmiyoruz,  birden durur, vezirine döner “Bunu” der, “Enderun’a alsınlar!” Sonra?

 

Sonra n’olsun, yetişir pişer, hem Fatih’e, hem II. Bayezid Han’a vezirlik, sadrazamlık yapar. Adı Koca Davut Paşa’ya çıkar, 15 yıl sadaret makamında kalır ki, bu imkân Sokollu ve Köprülü’ye verilir anca.

 

Davut Paşa zaman zaman ahbaplarına hadiseyi anlatır, sultanı rahmetle anar. “Ah o sopa” der, “hayatımı değiştirdi âdeta.”

 

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

DERVİŞMEŞREP

 

 

 

 

Mahmud Paşa, ulemaya değer veren, fukaraya yardım eden, cömert, tecrübeli ve ihtiyatlı bir devlet adamıdır. 

 

Savaşlarda ön safta yer alır, yalın kılıç çarpışır. Hissesine düşen ganimeti de emrindekilere dağıtır.

 

Devletin parasına da, kendi kesesine de hâkimdir, onca hayır hasenat yapmasına rağmen ardında 1 milyon duka altını bırakır. Kimbilir yaşasa hangi beldeleri imar edecek daha ne eserler yaptıracaktır?

 

Topkapı sur dışında, Edirne kervan yolunda bir ordugâh açar. Rumeli seferlerinde Otağ-ı hümayun burada kurulur, tuğlar dikilir, Sancak-ı şerif dualarla Serdar-ı Ekrem’e takdim edilir.

 

II. Mahmud Han zikrolunan sahaya Davutpaşa Kışlasını yaptırır. Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye mensuplarını talime aldırır. Hâlen Yıldız Teknik Üniversitesi Kampüsü olarak hizmet sunar. Eğer Esenler Belediyesinin YTÜ Kongre Merkezinde düzenlediği “Esenlik” sempozyumuna katılmasam bu güzide mekandan haberim olmayacaktı.   

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

 

ABİD ZAHİD MÜCAHİD

 

 

 

 

Ata tarihi, Davut Paşa için “Âlim ve fazıl, fatin ve akil, mekin ve kâmil, muhibb-i ulema, muin-i fukara, mühin-i füseha, memdûhu’l-ef’âl, mahmûdü’l-hisâl olduğu mervîdir” yazar. 

 

Molla Gürani Padişah’a gönderdiği mektupta ondan “Özü sözü doğru mümindir, ehildir, vasıfları haizdir” diye bahs açar.

 

Hadîdî, Tevârîh-i Âl-i Osmân isimli eserinde; “Davud Paşa vezir-i a’zam idi/ Şehin-şaha mukarreb hem-dem idi / İki itmezdi şeh ânun sözini/ Oğlına virdi kızını” der. (Dâvud Paşa’nın dört oğlundan Yanya Sancak Beyi Mustafa, Sultan II. Bayezid’in kızı ile evlenir damat olur saraya.)

 

Bilirsiniz sadaret makamı cazip olduğu kadar veballidir, bir yanlışı nice canlara mal olur, rütbelerini söker, sürerler taşraya.

 

Davut Paşa hem Fatih hem de II. Bayezid’den iltifat gören bir idarecidir. İlim ehlidir, âlime imkân açar. Medresesinde Şârihü’l-Menarzâde Ahmed Efendi, Kâdî Beydâvî’nin Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-te’vîl adlı tefsirine yaptığı hâşiyeden ötürü “Muhaşşî” lakabıyla şöhret bulan Sinan el-Amasi, İvaz Efendi,

 

Müeyyedzade Abdülvehhab ve Şeyhülislam Ebussuud Efendi gibi ulema ders verir. 

Koca (Derviş) Davut Paşa! Kimsesiz çocuk sadrazam olursa...

 

PAŞA KÜLLİYESİ

 

 

 

 

Yedi tepeli İstanbul’un; 1. tepesinde Nuruosmaniye Külliyesi, 2. tepesinde Bayezid Külliyesi, 3. tepesinde Süleymaniye Külliyesi, 4. tepesinde Zeyrek ve Fatih Külliyesi, 5. tepesinde Yavuz Selim Külliyesi, 6. tepesinde Mihrimah Sultan Külliyesi yer alır. 7. tepesi ise önceleri metruktur. Davut Paşa “Kuru Tepe” olarak anılan alana bir külliye yaptırır ve vakfettiği 100 küsur dükkân ile mıntıkayı canlandırır (1485).

 

Bilahare Haseki Külliyesi (Hürrem Sultan -1551), Cerrah Mehmed Paşa Külliyesi (1594), Bayram Paşa Külliyesi (1634) ve Hekimoğlu Ali Paşa Külliyesi (1735) de katılır. Artık Asitane’nin mutena semti sayılır. 
Âşıkpaşazâde Târihi’nde “Davud Paşa, İstanbul’da bir imaret ve ulu cami yaptı, önüne bir latif su dahi getirdi” kaydına rastlanır. 

 

Tahrir Defteri’nde “nezd-i Dikilü Taş der Bâzâr-ı Zenân” şeklinde bir ifade geçer. Zikrolunan Dikilitaş sadece kaidesi kalan Arcadius sütunu, Bâzâr-ı Zenân ise (zenneden gelir) ‘Avratpazarı’dır. 

 

Aynı zamanda Aydos, Varna, Edirne, Tatarpazarı, Manastır, Bursa, Yenişehir, Beypazarı, İznik ve Tekirdağ gibi beldeleri kubbelerle donatır.  

 

Yetmez, tamir bakım ve maaşları karşılamak için kıymetli mülkler bırakır. Üsküp’teki çifte hamam gibi. 
Dâvud Paşa Camii tabhâneli ve zâviyelidir. Mekânının iki yanında “âyende ve revende”ye (gelene gidene) mahsus odalar sıralanır. 

 

Hem ağırlanan misafirler, hem de cami hizmetlileri ve medrese talebeleri için bir aşhane-imaret yapılır. 
1648 zelzelesinde mütevelli odası, imareti ve me’kelhânesi (yemekhane) hasar alır, zemine karışır.
Zikrolunan cami Serez’deki Paşazâde Mehmed Bey ve İstanbul Şeyh Vefâ Camii’ni andırır.

 

Ayvansarâyî’ye göre kitâbenin metnini Kemalpaşazâde hazırlar, hattını ise Şeyh Hamdullah yazar.
Davut Paşa Camii’ne hasbelkader girenler tutulup kalır, “Neler atlamışız meğer”   der, dövünürler.  Hâlbuki yol üstü bir eser, ziyarete değer.

 

 

 

 

Zeminden zirveye

 

 

 

  • Davut Paşa’nın ilk vazifesi Çirmen Sancakbeyliği olur. Akın üstüne akın düzenler Macaristan ve Venedik tehdit olmaktan çıkar. 
  • Yıl 1470 Ankara Sancakbeyliğine tayin edilir, ardından birkaç basamak birden atlayıp Anadolu Beylerbeyi olur, Karamanoğulları ile süregiden mücadelede mühim işler yapar. 
  • 1471 Yûsufca Mirza kumandasındaki Akkoyunlu kuvvetleri Tokat’ı tahrip edince, Şehzade Mustafa’nın yardımına koşar. Eflâtunpınarı Zaferi’nin kazanılmasında rol oynar. 
  • 1473 Otlukbeli Savaşı’nda II. Muhammed Han meydana kestirmeden ulaşmak için girdiği vadide beyhude vakit kaybeder. Davud ve Mahmud Paşalar ise civar tepeleri ele geçirir, Akkoyunlu saldırılarına siper olurlar. Sultan yerini alasıya 25 hücumu savuştururlar. Ki Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Mirza zaptı zor bir komutandır, Fatih’i ele geçirebilir rahatlıkla. Neticede Osmanlı ordusu düzlüğe çıkar ve hakim olur sahaya. Akkoyunlu Hükümdarı kendine çok benzeyen Pir Mehmed’i yerine bırakacak, kaçacaktır kargaşada.
  • 1477 Macaristan seferinde Tuna boyu hisarlarından atılan bir top mermisi ile göğsünden yaralansa da askerini bırakmaz, kendini çabuk toplar, mücadeleye devam. 
  • 1478 Fatih’in yanında Arnavutluk Seferi’ne katılır, Jebyak’ı ele geçirir. 
    Burada döktürdüğü toplarla Dergos ve Gölbaşı Hisarlarını alır. İşkodra’nın düşmesini kolaylaştırır biiznilllah.
  • 1479 Vezîriâzam Karamânî Mehmed Paşa’ya muhalefetinden dolayı azledilir, Bosna Sancakbeyliğine gönderilir.
  • 1481 Osmanlı tahtına çıkan II. Bayezid Han, Davud Paşa’yı Rumeli Beylerbeyiliğine getirir.
  • 1483 İshak Paşa’nın yerine vezîriâzamlığa tayin edilir.
  • 1484 Macarlar Alacahisar (Kruşevac) taraflarına saldırdıklarında Sofya’dan hareketle sükûneti sağlar.
  • 1487 Hersekzâde Ahmed Paşa’nın esir düşmesi üzerine bizzat Memlûk seferine çıkar, Adana ile Tarsus’u geri alır. 
  • 1492 Balkan isyanlarını bastırır, asileri toplatır. 
  • 1497 On beş yıl süren vezîriâzamlık vazifesinden ayrılır. Onu yıllık 300 bin akçe maaşla Dimetoka’da iskâna tabi tutarlar.
  • 20 Ekim 1498’de vefat eder. Naaşı, İstanbul’a getirilir, yaptırdığı külliyeye defnedilir.

 

 

İrfan Özfatura'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.