Nash, Rambler, Hudson, Packardveamc... Krallar da havlu atar

A -
A +

Piyasadan elini eteğini çekmiş otomobilcilerin hikâyesi tam bize göre, kimse reklam yapıyorsun diyemez bu saatten sonra... 

 


Efendim otomobilcilik sevdadır, bulaşan kopamaz bir daha. Nitekim eski General Motors Başkanı Charles W. Nash de döner dolaşır, sarar başa. Tutar “Thomas B. Jeffery Company”yi satın alır, Nash Motors’u kurar (1916) 

 

Nash! Öncelikle aile adıdır. İngilizcede “kaçmak, tüymek, uzamak” gibi bir mânâsı var. Yani otomobil için zekice bir marka.

 

Jeffery’nin en tanınmış otomobili 1902’den beri Kenosha’da üretilen Rambler’dır. Meraklısı için söyleyelim “başıboş” demektir. Peki arabaya uyar mı? Bence on numara.  

 

Nash 1918’de 10.283 adet satar, 1919’da 27.081’e sıçrar, birkaç basamak atlar.
İmalat itinalıdır, fiyatı cep yakmaz, müşteri memnuniyetini ciddiye alırlar...  Sonra dört çeker kamyon (Jeffery Quad) yaparlar, Cihan Harbi’nde orduya hayli vasıta satar, sınıfın lideri olurlar. Savaş sonrası aynen devam.

 

İnşaatçılar, tomrukçular, madenciler sıra bekler kapıda. 

 

 

DEĞİŞİM GELİŞİM

 

 

Mr. Nash yenilikten hoşlanır, gider GM’nin Oakland baş mühendisi Finlandiyalı Nils Eric Wahlberg’i ayartır. Ve ilk Nash motoru tanıtılır ki üstten supaplıdır. Kabin havalandırması (Weather Eye) tabii akışlıdır. Dışarıdan fanla tazesi emilir, filtreden geçirilir, soğutulur, ısıtılır ve egzoz gibi arkadan atılır. Hâliyle içiyle dışı arasında basınç farkı kalmaz, rutubet de olmaz. 

 

Nash’lerin tekerlek izleri eşit değildir, ön daha dardır, bu rahat viraj sağlar. Ancak çamurluk etekleri kapalıdır, bu kasa tipi göz okşasa da lastik değiştirenin canını sıkar. 

 

Nash mühendisleri “Müşteriye ödediğinden fazlasını verelim” şeklinde bir hedef koyar, nispeten tuttururlar.

 

Mr. Nash, aynı zamanda büyük ve pahalı otomobil üreticisi LaFayette Motors’un ana hissedarıdır. 

 

LaFayatte Fransız devrimi ve Amerikan hürriyet mücadelesinde rol alan bir generaldir, otomobilcilikle yakından uzaktan alakası bulunmaz.

 

Zikrolunan tesis Indiana’da kurulur bilahare Wisconsin, Milwaukee’ye taşınır. İmalat için ne lazımsa vardır ama bir türlü çıkış yapamaz, patinajdan kurtulamaz. 

 

Mr. Nash’in de tepesi atar, firmanın diğer hisselerini de toplar ve fabrikada Ajax (mitolojik efsanelerde geçen Yunan) üretmeye başlar. 

 

Beklentisi yüksektir, Wisconsin’deki Mitchell Motor Car Company tesisini de alır, hizmetlerine sunar. 

 

 

RÜYADAN KÂBUSA

 

 

Ancak hayal kırıklığına uğrar. Ajax’ın adında bir bereketsizlik vardır, halk hiiiç hoşlanmaz. 1926’da ismini değiştirir “Nash Light Six” yaparlar, satış tekrar parlar. Nash Motors, Ajax sahiplerine içinde yeni jant kapakları, radyatör rozeti ve armalar olan bir kit yollar. Eskileri söker bunları takarlar, arabaları Nash’e döner dakkada. Oh be kurtulduk Ajax’tan.

 

Nash 1930’da üstten supaplı, çift bujili, dokuz krank milli, düz sekizi ile rakiplerine kafa tutar. 1932

 

Ambassador Eight, senkromeç şanzımanı, serbest tekerlekleri, otomatik yağlaması ile öne çıkar.

 

Süspansiyonu da ayarlanabilir icabında. Dört tekerlekte de fren vardır ve düşük fiyatlı otomobiller arasındadır hâlâ. Ürettiklerini hatta üretemediklerini de satar, stokta mal bırakmazlar.

 

Nash, LaFayette sınıfının en makul fiyatlı otomobili olsa da satışı gevşektir. Patron ısrar etmez kapatır, tesisi Nash 600 imalatına açar. (1940)

 

 

BUZDOLAPÇIYLA

 

 

Mr. Nash bilahare Kelvinator’ün sahibi George W. Mason’la ortaklık yapar... Buzdolapçıyla otomobilci. (!)  Hani bakliyatçıyla nakliyatçı olsa bir yere kadar. 

 

Piyasada Nash-Kelvinator olarak anılsalar da herkes işine bakar. 
Kelvinator tecrübesini konuşturur ve Nash’leri yepyeni bir hava ısıtma/soğutma sistemi ile donatır.

 

Radyatördeki suyu kaloriferde kullanır ilk defa (1938).  Bu arada otomatik vakumlu vitese geçerler, ön panele minik bir kol ya da buton konur. Bilmeyen radyonun tuşu sanır hatta.

 

 

YATIYA DA BEKLERİZ

 

 

Eğer koltukları katlarsanız Nash’in içi koca bir yatak olur, ailecek uyuyabilirsiniz rahatlıkla. Çadırdan konforludur bi’ kere, en azından yılan çıyan, börtü böcek olmaz. 

 

Nash biteviye hamle yapar, müstakil helezon yaylı ön süspansiyon, sonra sızdırmaz hüzmeli farlar… 

 

Yıl 1941, Nash 600 yekpare gövde ile çıkar (ABD’de ilk). Diğer otomobillere kıyasla hafiftir, havayı kolay

 

yarar. 20 galon benzinle 600 mil (966 km) yol yapar. Yani 100 km’de 7,8 litre filan, o devir için bedavadan ucuza. 

 

Aynı altyapıdan pikap da çıkarır (Suburban) piyasaya sunarlar. 

 

1948’de Ambassador Cabrio fiyaka yapar ama satışlar “ı ıh” tutmaz.

 

 

TÜNELDEN ÇIKMA

 

 

1949 Nash “Airflyte” rüzgâr tünelinde şekillenir, çıkıntılardan kurtulur, aerodinamiktir. Akranlarından geniş ama 6 inç kadar alçaktır. Hesaba vurulursa iç hacim daha fazla. 

 

1949’da Nash ilk emniyet kemerli Amerikan otomobilini sunar. Ancak 40 bin müşteriden 39 bini istemez, söktürür bayide bırakırlar. 

 

1950 Airflytes yekpare kavisli ön ve arka camıyla, gizli depo kapağıyla, albenili göstergeleriyle ve GM Hydramatic şanzımanıyla şov yapar. 

 

Mühendisler silindir kafaları ile oynar 85 beygir gücünü 115’e çıkarırlar. 

 

Sonra oturup konuşurlar “Yaa biz çok satmak istiyor muyuz?” İstiyoruz. “Büyük rakam” için “küçük araba” yapalım o zaman. 

 

1950’de Nash Rambler’ı ufaltır, ardından İngiliz Austin ile anlaşırlar. 

 

 

TATSIZ ORTAKLIKLAR

 

 

Yıl 1951, Britanyalı spor otomobil üreticisi Donald Healey ile el sıkışırlar. Nash-Healey süzme bir Anglo-Amerikan olur.  Alkışlayanı çoktur ama alan satan çıkmaz. İtalyan tasarımcı Battista Farina aleti sil baştan elden geçirir, çelik konstrüksiyon, alüminyum kasa... İyi de maliyet artar bu defa. Sadece 506 otomobil yapar, bandı kapatırlar (1954). Hâlbuki rakiplerine kök söktürmüştürler LeMans ve Mille Miglia Yarışlarında...

 

Yenilen pehlivan güreşe doymaz, Farina’dan iki koltuklu bir coupe tasarlaması istenir bu defa. Rambler tabanı üzerine kurulacak ve adı “Palm Beach” olacaktır. Evet çok yakışıklıdır göz alır ama proje konsept otomobilde kalır. 

 

Nedense bir durgunluk vardır piyasada, acaba “yeni bir marka” ile mi devam etseler yola?

 

 

YENİ İSİM ESKİ İMAJ

 

 

Nash aynı sıkıntıları yaşayan Hudson’ı da satın alır ve American Motors Corporation’ı (AMC) kurar. Bundan böyle Nash, Rambler tarzı küçük; Hudson ise büyük ve kaslı arabalar yapacaktır. Dağılmayacak, bütün imalat Kenosha fabrikasında toplayacak muktesit (iktisatlı, tutumlu olacaklardır. 

 

Bu arada Mr. Mason oturur koltuğa (hani Kelvinatör’ün sahibi vardı ya), gider Packard Başkanı James J.

 

Nance ile parça tedariki hususunda anlaşır. AMC’nin V8 motoru yoktur. Packard’ın 5,2 litrelik motoru ile

 

Ultramatic otomatik şanzımanı Hudson’ı uçurur âdeta... Evet Packard kaliteli ama pahalıdır. Bir an önce kendi V8’lerini yapmalıdırlar!

 

Piyasa büyük üçlünün (General Motors, Ford ve Chrysler) elindedir, bunlarla uğraşılmaz, bütün çabalarına rağmen %4 pay alabilirler pastadan. 

 

 

HADİ NAŞ NAŞ!

 

 

Bu arada tasarıma da el atar, çamurluk eteklerinden kurtulmaya bakarlar. Hornet’i rafa kaldırır, Nash

 

Metropolitan’ı ise müstakil marka gibi sunarlar. İktisadi kriz ve çalkantılar hızlarını kesse de hamleden korkmaz. 

 

Başlarında az sıkıntı varmış gibi bir de Kaiser Jeep’in (Willys-Overland Motors) Ohio’daki tesislerini alırlar. 

 

Bu arada üç büyükler AMC bayilerini rekabetle bunaltır ve ayartırlar. Adam niye gitmesin, daha az çabayla daha fazla satacaktır, hem onların servisleri daha yaygındır yurt çapında. 

 

1979’da Renault ile teknoloji ortaklığı yapar ama umduklarını bulamaz. 
Ve 1987’de havlu atar. 

 

Hisseleri Chrysler tarafından toplanır ustalıkla. 

 

“The End” efendim. 

 

Buraya kadaaar. 
 

BÜYÜK BALIK KÜÇÜĞÜ...

 

 

Nash, Birleşik Krallık, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler için sağdan direksiyonlu arabalar yapar. Hatta mahallî montaj tesisleri kurar. Şasi, motor ve şanzımanı ABD’den gelir, kasayı onlara bırakırlar. Hudson zaten eskiden beri Avustralya piyasasını elinde tutar. Tazmanya’da da kamyon imal eder ayrıca.

 

Bu tesislerin kimi VW markasının eline geçecek, kimi gidecektir Toyota’ya…  

 

İkinci Dünya Savaşı’nı müteakip Nash Güney Afrika’ya çıkarma yapar. Zikrolunan tesis Packard, Renault ve bilumum motorlu araçları üretse de Chrysler’a yâr olur sonunda. 

 

Otomobilcilik böyledir işte, büyük balık küçük balığı yutar. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.