1999 yılında Marmara depremi esnasında üçlü koalisyon yönetimi tarafından yürürlüğe konan EYT (4447 Sayılı) Kanunu ile sonradan getirilen “Yaş” engeline takılanlar hakikaten muhteşem ve emsalsiz bir hak arama örneği sergiledi.
Keza ısrarla haklarını aradılar, hiç kimse inanmazken bile birbirlerine sarsılmaz bir inançla bağlanarak hakkın iadesini talep ettiler. Ve 24. yılda EYT meselesi ile ilgili somut bir adım atıldı. Kanun teklifi TBMM’ye intikal ettirildi.
Kanun teklifi aslında 2 maddeden ibarettir. 2 maddesi de yürütme ile ilgilidir. Toplamda sadece 4 madde içermektedir.
EYT DÜZENLMESİNİN GEREKÇESİ
EYT düzenlemesinin gerekçesinde Anayasamızın "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmü ile güvence altına alındığının altı çizilerek aşağıdaki gerekçelere yer verilmiştir.
Sosyal güvenliğin genel yapısı sosyal devlet anlayışıyla birlikte sigortacılık esaslarına dayanmaktadır. Bu bağlamda yaşlılık sigortası ile belirli bir yaşa ulaşan ve yaşın ilerlemesi ile çalışma gücü azalan sigortalıya iş hayatından çekilerek çalışmadan hayatını sürdürme ve dinlenme imkânı sağlamak amacıyla emekli aylığı bağlanmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemlerinde emekli olabilmek için yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi olmak üzere 3 temel şart aranmaktadır. Ülkemizde geçmişten bugüne kadar olan süreçte bu şartlarda çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
20/2/1992 tarihli ve 3774 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle yaş şartı kaldırılarak, sigortalıların sadece belirli bir prim ödeme gün sayısı ve/veya sigortalılık süresi şartı ile emekli olmalarına imkân sağlanmıştır.
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanun ile de emekliliğe hak kazanmak için yaş şartı yeniden getirilmiştir. Ancak 8/9/1999 (dâhil) öncesi ilk defa sigortalı sayılanlardan hâlihazırda çalışanların yapılan değişiklikten hemen etkilenmemesi amacıyla yaş ve/veya prim ödeme gün sayısı şartları işe başlangıç tarihlerine göre kademelendirilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında günümüzde gelinen süreçte 8/9/1999 (dâhil) öncesi ilk defa sigortalı sayılanların emekliliğe hak kazanma şartlarında bir düzenleme yapılmasının amaçlandığı vurgulanmıştır.
EYT DÜZENLEMESİNİN İÇERİĞİ
EYT’ye ilişkin yapılan düzenleme ile;
08/09/1999 (dâhil) tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlayanların ve,
09/09/1999 (dâhil) tarihinden sonra malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlamalarına rağmen sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmeye imkân tanıyan ilgili mevzuat hükümlerine göre yapmış oldukları borçlanmalar ile sigortalılık başlangıç tarihi 8/9/1999 (dâhil) öncesi olacak şekilde geriye götürülenlerin, mevcut mevzuattaki emekliliğe hak kazanma şartlarından yaş şartının kaldırılması öngörülmektedir.
Ayrıca;
Çalışma hayatının desteklenmesi için yaşlılık veya emekli aylığı alan kişilerin çalışma hayatına devam etmek istemeleri durumunda bu kişilerin kayıtlı istihdamlarının teşvik edilmesinin sağlanması amacıyla sigorta prim teşviki verilmesi,
Kamuda taşerondan kadroya geçen işçilerin emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmaları hâlinde iş sözleşmelerinin zorunlu olarak feshini gerektiren hükümlerin yürürlükten kaldırılması, İş sözleşmesinin sürdürülmesi ya da sona erdirilmesi kararının sözleşmenin taraflarına bırakılması, öngörülmektedir.
Kanun teklifinde SSK’lıların 3600, Bağ-Kur’luların 5400 prim günüyle kısmi emekli olmalarına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Normal emeklilik şartları da “yaş” dışında aynen bırakılmıştır.
Tüm EYT’lilere hayırlı olmasını temenni ediyorum.