ABD Başkanı bir taraftan Gazze halkını tehdit ediyor, bir taraftan da uçuk kaçık videolar çektirerek, oranın geleceği üzerinde çok çirkin hesaplar yapıyor. Filistinliler ise vatan uğrunda destansı mücadele veriyor.
Dünyanın başına epey gaileler açacağı artık kesinleşen “Sarı Kovboy”, içeride ve dışarıda önüne gelene, ipe sapa gelmez tavırlar sergiliyor… Hemen herkesi olur olmaz tehdit ediyor. Bu derece kaba saba hâl ve hareketler, devlet başkanına yakışır mı? İş o noktaya geldi ki, Trump için artık bütün değer ölçüleri devre dışı kalmış durumda. Soykırım suçundan dolayı hakkında uluslararası tevkif kararı çıkarılmış olan İsrail’in Siyonist hükûmet başkanını ağırlarken, hizmetçi gibi sandalyesini altına sürüyor. Ki, bu "insan kasabı", son olarak ateşkes anlaşmasını çıkmaza sokan kişi. Beri tarafta vatanını savunan Hamas’a “Rehineleri derhâl serbest bırakın yoksa kıyamet kopar” diyerek, şöyle devam ediyor: “Rehinelerin serbest bırakılmaması hâlinde, Hamas ve onun beraberinde Gazze’deki sivillere topyekûn saldırılacak…” Sanki terörist İsrail son on beş ayda aynı şeyi yapmadı. Trump’ın tehditleri hız kesmiyor; “İsrail’e işi bitirmesi için her türlü desteği vereceğim” diyor. Zaten Amerika bugüne kadar ne yapıyordu ki? Biden Yönetimi, en korkunç silahları vermedi mi? Sen ey Trump, ilave olarak İsrail’in öteden beri istediği sığınak delici, iki tonluk bombaların verilmesi kararını da çıkarmadın mı? Geriye bir atom bombası kaldı. O da İsrail’in elinde var zaten! Bu barbarlık bu zalimlik on binlerce, yüz binlerce masum insanı hayattan koparabilir. Ama zalimlerin sonu da muhakkak feci şekilde gelir…
Filistin halkı, üç çeyrek asırdan beri kanla-canla kendi vatan toprakları için bedel ödüyor. Daha dün Kemal Advan Hastanesi civarında 76 ceset gömülü yeni bir toplu mezar bulundu ey Trump! Ama bu halk hiçbir baskıya boyun eğmedi, eğmeyecek. Ve Trump’ın uçuk kaçık videolar çektirerek, sapkınca reklamlar yaparak, güya kapitalistler için bir tatil ve eğlence merkezine dönüştürmek istediği o Gazze toprağı, asla ve kata emperyalistlerin alçak maksadına hizmet etmeyecek… “Sarı Kovboy” koltuğa oturalı ancak bir buçuk ay oldu. Ancak bu zaman zarfında tehdit etmediği ülke bırakmadı neredeyse. Velakin şurasını da gözden kaçırmamak lazım. Bu tehditlerin çoğu havada kaldı, besbelli kalmaya da mahkûm. Trump, çoğu gürültü patırtı olan bu tehditlerle bir şekilde yol almaya çalışıyor. Dirençle karşılaştığında hemen vites küçültüyor, bazen de geri vites yapıyor. Bazen amiyane tabirle "saflık" numarasına yatıyor, bu şekilde birilerinin aklıyla alay etmeye kalkışıyor! Mesela Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy için "diktatör" diyen zat; daha sonra çark edip “Sahi ben öyle mi demişim? İnanamıyorum öyle bir şey dediğime!..” gibi lakırtılarla vaziyeti kurtarmaya çalışıyor. Lakin her halükârda kabalığı müsellem. Amerikan halkı için bile şu kısa süre içinde gına geldi. ABD medyasına bakılırsa, bunun böyle gitmesi asla mümkün görünmüyor. Eninde sonunda duvara toslayacak diye birçok değerlendirme yapılıyor. Sadece Ukrayna meselesinde, Zelenskiy ile Beyaz Saray’da yaşanan skandal tek başına malum değerlendirmeleri haklı kılıyor. Trump’ın davranışları son derece kaba hatta kabalığın da ötesinde. Hakikaten sınırları fena hâlde zorlayan bir durum. Tabii bu, karakter meselesi…
Gelelim tekrar Gazze meselesine… Trump hem tehdit ediyor, hem de "Hamas ile görüşüyoruz" diyor. ABD, 1997 yılında “terör örgütü” olarak ilan ettiği Hamas’la ilk defa doğrudan temas kuruyor. Burası da dikkat çekici. İsrail’e yardımcı olmak için görüşüyorlarmış… Bunun belirtilmesi de gülünç. ABD’nin Gazze’de ve Filistin’in tamamında attığı her adım İsrail hesabınadır. Bunun inkâr edilecek bir yönü yok. Zaten Amerika da her fırsatta itiraf ediyor. Çünkü bu vaziyet, Amerika için Siyonist İsrail’e karşı bir mükellefiyet. Burada bilinmeyen veya yeni ortaya çıkmış bir durum yok. Bu hep böyle idi. Biden’ın dışişleri bakanı Blinken, 7 Ekim 2023 hadisesinin hemen akabinde İsrail’e geldiğinde ne demişti? “Ben buraya bir Yahudi olarak geldim…” Şimdi Trump’ın dışişleri bakanı olan Marco Rubio nasıl yapıyor? Alnına haç işareti monte ederek, Hamas örgütünü korkutmaya çalışıyor: “Trump bir şeyi kafasına koymuşsa muhakkak onu yapar. Ona göre siz de düşünün. Ciddiye alırsanız sizin için iyi olur…”
Evet, ABD özetle budur. Demokrat, cumhuriyetçi filan fark etmez. Adı ne olursa olsun hepsi İsrail’in hizmetinde… Trump öyle diyor: “Hepsi Yahudi değil, ama hepsi Siyonist…” Amerikan Yönetimi böyle ancak Amerikan halkı öyle değil. Gallup araştırma şirketinin yaptığı anket çalışmasına göre, ABD’de halkın İsrail’e olan desteği son yirmi beş yılın en düşük seviyesine inmiş. Yüzde 46. Buna mukabil Filistin’e olan desteği de 2001’den bu yana en yüksek seviyeye çıkmış. Yüzde 33. Bu arada, ABD halkının yüzde 55’i iki devletli çözümden yana görüş bildiriyor. İşte bu da, Trump’ın tatil ve eğlence merkezi yapmak istediği Gazze hakkında, kendi halkının taşıdığı düşünce. Hâsılı Trump ve şürekâsının Filistin’e dair uçuk-kaçık fikirleri kendi evinde reddediliyor. Avrupa Birliği cenahından da Trump’ın saçma teklifine çok net bir reddiye geldi ki, insanlık adına olumlu bir şey. Çünkü şimdiye kadar Avrupa Birliği, kategorik olarak hep İsrail hesabına tavır sergiliyordu. Hasılı kelam Amerikan zorbalığı ve dahi İsrail vahşeti Gazze halkına boyun eğdiremez.
İsmail Kapan'ın önceki yazıları...