Haber sıkıntısı ve acemi kasaplar…

A -
A +

Pireyi deve, habbeyi kubbe yapmak bazı medya leşkerleri için bir nevi meslek ilkesi olmuştur!.. Hele hele sosyal medya değirmeninin canavar iştihası, bu gidişle ancak, aslı astarı olmayan haberlerle(!) doyurulacak…

 

 

“HAC BU SENE DE KURBAN BAYRAMINA RAST GELDİ” haberi, dünya durdukça, Türk matbuatı hesabına bir ibret levhası olarak duracaktır şüphesiz!.. Ve dahi bu haberi kat kat sollayacan binlerce başka örnek haber(!), arşivlerde medya dünyasının cehalet veyahut sefaletinin belgesi olarak yerini korumaktadır. Sadece haber değil, “HABER GERÇEK YORUM HÜR OLMALI” düsturunu ters yüz etmek üzere; canhıraş çalışan malum medya leşkerleri, hayatın her alanına dair rahatlıkla ahkâm kesebilmekte; herkese bol keseden akıl vermekte, bilhassa doğruları inkâr için çırpınmakta… Başkalarının güya yanlışını bulmak için haberlere fütursuzca takla attırarak, cahil cesaretiyle yeni fikirler yumurtlamaya gayret etmekte. Ve ne yazık ki, bu tipler değer yıkma ve aşındırma bakımından topluma hasar vermede, tehlikeli şekilde başarılı da olabilmektedir! Seviyesizliğin dip yaptığı, “basın ahlâkı” mefhumunun artık tamamen ortadan kalktığı, yalan ve uydurmaların revaçta olduğu bu dönemde, at izi it izine iyice karışmış bulunmaktadır. Klavye teröristlerinin en fazla pervasız olduğu alan, kesinlikle en cahil oldukları dinî konulardır. Mesela her sene Kurban Bayramı geldiğinde, hac ve kurbanla ilgili saçma sapan şeyler yazmaktan hiç geri durmazlar. Kimi vejetaryen dürtülerle (Artık vegan türleri de var…) güya hayvan haklarına sahip çıkma pozlarına girer, kimileri de düpedüz din düşmanlığı ve inkâr saplantısı içinde debelenir. Bunların bir kısmı, inkâr mesaisinde, pusulası şaşmış nevzuhur ilahiyatçılardan da yalan yanlış alıntılar yaparak batıl davalarını ispat etmeye kalkalar! Velhasıl inkâr ve küfür bataklığında debelenen sapık sayısı maalesef hayli kabarık…

 

Dalalet mecrasında, inançsızlarla sapıklar oldukça sıkı bir iş birliği içindedir. Bunlar din-i İslâm’a düşmanlıklarını her fırsatta ve her vasatta sergilemekten kaçınmazlar. Bunun için her türlü yanlış bilgiyi dolaşıma sokar her yalanı kullanmaktan çekinmezler. Çünkü tıynetleri buna müsaittir. Her türlü ahlaksızlığı rahatlıkla ika ederler. Yalan ve çarpıtma en büyük sermayeleridir. Sözde analiz ve yorum yaptıklarını iddia ederler… Lakin düpedüz yapmaya çalıştıkları şey, İslâmiyeti karalamak insanları inançlarından soğutmaya çalışmaktır. Bunun için en adi yalanları söylemekten, en aşağılık çarpıtmayı yapmaktan çekinmezler… Zira utanmak diye bir kaygıları yoktur!.. Doğrudan saldıramadıkları zaman dolaylı yollardan yüklenirler. Mesela hac ve kurban ibadeti hususunda, kendilerince argüman geliştirmeye çalışırlar. Hac onlara göre bir turistik seyahat ve Suudi Arabistan’a döviz kazandırma, kurban ise hayvan haklarına karşı bir saldırıdır. Bu yüzden de hac ve kurbanla ilgili çok sinsi haberleri bazen klasik medyada bazen fısıltı gazetesinde dolaşıma sokarlar. Bütün dertleri, Müslümanların ibadetlerini alaya almak ve onları sevimsiz göstermek… Kurban kesiminde acemi kasaplar (acemi olup olmadıkları tamamen afaki değerlendirme…) onlar için birer karalama ve saldırı vesilesidir mesela… Arabalara bindirirken veya indirirken, özellikle büyükbaş hayvanların bazen ipinden kurtulup trafikte karışıklığa ve telaşa yol açması onlar için bulunmaz bir malzemedir!

 

Türkiye’de her sene yüz binlerce büyükbaş hayvan kesilir. Bu kadar büyük bir iş esnasında, birtakım aksaklıkların ve tersliklerin zuhur etmesi gayet normaldir. (Boğa yakalama timleri vs. bir yere kadar etkili olabilir.) Ama birilerine göre böyle değildir. Onlar mutlaka öküz altında buzağı ararlar. Hele hele haber sıkıntısı söz konusu ise pireyi deve, habbeyi kubbe yapmak için beklenen fırsat gelmiştir. Kaçan boğa ve elini kesen kasap hikâyesini sömürmek, onlara her şeyden çok cazip gelir. Trafiği birbirine katan bir boğanın performansı onlar için en zengin görüntü kaynağıdır… Herhangi bir sebeple elini-kolunu yaralayan kişi mutlaka acemi kasaptır. İsterse kırk yıllık profesyonel kasap olsun, bir kere kendini yaraladı ya artık kurtuluşu yok. Medya leşkerleri aradığını bulmuştur! Sonuna kadar olayı sömüreceklerdir. Gerek ipini koparıp kaçan boğalar, gerekse elini kolunu kesen usta veya acemi kasaplar, bu konuyu istismar etmek için, fırsat kollayan zihniyetin köpürttüğü hususların başında geliyor. Yeterli genişlikte ve kullanışlı kesim yeri hazırlamayan belediyelerin eksikliklerini tespit etmek yerine, sokaklarda veya parklarda hayvan kesmek zorunda kalan vatandaşları en ağır şekilde hedef alırlar. Burada da maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Vatandaşın hijyen olmayan şartlarda kurban kesmeye kalkışması, herhâlde hoş karşılanacak bir hâl değil. Ama burada vatandaşın davranışı ile belediyelerin tutumunun ne oranda birbiriyle çeliştiğine bakmak lazım. Vatandaş keyfi icabı toz toprak içinde kurban kesmek istemez herhâlde… Beri tarafta bu meseleyi ajite edenlerin de derdi bambaşka. Yani vatandaşın sıkıntısı onları ilgilendirmiyor!

 

Kurban Bayramı'nın İslâm âlemine ve bütün insanlığa huzur getirmesi dileğiyle, bayramınızı tebrik eder saadetler dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe18 Haziran 2024 11:38

Kurban ibadetini yapmadan önce her türlü tedbiri almalı, fitne çıkarmamalıdır. Tedbir almak Allâh'ın " Celle celalühû" emridir. Trafikteki boğa, köpekler gibi kazaya sebep olabilirdi. Müslüman kanunlara uyar suç işlemez, dinine uyar günah işlemez...