Hedef terörsüz Türkiye… Başka yolu yok!

A -
A +

TUSAŞ’a saldıran teröristlerin kimliği kısa zamanda tespit edildi. MİT ve TSK, kırk sekiz saat içinde; PKK-YPG/PYD’ye ait 154 hedefi yerle bir etti. 78 terörist etkisiz hâle getirildi… Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı.

 

 

 

 

 

Bölücü terör örgütü PKK’nın ilk kitlesel terör eylemleri olan Eruh ve Şemdinli saldırılarının (15 Ağustos 1984) üzerinden kırk sene geçti. Türkiye’ye yönelik anarşi ve terör saldırılarının öncesini de unutmayalım. Ülkemizin başına sardırılan bu belanın en az yarım asırlık geçmişi var… Yarım asır içinde, Türkiye, belki de dünyada başka hiçbir devletin karşı karşıya gelmediği boyutta bir terör problemi ile boğuştu ve çok büyük acılarla birlikte çok büyük tecrübeler yaşadı. Bu hususu bilhassa vurgulamak istiyorum. Zira Türkiye’nin bu konudaki güç kapasitesi ve tecrübelerini tam kavrayamamış, anlayamamış çevrelerin hâlâ yanlış hesap içinde olduğunu görüyoruz… Unutulmasın ki, Türkiye bugüne kadar dağdaki bölücü örgütün silahlı kadrolarını tam sekiz defa sıfırladı!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün SAHA EXPO 2024 Fuarında yaptığı konuşmada, son kırk sekiz saat içinde, terör örgütüne vurulan büyük darbeye işaret etti. Ankara Kahramankazan’daki TUSAŞ Yerleşkesine yapılan hain saldırıya verilen cevabın katbekat fazla olduğunu belirterek; “Bize geri adım attıracaklarını zannedenlerin tepesine bineceğiz…” dedi. Evet, bugüne kadar nasıl tepelerine binildi ise aynı şekilde devam edilecek. Zira hedef kesin olarak, TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE İNŞA ETMEK… Bunun için “stratejik akılla hareket edilecek…” Böylece “Ortada hiçbir sebep yokken, Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazanların hevesleri kursaklarında bırakılacak…” Tıpkı 15 Temmuz 2016’da sahnelenen ihanet kalkışmasında, milletçe bütün dünyaya ispatlanan vatanseverlik ve fedakârlık gibi. Ne diyor TUSAŞ çalışanları; “Hainlere inat daha çok çalışıp daha çok üreteceğiz.”

 

TUSAŞ’a yönelik kalleş saldırıda, verilmek istenen mesajlar gayet açık… Ama bu saldırılar ve  verilmek istenen mesajlar sürpriz değil. Yani Türkiye düşmanlarını gayet iyi biliyor ve buna göre de stratejik aklını kullanıyor… Türkiye’nin dünya çapında yankı yapan büyük bir savunma, havacılık ve uzay sanayi fuarına ev sahipliği yaptığı sırada, TUSAŞ gibi sektörün kalbi mesabesindeki kuruluşa yaptırılan kalleş saldırı, iki tane teröristin paramparça olduğu intihar eyleminin ötesinde, bir üst aklın bu mecrada vermek istediği mesajdır. Bunun lamı cimi yok. Tabii bu alçakça eylemle bir değil, birden fazla mesaj verilmeye çalışılmıştır. Türkiye’nin Tataristan’ın başkenti Kazan’da yapılan BRICS zirvesine katıldığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buradan dünyaya vereceği etkili mesajların tahakkuk edeceği bir önemli temas programı yürürken, bu saldırı ile şunu demek istediler herhâlde: Batı’dan (Daha açıkçası NATO ve AB’den) uzaklaşıp, Rusya’ya ve Çin’e fazlaca yanaşırsan, biz de başını fena halde ağrıtırız!.. Başka kelimelerle başka cümleler de kurulabilir. Ama hepsi aynı kapıya çıkar.

 

TUSAŞ’a yaptırılan saldırıyla verilmek istenen bir diğer mesaj daha basit ve tandık… Daha önce terörün kalıcı şekilde bitirilmesi için yapılan çalışmalarda, atılan önemli adımlarda; bölücü örgütün iplerini elinde tutan güçler, terörist saldırıları arttırarak süreçleri tıkama yoluna gitti ve maalesef sonuç da aldı. Şimdi de aynı maksatla ortalığı hareketlendirmek istiyorlar. Demektir ki, bu dönemde terörist eylemlerin arttırılması için şer güçler daha fazla çalışacak…

 

Lakin yukarıda bu niyet ve maksatlara karşı, Türkiye’nin ne derece hazırlıklı ve kararlı olduğuna dair, devletin en tepesinden yapılan açıklamaları dikkatinize getirdik. Bu hususta şüphesiz çok dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Son kalleş saldırı sırasında ve sonrasında olduğu üzere, sosyal medyada pompalanan yalanlar ve asılsız iddialar maalesef belli ölçüde vatandaşın zihnini iğfal edebilmiştir. Hainlerin kara propagandalarına şaşırmıyoruz. Velakin reyting uğruna hainlerin değirmenine su taşıyan gafillere ne demeli? Cumhurbaşkanı sosyal medyanın çok kötü bir sınav verdiğini hatırlatarak, milletin hak ve çıkarlarının reytinge kurban edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Bu hassas meselede toplum şuuru ne kadar yüksek olursa, ihanet şebekelerinin işi de o kadar zorlaşacaktır.

 

Gelin bunu başaralım artık!.. Zira teröre karşı verilen mücadele topyekûn ve çok boyutlu olmak zorunda. 1 Ekim’den bu yana daha doğrusu 30 Ağustos’tan beri, Cumhur İttifakı cenahından peş peşe gelen açıklamalar, atılan adımlar Türkiye düşmanlarının hesabını fena hâlde boşa çıkardı. CHP ve dahi DEM Parti’nin (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) verdiği ilk tepkiler, şu ana kadar olumlu seyir içinde. DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu’nun TUSAŞ’a yönelik saldırıyı kınaması ve barışa yönelik sinyallerin geldiği bir sırada, zamanlama itibarıyla bu saldırıyı manidar bulduğunu açıklaması önemli gelişmedir. Bundan sonra da sağduyulu ve ülke menfaatlerini öne çıkaran yaklaşımların gelmesi şüphesiz çok iyi olacaktır.

 

Bu arada CHP’nin ortaya koyacağı tavır da tek başına ayrı bir öneme sahiptir. Erdoğan’ın ifadesiyle “Cumhur İttifakı tarafından açılan bu fırsat penceresinin şahsi hesaplara kurban edilmemesi” ülke menfaatinedir. “Hedef terörsüz Türkiye”, başka yolu yok!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe26 Ekim 2024 09:57

Hedef şimdiye kadar neydi zaten?! Terörü bitirmek değil miydi?!!