İstanbul için deprem kanunu…

Sesli Dinle
A -
A +
En az bir buçuk milyon riskli bina var İstanbul’da… Bunların altı yüz bini ise en tehlikeli durumda ve bir depremde yıkılması kaçınılmaz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye topraklarının yüzde 66’sı ve nüfusunun da yüzde 71’inin birinci ve ikinci derece deprem riskli bölgede olduğunu ifade etti. Dolmabahçe Ofisinde dün medya mensuplarıyla bir araya gelen Özhaseki, yapılan analiz ve değerlendirmelere göre, dünyada en riskli beş ülke arasında yer alıyoruz.
 
Kısacası deprem riski bakımından çok kritik bir konumda bulunuyoruz. Altı ay önce, on bir vilayetimizde büyük can kaybı ve maddi yıkıma yol açan Kahramanmaraş depremlerinin asgari faturası, yüz küsur milyar dolar…
 
Hâlen 1 milyon 905 bin kişinin kendi evlerinin dışında, geçici barınma merkezleri, konteyner (466 bin kişi) ve çadır (55 bin kişi) kentlerde yaşadığına dikkat çeken Bakan Özhaseki, “Afet sonrası yaşanan bu durumu çözüme kavuşturana kadar bize rahat etmek yok” diye konuştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak iki hususa kilitlendiklerini, bunun bir tanesinin 6 Şubat’ta yaşanan felaketin yaralarını sarmak, diğerinin ise bilim adamlarının sürekli olarak yaklaştığını ikaz ettikleri, İstanbul depremine hazırlık olduğunu dile getirdi.
 
6 Şubat felaketinde 680 bin konut yıkılmış veya ağır hasar görmüş. Sadece Hatay’da 250 bin bina yıkılmış. Malatya’da 103 bin… Keza toplamda 170 bini aşkın iş yeri, ahır vb. yapılar da aynı şekilde yıkılıp kullanılamaz hâle gelmiş. Hâlen 1 milyon 320 bin kişiye (Yaklaşık 350 bin aileye tekabül ediyor) kira yardımı yapılıyor. Yeniden inşa için, hâlihazırda 180 bin konutun temeli atılmış bulunuyor… Diğerlerinin de planlama ve inşa hazırlığı devam ediyor. İnşa edilecek toplam konut sayısı 650 bin… Çok büyük bir miktar!
 
Bunun finansmanı, inşaatı vs. gerçekten büyük emek ve gayret gerektirecek. Ama Türkiye’nin de başka alternatifi yok, dolayısıyla bunu başarmak zorunda. Bakan Özhaseki dünkü buluşmada ağırlıklı olarak muhtemel İstanbul depremine hazırlık için yapılan çalışmaları anlattı. Dört aşamalı bir plandan bahsetti. Birinci aşamada hâlen başlamış bulunan kentsel dönüşüm çalışmalarının 39 ilçede ve 188 bölgede devam ettiğini söyledi. İkinci olarak, yeni konut inşası için rezerv alanlar tespiti. Bunun için de Avrupa ve Anadolu Yakası’nda toplam 350 bin konut hacminde rezerv alan belirlediklerini ifade etti. Ama bu alanların tam olarak yerlerini söylemedi. Bunun da sebebi spekülasyonlara meydan vermemek… Planın üçüncü aşaması YARISI BİZDEN kampanyası çerçevesinde vatandaşa verilen destekle dönüşüm sağlamak. An itibarıyla bu kampanyadan yararlanmak isteyen 1 milyon 20 bin kişi müracaatını yapmış vaziyette.
 
Bahse konu planın dördüncü aşaması ise İstanbul’da depreme hazırlık için hususi bir kanunun çıkarılması… Bu gerçekten çok önemli ve acilen hayata geçirilmesi gereken bir husus. İstanbul’da gerçek manada köklü ve hızlı bir deprem hazırlığı yapabilmek için özel kanun şart. Başka türlü engelleri aşma imkânı yoktur. Ayrıca daha fazla vakit kaybına da tahammül yoktur. Zira bugün itibarıyla mevcut olduğu bildirilen bir buçuk milyon riskli binanın altı yüz bini, büyük bir depremde en büyük hasarı alma tehlikesiyle karşı karşıya. Allah göstermesin, bu da muhtemel bir felaketin ulaşabileceği korkunç boyutları fazlasıyla anlatıyor!.. Bu işin hafife alınır tarafı yok yani. Ve bu mesele kesinlikle siyaset üstü bir konu. Dolayısıyla iktidar ve muhalefet kanadının Meclis’te tam bir iş birliği içinde bu kanunu çıkarması lazım. Bu arada çıkarılacak yeni ve özel kanunun da problemlerin aşılması noktasında yeterli olması şart. Hâlihazırda mülk sahiplerinin tamamının rızasıyla ancak pürüzsüz bir dönüşüme gidilebiliyor. Üçte iki çoğunluk rızası hep konuşuluyor, ama o da ihtiyaca cevap vermez.
 
Bakan Özhaseki dün bir soru üzerine, kendi şahsi düşüncesini izhar ederek, yüzde elli çoğunluk sağlanan mutabakatın yeterli sayılması gerektiğini belirtti. Aksi hâlde onlarca hatta yüzlerce mülk sahibi dönüşüm beklerken, koltuğunda dosyalarla mahkeme koridorlarında dolaşmaktan zevk alan bir veya birkaç kişinin, normal işleyişi her vakit tıkayabileceğine dikkat çekti.
 
Özhaseki buna misal olarak Fikirtepe olayını hatırlattı. Bir tek evin konu edilip parlatılarak başlatılan engelleme kampanyasının yıllar sürdüğünü ve çok ağır bir maliyet getirdiğini belirtti. Olanlardan ders çıkarılması gerektiğini ifade etti. Evet, aklın yolu bir. Herkesin hak ve hukukunu korumak temel prensip. Velakin suiniyet ve istismar kapılarının da kapatılması gerekir. Toplum menfaati başka türlü sağlanamaz.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.