Siyasetin harareti de düşmüyor!..

A -
A +

Küresel ısınma, iklim şartlarında büsbütün etkilerini gösteriyor… Bazı yerlerde termometre kırk derecenin üzerine çıkarken, kimi yörelerde de ceviz büyüklüğünde dolu yağışı ve afetle birlikte su baskınları ürkütüyor!

 

 

Artık her yaz yeni bir sıcaklık rekoru kırılıyor… Geçen sene son otuz yılın rekoru denilmişti. Bu sene daha yaz gelmeden, nisan ve mayıs ayları, en sıcak ortalama ile kendi rekorunu kırdı. Haziranla birlikte meteoroloji uzmanları ürkütücü tahminlerini sürdürüyor. Bakalım nereye varacak. Ve maalesef, henüz yaz mevsiminin başında olmakla birlikte, orman yangınlarında, vakalar tehlikeli bir seyir içine girdi. Her sene kara ve hava araç filoları daha da güçlendirilmesine ve idari olarak yeni yeni tedbirler alınmasına rağmen, ciğerlerimizin yanmasına mâni olunamıyor… Çanakkale’de, Uşak’ta, Urfa’da ve diğer yerlerde peş peşe yangınlar sebebiyle yüzlerce hektar orman kül oldu ne yazık ki! Bu durum orman yangınları konusunda ne kadar eksikliklerimizin olduğunu ve daha ne kadar çok çalışmamız gerektiğini ortaya koyuyor… Yazıya siyasetin bu mevsimdeki hararetini ele almak üzere başlık koyduk. Ancak küresel ısınma ve tabiat dengelerindeki ciddi değişimin bize yaşattığı felaketlere dikkat çekmek de bir zaruret olarak önümüzde. Evet, yazın sıcağı bizleri terletirken, siyasetin harareti de bir türlü düşmek bilmiyor. Hâlbuki, mart sonunda yapılan mahallî seçimlerle beraber, siyasette bir yaz rehaveti olması bekleniyordu. Ama gelişmeler hiç de öyle göstermiyor.

 

14 ve 28 Mayıs 2023’teki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, muhalefet bloku olan Millet İttifakı hedefine ulaşamayınca, bunun iç hesaplaşmaları yaşandı. Ana muhalefet lideri olarak, o dönemin asıl sorumluluğunu üstlenmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP olağanüstü kurultayında başkanlık koltuğunu kaybetti. Kurultay hikâyesi epeyce derin. Açık ve örtülü ittifak ve iş birliklerinin özetini, Kemal Bey “Sırtımdan hançerlendim…” diye özetledi. Kimin hançerlediğini de gizlemeye gerek duymadan ifşa etti. Kılıçdaroğlu ve yandaşlarının işaret parmağı, Ekrem İmamoğlu’nu gösteriyordu tabii. Nasıl olduysa oldu, başlangıçta aday olup olmama konusunda tereddüt geçiren ve bazılarınca asıl aday değil de, yarışı hızlandırmak için "tavşan atlet" olarak ileri sürüldüğü iddia edilen Özgür Özel, Kılıçdaroğlunu alt etmeyi başardı. Bunun esas kırılma noktası, İmamoğlu’nun her yönüyle ağır bastığı İstanbul İl Kongresinde, Kılıçdaroğlu ekibinin kesin bir yenilgi almasıydı. Sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. Lakin Kılıçdaroğlu pes etmedi, etmek istemiyor… Yeni yeni hamleler için hazırlıklarına devam ettiği, Ankara kulislerinin sürekli işlediği bir konu.

 

Bu arada CHP’nin mahallî seçimlerde umduğunun da üzerinde bir başarı kazanması, Özgür Özel’i liderlik yürüyüşünde farklı bir noktaya taşırken, Kılıçdaroğlu’nun elini iyice zayıflattı ve İmamoğlu’nu da bir nevi boşlukta bıraktı. Bu “boşluk” ifadesini, geçici bir durumun özeti olarak kabul edin. İçinin doldurulması her türlü mümkün ve Ekrem Bey bunu nasıl yapacağının hesabıyla meşgul. Gelgelelim CHP içi siyaset dengeleri o kadar kaygan ve değişken ki, her gün yeni bir teşebbüs dengeleri bozmak üzere devreye giriyor.

 

Özgür Özel iktidar kanadıyla diyalog sürecini başlatarak farklı bir sayfa açtı. Ve buradan devam etmek istiyor. Ancak ya çok acele ediyor yahut parti içi dengeler sebebiyle zikzak yapmak zorunda kalıyor. Mesela; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İtalya dönüşü uçakta söylediği üzere, İstanbul’a gelip İmamoğlu ile yan yana durunca olumsuz etkileniyor ve siyasette yumuşama ve normalleşme adına atılan adımları, boşa çıkaracak tavırlar ortaya koyuyor… Acaba Özgür Özel tam olarak ne yapmak istiyor? Biraz fazla öz güvenle hareket etmek istiyor sanki. İddialı çıkışlarda bulunuyor. Gelecek seçimde iktidar olamazsak ben genel başkanlığı bırakacağım diyor… Seçimlere daha dört yıl gibi bir zaman varken neden şimdiden bu resti çekiyor? Dahası bu resti asıl kim/lere çekiyor? Ankara kulislerinde dolaşan bilgiler doğru ise, Özel-İmamoğlu iş birliğinin, tekrar Kılıçdaroğlu-İmamoğlu ortaklığına dönüşme durumu söz konusu!.. Nasıl yani? Kılıçdaroğlu’nu arkadan hançerleyenler kimdi sahi? Bu hançer yarası nasıl oldu da bu kadar çabuk iyileşti ve unutuldu? Tabii burada ihtiyat payını koymak lazım. Gerçekten dolaşıma sokulan bilgi ve temaslar doğru mu? Dediklerine göre, yakında bunun ipuçları ortaya çıkacakmış. Anlayacağınız CHP’de seçim başarısı da iç iktidar çekişmesine set çekemedi, çekemez. Çünkü CHP’nin geleneği böyle…

 

İyi Parti’de de hararet oldukça yüksek… Meral Akşener’in Müsavat Dervişoğlu’na genel başkanlık koltuğunu devretmesi, partide yaşanan bunalım ve dağılmaya ilaç olmadı. Olacak gibi de görünmüyor. Yeni yönetime şans vermeden kopmalar peş peşe devam ediyor. Şu sıralarda Koray Aydın’ın radikal bir çıkış yapması bekleniyor. Bu daha büyük bir kopuş şeklinde gerçekleşebilir! Devamında ne gelir, orası meçhul. Ama her hâlükârda İyi Parti için durum pek parlak gözükmüyor. Birden fazla yeni parti de sahne alabilir. Yavuz Ağıralioğlu da çalışıyor bir yandan…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
İsmail 22 Haziran 2024 11:36

CHP'de hizipçilik bitmez..Tarihi boyunca böyle.Artık iyi miadını doldurdu.Türkiyede ana gövdeden partilerin hiçbiri başarılı olamamıştır.Diğerleri parti kursada birşey değişmez.Sadece pazarlık masasına oturabilir.Artık iyi parti milletvekilleri bir kısmı CHP ye bir kısmı ak partiye geri kalanları da MHP geçeciğini düşünüyorum.

Mehmet Sarımeşeli 22 Haziran 2024 10:42

Neden yüzde 90 ormanlarda yangın çıkıyor? Birileri bir şekilde yakıyor mu diyesim geliyor.Tesaduf mü? Çok sıklaştı.Bir günde birkaç yerde birden.Allah akibetimizi hayreylesin.Amin.

Yalınız Efe22 Haziran 2024 07:01

Ah Türkiyem...