TÜSİAD yeniden sahne alırken…

A -
A +

Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) genel kurulunda yapılan açıklamalar neden bu kadar tepki çekti? Bunun yegâne sebebi TÜSİAD’ın sicili. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “bozuk” sicile işaret etti…

 

 

 

Adı üstünde, temelde önemli bir iş adamları derneği… Ama nedense ekonomiden daha çok siyasete dair eylem ve söylemleri gündeme geliyor hep!.. Yaşı müsait olanlar, Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (TÜSİAD) 1979’da Ecevit hükûmetini hedef alan, gazetelere verdiği çarşaf çarşaf ilanları hatırlayacaklardır… 54 yıllık (1971’de kuruldu) TÜSİAD’ın bugüne kadarki şöhreti, genellikle siyasete dair yaptığı çıkışlar. Ve bu çıkışlar toplumun çeşitli katmanlarında farklı tepkilere yol açtı hep. Özü itibarıyla TÜSİAD elitist (seçkinci) bir kuruluş. Bünyesinde barındırdığı elit zümrenin siyasi ve sosyal yaklaşımı, tabii olarak toplumun tamamını karşılamayan, belli bir kesimi kollayan bir anlayış… Ama hükmetme bakımından, ülkenin genelini istediği ve dilediği gibi etkilemek isteyen vesayetçi bir anlayış… Bu konuda söylenecek çok şey var. Ama yerimiz mahdut. TÜSİAD, AK Parti iktidarı döneminde sık sık vesayetçi anlayışını öne çıkaran tavırlar aldı. Her seferinde de şimdikine benzer reaksiyonlar meydana geldi. Önceki gün yapılan genel kurul toplantısında, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ömer Arif Aras, siyasi partilerin genel başkanlarından daha ateşli bir konuşma yaptılar. Konuşmalarının muhtevasına bakıldığında her iki ismin de birer iş adamı değil, sanki bir siyasi parti başkanı gibi tavır takındığını görüyoruz.

 

YİK Başkanı Ömer Aras, Bolu Kartalkaya’daki otel yangınıyla konuşmaya başlayarak şöyle dedi: “Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz…” Aras, yangınların çıkabileceğini, ama bir yangında 78 kişinin ölmemesi gerektiğini belirterek, ölüyorsa nedeninin usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizlik olduğunu söyledi. “Çöken bir sistemdir” diye konuşmaya devam eden Aras “Bolu yangını henüz taze olduğu için yüreğimizde. Ama unutmayalım, geçen sene Erzincan’ın İliç ilçesinde altın madeninde oluşan heyelandan 9 işçi hayatını kaybetti” diyerek, büyük depremde on binlerce insanımızı usulüne uygun yapılmayan binaların altında kaybettik…” bağlantısıyla denetim eksikliğine işaret etti. Aras buradan farklı bir alana, doğrudan siyasete geçiş yaptı. Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşandığına dikkat çekerek bazı belediyelerde yapılan kayyım atamalarını ve bir parti başkanının (Ümit Özdağ) tutuklanmasına değindi. Daha sonra bir sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadınının (Ayşe Barım) tutuklanmasına dair yorum yaptı. Ondan sonra da bir büyükşehir belediye başkanının (Ekrem İmamoğlu) yaptığı konuşmadan dolayı hakkında hemen soruşturma açılmasına geçti. Hızını alamayan Aras, teğmenlerin ihraç edilmesine dair görüşlerini açıkladıktan sonra bütün bu olanlardan toplumun tedirginlik duyduğunu öne sürdü. Bu arada hukuk alanındaki gelişmelere dair de görüş belirtip tutukluluğun bir istisna değil kural hâline geldiğini iddia ederek, bu sorunun kangrenleştiğini dillendirdi. Ve Ömer Aras, yukarıda işaret ettiğimiz üzere, iş adamlığı kimliğinden ziyade sanki siyasi bir figür suretinde en keskin siyasi muhalefeti yapmaya çalıştı…

 

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da aynı şekilde ekonomiden çok siyasi ve sosyal konulara ağırlık verdi. Ülke gündeminin yoğun olduğunu belirten Turan “Depremlerde, yangınlarda, iş kazalarında çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz. Demek ki, hata, suiistimal ve kayırmacılık çok yaygın. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Biz niye bu hâle geldik?” diye sordu. Bu konuşmaları, doğruları seslendirme adına “Bizi yönetenlere iyi niyetle önerilerimizi aktarmak görevimizdir” anlayışıyla yaptıklarını her ikisi de dile getirdi. “Sussak gönlümüz rahat değil” diye duygusal yöne de çalıştılar. TÜSİAD’ın bugüne kadarki, sicili ortada olmasa, geçmişte her fırsatta yanında yer aldığı vesayetçi yaklaşımları olmasa, tek başına bu konuşmalar bu denli tepkiye yol açmazdı. TÜSİAD üstenci bir dil ile hâlâ daha, geçmişte kalması gereken vesayetçi anlayışı empoze ediyor. Ülke meselelerini dile getirirken, siyasetin, sermayenin ve toplumun bütün katmanlarının anlayış ve yaşayışından kaynaklanan sonuçları, objektif bir şekilde seslendirse, dediğimiz gibi gerilim doğmayacak. Ama kategorik olarak kendi ideolojisi dışındaki kesimleri peşinen sorumlu ve “sorunlu” diye takdim etmeye kalkıştığında, ister istemez reaksiyonlar yükseliyor… Sosyal ve ekonomik alanlarda yapılan eleştirilerin doğruluk ve yanlışlıkları elastiki olarak ele alınabilir. Ama hukuk alanında, hele hele dava dosyalarına vakıf olmadan, davanın hangi safhada ve hangi seyir içinde olduğunu bilmeden, peşin yargı ile adli mercileri hedef almak kabul edilebilir şeyler değil. Bu yüzden mesela Ömer Aras’ın yargıyı telkin yönlendirme ve gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaymaktan dolayı hakkında resen soruşturma açıldı… Şimdi bu soruşturma açıldı diye malum kesim aynı teranelere tekrar başvuracaktır. Ama bu çığırtkanlıklar hakikati savunmaya mâni olamaz elbet.

 

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Hiçbir çıkar grubu millî iradenin ve hukukun üzerine çıkamaz…” diye tepki gösterdi. “Sivil toplum kuruluşlarının görüş belirtmesi, elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Türkiye eski Türkiye değildir. Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki, hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez…” dedi. Evet, hukukun üstünlüğünü savunuyor görünerek, hukuku etkilemeye ve yönlendirmeye kalkışanlar, eski dönemin artık çok gerilerde kaldığını unutmamalı…

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ali Rıza ÖZEKİN 19 Şubat 2025 06:52

Ah şu irtica nereye getti ? Hep ismet Özel 'in yüzünden ''irtica elden gediyor '' dedi, ne olduysa onda soora oldu..irtica aaaaaaa!

ismail18 Şubat 2025 05:59

Devletimizin okkalı yumruğu bu gibilerinin kafasına indirilmelidir. Halkında bunların yalanlarından kurtarılmış olur

Yalınız Efe15 Şubat 2025 11:46

Derhal hadleri bildirilmelidir. Herkes kendi işine bakmalıdır. Siyaset yapacaklara parti kursunlar ya da bir partiye girsinler.