O günleri yaşayanlar, iyi bilir. 12 Eylül 1980'de, dananın kuyruğu kopmuştu. Rivayet odur ki, 12 Eylül 2010'da da dananın kuyruğu kopuyormuş. Peki, kopuyor da ne oluyor? Neresinden kopuyor? -Bekleyelim ve görelim. Ne var ki.. 13 Eylül 2010 sabahında, şu soru, kafaları bir hayli tırmalayacak: -Bu tablo, ekonomiyi nasıl etkiler? Referandum ve sonrası.. -Demokratikleşmeye ve siyasi istikrara katkıda bulunabildiği, ülkeye daha geniş bir ufuk sunabildiği ölçüde, ekonomiyi olumlu etkiler, piyasalar rahatlar. Aksi takdirde.. -Ülke, belirsizlik ve ilkesizliğin pençesinde kıvranmaya devam eder. Dolayısıyla ne olur? -Ekonominin oyuncuları kısa vadeye kilitlenerek, vaziyeti idare etmeye başlar. 2011 genel seçimlerine, fevkalade tedirgin bir atmosfer içinde gideriz. *** Hatırlatmak gerekirse.. Aslında, bu bir miras. Biz bu senaryoyu biliyoruz. Nasıl mı? Siyaset sınıfı, istikrarsızlığı bir hayat tarzına dönüştürmek bakımından, geçmişte son derece başarılı projelere imza attı. Yazılı olmayan toplumsal sözleşme, sürekli olarak popülizmi iktidara taşıdı. Ankara, enerjisinin büyük bir bölümünü "istikrarsızlık üretmeye ve istikrarsızlığın doğurduğu rantları bölüştürmeye" harcadı. Aynı toplumsal sözleşme, "giderek genişleyen bir kamu kesimi borçlanma gereği, sürdürülemeyen bir borç dinamiği ve kriz" olarak dibe vurdu. "Otuz beş senelik yüksek kronik enflasyon, batan ve batırılan bankalar, çökertilen bir sosyal güvenlik sistemi, bol miktarda kriz ve IMF ile imzalanan 19 tane Stand-by", böyle bir yapılanmanın ürünleriydi. Şubat 2001 krizinden sonra, "acil serviste nara atan, madde bağımlısı, huysuz bir hastayı" andırıyorduk. Hukuk mu? 12 Eylül hukuku, evlere şenlik bir ahbap çavuş kapitalizmini defalarca tahkim etti, ona omuz verdi. 1982 Anayasası ile topluma giydirilen deli gömleği, Kasım 2002 seçimlerinde sandığa gömülen ve hâlâ çıkamayanları, hiç ama hiç ilgilendirmemişti. Şimdi de ilgilendirmiyor. Bu günlere böyle geldik. Buradan nereye mi gidiyoruz? *** Dileyelim ki.. Referandum, istikrar ve huzur getirsin. Ülkemiz, vesayet rejiminin karanlığından kurtularak aydınlansın!