Sevgili kızım Vesayet..

A -
A +

Hani bunlar gidiciydi.. Ne oldu? Güvendiğimiz dağlara kar yağdı! Şimdi de Anayasa'yı kurcalamaya başladılar. Ülkemiz, kara günlerden geçiyor. Bu işin bu noktaya geleceği belliydi. Galiba, Demirel haklı çıktı. Kasım 2002 seçimlerinden sonra, "Bu rüzgâr, daha çoook baca uçurur!" demişti. Geçenlerde, Recep Peker'in İnkılap Dersleri'ni ve İsmet Paşa'nın TBMM Nutukları'nı bir defa daha okudum. Ne kadar hüzünlendim, bilemezsin. ** Sevgili Vesayet.. Bir kere daha kani oldum ki: - Bu millete güvenilmez. Bu milleti boş bırakmaya gelmez. Boş bırakılırsa, ya davulcuya varır ya da zurnacıya.. Nitekim, varmadı mı? -Demokratik açılım, üniter devleti tasfiye etme projesinin ilk adımıdır. -Demokrasi, ayak takımının despotizmidir. Liberalizm, vatan hainliğidir. Recep Peker, "Zigana Dağı'nın tepesine portakal ağacı dikilmez!" derken, bu ülkede liberal fantezilerin maya tutmayacağını dile getiriyordu. *** Bunlar mı? Azizim, bunlarda devlet fikri yok. Bunlar, Özal'ın başlattıklarını devam ettiriyorlar aslında. Özal, devleti şirket ya da şantiye gibi idare ediyordu. Bunlar da öyle.. Bir de "Soğuk Savaş bitti!", diye tutturmuyorlar mı, hasta oluyorum. Tamam, Soğuk Savaş bitti, fakat bir başka savaş başladı. Bir süredir, gündemi yeterince izleyemiyorum. Ne var ki, şunu kesin olarak biliyorum. Ülkenin "iç tehdit" ve "dış tehdit" konseptini tamamen çökerttiler. Evrensel hukukmuş.. Sevsinler sizin hukukunuzu! Söyler misin? Türkiye'nin, sınırları çizilmiş, bir ulusal güvenlik konsepti var mı? Varsa bunu kim belirliyor? Biri bana anlatsın, yahu! Önce bir AB ve Annan Planı tutturdular. Bir süre Kopenhag Kriterleri ile oyalandık. Peki ne oldu? Şimdilerde yeni arayışlara girdiler. Dış politika eksenimizi sorumsuzca kaydırdılar. Dümensiz bir gemiye benzedik. *** Cici kızım... Psikolojik harp, tam gaz devam ediyor.Tüm reflekslerimizi, kırmızı çizgilerimizi, dumura uğrattılar. Matbuat, malum. Sermaye sınıfı da pek yalakaymış. Muhalefet dersen, mum gibi eriyor. Ağabeyin, doktorasını yaparken liboş taifesine takılmış. Anlaşılan, bizim Çetin'in mahdumları onu da ifsad etmiş. Vaziyet böyle.. Çok mu karamsarım? Her neyse, gün doğmadan neler doğar! Kestane kebap, acele cevap.. (Vesayet'in cevabı, haftaya..)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.