12 Eylül 1980'den, 12 Eylül 2010'a..

A -
A +

Dile kolay, tam otuz yıl geçmiş, ama hâlâ 12 Eylül darbesinin tortularından arınmaya çalışıyoruz. İsterseniz, hafızamızı şöyle bir tazeleyelim. Ne mi olmuştu? Hakkını yemeyelim. 12 Eylül 1980 darbesi, "fitne ve fesat tohumlarının ekilmesi, olgunlaştırılması ve nihayet hasat edilmesi" bakımından, dört dörtlük bir operasyondu. Büyük sermaye, medya, sivil bürokrasi ve hepsinden önemlisi, stratejik müttefiklerimiz tarafından sağlanan dış destek, darbenin kotarılması, devletin ve siyasetin yeniden yapılandırılması bakımından son derece belirleyici olmuştu. Netice itibariyle.. İç ve dış politikaya yönelik bir dizi kritik misyon açısından değerlendirildiğinde, 1980 darbesi, fevkalade kapsamlı ve başarılıydı. Ne var ki, en büyük bedeli halkımız ödedi. *** Peki, 12 Eylül 2010'da olan nedir? Referanduma nasıl geldik? Bir kısım siyasetçi ve elitler, ülkeyi paylaşamıyor, kavga ediyor. Nasıl mı? Her zamanki gibi: -Benim sevgim, senin sevgini döver! Bu ülke bizden sorulur. Peki, halk bu kavganın neresinde? Ülkeyi sevmeyi, halkımıza bıraksak fena mı olur? Cevabı biliyoruz: -Halkımızı kendi haline terkedersek, ya davulcuya ya da zurnacıya varır. Nitekim varmadı mı? Vatandaşı boş bırakmaya gelmez! Bu arada, garip şeyler de oluyor. Farkında mısınız? 12 Eylül mağdurlarının bir kısmı, işkencecilerine "ilân-ı aşk" ediyor. Anlaşılan, "Stockholm sendromu" diye bilinen süreç, bizde de hükmünü icra ediyor. Halkımız, böyle durumlarda ne der? Dikkatli olmakta fayda var. Mesela.. -"Başlarım ben böyle aşkın ızdırabına!" diyebilir! *** Propaganda döneminde olup biteni izlerken, aşağıdaki fıkrayı hatırladım: Adam, akıl hastanesini gezerken hastalardan birine sormuş: - Burada kaç kişisiniz? Hasta: -Kırk kişiyiz.. Adam: -Sahi mi? Hasta: -Evet, aynen öyle! Peki, siz dışarıda kaç kişisiniz? *** Günümüze gelirsek.. Ülkenin gündemi, hastanın tepkisini haklı kılmıyor mu? Gerçekten.. -Biz, dışarıda kaç kişiyiz? Siz, sevgili eski siyasetçiler.. -Siz, Zincirbozan'da ve Mamak'ta kaç kişiydiniz? Ayıp olmuyor mu?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.